Anketlere göre, ABD’de bu salı yapılacak ara seçimlerde Cumhuriyetçilerin Temsilciler Meclisi’nde yeniden çoğunluğu kazanması muhtemel. Demokratlar, Senato’daki kıl payı çoğunluklarını da kaybedebilir. Avrupa basını, bunun iç ve bilhassa dış politika açısından ne anlama geleceğini irdeliyor.
Atlantik’ten gelen destek rüzgârı dinebilir
NZZ am Sonntag, Cumhuriyetçilerin seçimi kazanması halinde ABD’nin Ukrayna’daki savaşa yönelik tutumunun değişebileceğini düşünüyor:
“Şimdiye kadar her iki parti de büyük mali ve askeri yardımlar verilmesi konusunda desteklerini sunmuştu. Ancak, Temsilciler Meclisi’nin yeni potansiyel çoğunluk lideri Kevin McCarthy, zafer kazanmaları durumunda Ukraynalılara artık açık çek verilmeyeceğini ilan etti. Bunun ne anlama geldiği belli değil. … ABD’nin angajmanında bir azalma olursa, cephedeki Rus askerleri bundan anında fayda sağlayacaktır. Bu yüzden, AB ve her şeyden önce de Almanya gibi ülkeler Ukrayna meselesinde daha fazla sorumluluk üstlenmeli ve verdikleri taahhütleri hızla yerine getirmeli. Bu çağda artık hiçbir şey kesin değil. 2024’te kimin ABD başkanı olacağı
Savaş politikası cezalandırılıyor
Ekonomist Jeffrey Sachs, ara seçimlerde Demokratların işinin neden zor olduğunu Portal Plus’ta şöyle açıklıyor:
“ABD Başkanı Joe Biden ve partisinin ara seçimlerde ağır bir yenilgi alması, Demokratların Ukrayna’daki savaşın sürdürülmesinin en büyük destekçilerinden olması dolayısıyla büyük bir sürpriz olmayacaktır. ABD ve Avrupa’nın ihtiyaç duyacağı son şey, Rusya’yla uzun sürecek bir savaştı. … ABD’nin dış politikasında değişikliğe gitmesi gerekiyor. Seçimlerden sonra, dış politikayı yeniden gözden geçirmenin vakti gelecek. Amerikalıların ve bütün dünyanın ihtiyaç duyduğu şey ekonomik toparlanma, diplomasi ve barış.”
Asıl bunlar endişelendirmeli
Radio Kommersant, seçimlere atfedilen uluslararası önemi abartılı buluyor:
“Avrupa’da yaşayan insanlar, okyanusun öte yanındaki seçmenlerin siyasi görüşlerinin kıtanın doğusundaki askeri eylemler üzerinde nasıl bir etkisi olacağını merak ediyor. Genel olarak düşünürsek, pek de bir etkisi olmayacak. Dış politika ve savunma politikaları hükümetin ve Beyaz Saray’ın ayrıcalıklı konularıdır, bu yüzden de yüksek umutları ya da korkuları Kasım 2024’e ertelemek gerekiyor. ABD seçimlerinde dünyanın asıl ilgilendiği mesele, dış politikayla ilgili hususlar. Yereldeki kaygılar ise kürtaj, silah taşıma hakkı, çevre ve hepsinden önemlisi de hızla artan enflasyon. Keşke Ruslar bu meseleler üzerine biraz daha kafa yorsaydı. O zaman dünyamız daha farklı bir yer olur ve yabancı ülkelerdeki seçimleri umursamak zorunda kalmazdık.”
Siyasal sistem de oylanıyor
Der Tagesspiegel, seçimlerin Amerikan demokrasisi açısından bir sağlamlık testi niteliğinde olduğunu düşünüyor:
“Ülke genelindeki Trump destekçileri, diyor eleştirmenler, son seçimlere hile karıştığını savunarak, ağırlıklı olarak Demokratlara oy veren azınlıkları sandıktan uzak tutmak için oy verme sürecini büyük ölçüde zorlaştırmaya çabalıyorlar. Cumhuriyetçilerin salı günkü seçimlerdeki Kongre adaylarının pek çoğu, şimdiden 2024 başkanlık seçimlerinin sonucunu onaylayamayacaklarını ilan etti. … Dolayısıyla, Amerikalılar bu salı günü bir yandan da kendi siyasal sistemleri için oy veriyorlar. Bunu yapmak onların elinde.”
Aşırılık yanlıları uzun vadede halkı ikna edemez
Siyaset bilimci Stephen Ansolabehere, Le Monde’da olası bir zaferin pek çok Cumhuriyetçi adayın aşırılık yanlısı tutumlarının onaylanması anlamına gelmeyeceğini öne sürüyor:
“Partideki aşırılık yanlısı fraksiyonu destekleyen Cumhuriyetçi adaylar, ABD çapındaki anketlerde diğer Cumhuriyetçi adaylardan geride gözüküyor. … Parti açısından işlerin yolunda gittiği bir yıl olduğundan, bu popülistlerin çoğu seçimlerden zaferle çıkacak olsa da kararsız seçmenler bu adaylara oy vermekte zorlanacaklar. … Uyguladıkları kötü ekonomi politikasından ötürü, Demokratları cezalandırmak uğruna onlara gönülsüzce oy verecekler. … Enflasyon düşüp gelirler yine yükselince, rüzgârın yönü tersine dönecek.”
Jutarnji list de Kiev’e sunulan desteğin geleceği konusunda endişeli:
“ABD yarın ara seçimler için sandığa gidecek ve dünyanın hâlâ en önemli ülkesi olarak çok uzaklardaki başka bir ülkenin, Ukrayna’nın da kaderini belirleyecek. Mevzu öylesine kritik ki, seçimler Washington’da olduğu gibi Kiev’de de büyük bir ilgiyle takip ediliyor. … Cumhuriyetçilerin zaferinin Tanrı’nın bir lütfu olarak görüleceği Kremlin için de aynı durum söz konusu. … Joe Biden, ABD’nin en büyük başkanlarından biri olarak tarihe adını yazdıramayabilir, ama Ukrayna’yı kurtararak ölümsüz olma imkânına sahip. … Bunun için de yarın Cumhuriyetçilerin kazanmaması gerekiyor.”