Kadın Cinayetlerini Önleyeceğiz Platformu verilerine göre 2024, kadın cinayetlerinin görüldüğü en yüksek yıl olmuş. 394 kadın cinayeti ve 259 şüpheli ölüm gerçekleşmiş. Koca ya da eski kocanın öncelikli fail olduğu listeye sırasıyla sevgili, baba, oğul, kardeş girmiş.
2021’de keyfi olarak önce İstanbul Sözleşmesi’nden çıkıldı. Sonra kadını betona gömen, bavula koyan, kafasını kesip atan canilere sözde cezalar verilmeye başlandı. Genellikle kadını suçlayıcı bakış açısına sahip olanlar tarafından, bu canilere takım elbise giydikleri, pişman oldukları ya da tahrik edildikleri gerekçesiyle iyi hal indirimi uygulandı. Cezalar ödül gibi olunca kadınlar tamamen korumasız kaldı. O günden bugüne ölen kadın sayısı arttıkça arttı. Böylece 2024’te zirve yaptı.
2025’in ilk altı ayında öldürülen kadın sayısı 136, şüpheli kadın ölümü sayısı 145.
Cellatlar yine gaddar, yine hunhar.
Kadınlar, öldürülürken genellikle yalnız değiller. Anneleri, çocukları, kardeşleri ya da arkadaşlarının gözü önünde katlediliyorlar. 2025’te bu katlediliş sırasında 35 kişi de yine fail tarafından ya öldürülmüş ya da yaralanmış.
Kadını korumayan iktidardan, tamamen güçsüz ve savunmasız olan çocuğu koruması tabii ki beklenmez. Zaten korumuyor da. 2013’ten 2023’e gelene kadar istismara uğrayan çocuk sayısı iki katına çıkıyor. Buna karşılık ceza alan sanık sayısı 14 binden 7 binlere düşüyor. Kovuşturmaya gerek olmadığı gerekçesiyle görmezden gelinenlerle aile içinde saklı tutulan istismarlarsa buz dağının altı.
Bu çocukların hayatı kayıyor ama kayan hayatlar yargı tarafından umursanmıyor. Çocuklar da kadınlar gibi suçlanıyor, haksız çıkarılıyor; suçlular salıveriliyor.
Kadını ve çocuğu korumayan iktidar kalkıp 2025 yılını “Aile Yılı” ilan ediyor. Üçer beşer çocuk yapın, diyor.
Diyor ama ekonomiyi dibe vurduruyor. Bu ekonomide çocuk nasıl yetiştirilir düşünmüyor.
Eğitimi bitiriyor. Ancak kendi dindar ve kindar nesline yatırım yapmaya devam ediyor. Yatırım yaptıkları, sokaklarda durduk yere pırıl pırıl çocukları zorbalıyor; öldürüyor.
Hukukun üstünlüğünü tanımıyor. Hak arayanı, ses çıkaranı, tehdit oluşturanı içeri tıkıyor. Bu ülkede nasıl yaşayacağını kara kara düşünen gençlere kapıyı gösteriyor.
Kadınları namus gerekçesiyle öldüren namussuzların, ahlak çığırtkanlığı yapan çocuk istismarcılarının, dindarlık taslayıp çocuk gelinleri koynuna alanların, bunlar haber yapılmasın diye basın yasağı getirenlerin, bi’ kereden bir şey olmaz diyenlerin, küçüğün rızası olduğuna hükmedenlerin, tecavüze yarım kaldı indirimi verenlerin… yok ettiği hayatları kimse geri getiremeyecektir ama yapılan bu zulmün eninde sonunda ödetilecek bir faturası olacaktır.







