Otoyol bağlantıları ve şehir merkezlerindeki caddeler traktörlerce kapatıldı, Emden’de bulunan VW fabrikasına girişlere izin verilmiyor: Almanya’da çiftçilerin koalisyon hükümetinin planladığı sübvansiyon kesintilerine karşı düzenlediği protestolar tüm hızıyla sürüyor. Temel anlaşmazlık konusu, Scholz hükümetinin tarımda kullanılan mazota yönelik indirimleri kaldırmakta ısrarcı olması. Yorumcular, aşırı sağcı grupların da dahil olduğu eylemleri analiz ediyor.
Ölçüsüz ve Tehlikeli
Tages-Anzeiger demokrasinin tehlikede olduğu kanısında:
“Bir hafta sürmesi beklenen protestoların boyutu büyük, tonu da hayli yüksek. Yurttaş, çalışan ya da girişimci olarak gösteri yapmak çiftçilerin hakkı ve demokrasinin gereği. Fakat itidali yitirerek ve başkalarına saygı duymadan yalnız kendileri için mücadele edenler, yıkıcı sloganlar atmaktan da radikal sağcılarla ittifaka girmekten de hiç çekinmeyenler, günün sonunda demokrasiyi tehlikeye atar. Kimi çiftçiler belli ki geriye gitmek istiyor.”
Süvansiyonlarla Doğru Yönde İlerlenmeli
Frankfurter Rundschau protestoculara hak veriyor:
“Ucuz gıda baskısı, geçimlerini sıklıkla kendi ürünlerinden sağlayamayıp büyük ölçüde sübvansiyonlara muhtaç kalmalarına yol açıyor. Dolayısıyla, ‘kurban’ edildiklerini düşündükleri bu sübvansiyonlardaki kesintilere bilhassa sert tepki vermeleri son derece anlaşılır. Ancak, taleplerine öylece boyun eğilmesi de tartışmaya son vermeyecektir. Devlet, sübvansiyonlarla tarımın yönünü nereye evrildiği üzerine doğru yolda ilerlemeli, dikkatle düşünmeli ve mümkün mertebe yüzünü pestisit kullanımını azaltacak çevreci politikalara dönmeli.”
Göstericiler Sağ Tandanslı
Večernji list, göstericiler arasında yaygın radikal fikirlere karşı uyarıyor:
“‘Halka ihanet edenlerin yargılanacağı vakit yakın,’ diye haykırıyordu aşırı sağcı Max Schreiber. Bazı Alman medya kuruluşları, aşırılık yanlısı partilerin gösterileri darbeyle sonuçlanacak bir traktör devrimine dönüştürmek istediğini yazıyor. Göstericiler, pandemi esnasındaki yönetim anlayışını, göç politikasını, Ukrayna’ya yönelik yardımları eleştiriyor ve sıklıkla AfD’yi göklere çıkarıyor. ‘Yeşiller Doğu cephesine’ yazılı çıkartmalar da dikkat çekiyor. Yeşiller Partisi’nden bakanlar Annalena Baerbock ve Robert Habeck için vaziyet pek iyi gözükmüyor.”
Çekya Olan Biteni İyi İzlemeli
Lidové noviny şu hususa dikkat çekiyor:
“Çeklerin meseleye dair esas endişesi, Alman çiftçilerin traktörleriyle sınır geçişlerini ne ölçüde engelleyeceği. Ancak hükümet karşıtı protestoları da dikkatle takip etmeliyiz. Ne de olsa Şansölye Olaf Scholz’un hükümeti, Başbakan Petr Fiala’nınkine benzer sorunlar ve bütçe kısıtlamalarıyla karşı karşıya. Dahası her iki ülkede, kendi seçmenleri de dahil olmak üzere halk hükümete sırtını dönmüş vaziyette. Fiala hiç değilse anlaşmazlıkları kaba çiftçiler ya da tren makinistleriyle değil de kültürlü doktorlar veya öğretmenlerle çözmek durumunda olduğu için memnuniyet duymalı.”
Mali Hareket Alanını Genişletin
The Guardian’a göre Alman hükümeti borç freninin şart koştuğu zorunlu tasarruf tedbirlerinden uzaklaşmalı:
“Kemer sıkma politikalarının sebep olacağı toplumsal huzursuzluktan en çok halihazırda anketlerde ülke genelinde ikinci sırada gözüken aşırı sağcı AfD istifade eder. … Toplumun farklı kesimlerini yeşil dönüşüm sürecine dahil edebilmesi ve Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrasında doğan yapısal ekonomik sorunların üstesinden gelebilmesi için hükümetin acilen mali bakımdan daha geniş bir hareket alanına ihtiyacı var. … Hükümet çağ dışı mali dogmaların peşinden koşarsa, kızışan ortamı soğutmak için elinden bir şey gelmez.”
Vaziyet ABD ve Fransa’daki Gibi
Neue Zürcher Zeitung’a göre, çiftçiler Ekonomi Bakanı Habeck’in seyahat ettiği feribottan inmesini engelleyerek fazla ileri gitti:
“Çiftçilerin bu eylemi, Almanya’da başvurulan söylemi derin bir şekilde bölünmüş ABD’yi ve hatta Fransa’yı anımsatır ölçüde keskinleştiriyor. Habeck ve komple bütün koalisyonun, sağırlıkları, ideolojik politikaları ve anlamsız kibirleriyle bu çürük dilin gelişmesinde oynadığı bariz rol ortada. Almanya’da daha önce bu denli sevilmeyen bir hükümet var olmamıştı ve bunun nedenini anlamak da zor değil. Öte yandan, Schlüttsiel’deki ıslak ve karanlık bir ocak gecesi bütün değişim umutlarının boşa çıktığı izlenimini doğuranlar da göstericilerdi.”