AP Dış İlişkiler Komitesi, Türkiye’nin otokratik çizgisini devam ettirmesi durumunda AB üyelik müzakerelerinin resmen askıya alınmasını öngören raporu kabul etti.
Avrupa Parlamentosu’nda (AP), Türkiye ile AB arasındaki üyelik müzakerelerinin resmen askıya alınması için girişim başlatıldı.
AP Dış İlişkiler Komitesinde oylanan raporda Türk devletinin otokratik çizgiyi sürdürmesi durumunda AB üyelik müzakerelerinin resmen askıya alınması talep edildi. Rapor 4 ret, 49 kabul oyu ile Komite’den geçerken 14 parlamenter çekimser oy kullandı.
Dış İlişkiler Komitesinin raporunda Türkiye’de ‘terörle mücadele önlemleri’nin suistimal edildiği, başta gazeteciler, muhalif siyasetçiler, insan hakları savunucuları olmak üzere çok sayıda kişinin hapsedildiği eleştirisinde bulunuldu ve Türkiye’den AB ile ilişkilerin yakınlaştırılması taahhüdünde samimiyetini inandırıcı bir şekilde ortaya koyması istendi.
Türkiye’deki mevcut olumsuz eğilimin “acilen” ve “tutarlı” bir şekilde tersine döndürülmemesi durumunda AB Komisyonu’nun Türkiye ile üyelik müzakerelerinin resmen askıya alınması için tavsiyede bulunması talep edildi.
Kararda, bu adım öncesinde, Türkiye ile yakın ilişkileri korumada farklı yollar bulunması için değerlendirmeler yapılması da isteniyor.
Sanchez: En sert rapor
AP üyesi raportör Nacho Sanchez, “Bu, Türkiye’deki duruma yönelik eleştirel raporlar arasında muhtemelen en sert olanı” diyerek raporun başta insan hakları ve hukukun üstünlüğü olmak üzere Türkiye’de son iki yılda yaşananları yansıttığını söyledi.
Sanchez, “Türkiye’nin rotasını kesin bir şekilde değiştirmesini ve son dönemdeki iyi niyet açıklamalarını somut eyleme dönüştürmesini umut ediyoruz. Diğer AB kurumlarını da Türkiye ile oluşturulabilecek olumlu gündem maddelerini demokratik reform koşuluna bağlamaya çağırıyoruz” ifadesini kullandı.
Önümüzdeki ay AP Genel Kurulu gündemine gelmesi beklenen rapor, yapılacak oylamada kabul edilirse AP’nin resmi tutumu haline gelecek.
Türkiye ile AB arasında 2005 yılında başlatılan üyelik görüşmeleri, son yıllarda yaşanan siyasi ve diplomatik krizler nedeniyle durma noktasına gelmiş, ancak resmi olarak AB tarafından askıya alınmamıştı.