Başak Demirtaş: Menderes’in idamı siyaseten neyse Selahattin’e istenen de aynısı, Erdoğan’a idam istense karşısında ilk ben dururum.
“Muhalefetten tek kişi aramadı, tepki göstermedi”
– Peki destek için arayan özellikle muhalefetten, siyasetçilerdeattinn kimse oldu mu acaba? Siyasi dayanışma ya da kadın dayanışması?
Sağ olsunlar, destek için arayan dostlarımız oldu ama siyasetçilerden, muhalefet partilerinin tümü dahil olmak üzere, tek bir kişi bile aramadı, kimse bir mesaj bile göndermedi. Ya bırakın beni aramayı, o korkunç çağrıya karşı tek bir söz söyleyen siyasetçi oldu mu diye sorsak daha iyi olur, üzülerek söyleyeyim o da olmadı. Bence tüm siyasetçilerin tepki vermesi gerekiyordu. Sayın Kılıçdaroğlu sustu, HDP Eş başkanları sustu, ittifakımızdaki partiler sustu. Kimse tepki vermedi ve bu maalesef normalleştirildi. Bakın Murat Bey, tüm samimiyetimle söylüyorum, Erdoğan’a idam istense karşısında ilk ben dururum, Selahattin olur; ama Selahattin’e idam istenilirken ne yazık ki büyük bir sessizlik oldu.
“Büyük bir kırılma yaşıyorum”
– Bir kız çocuğuyken babanızın, bir eş-anne iken, kızlarınız evdeyken eşinizin götürülüşüne şahitlik ettiniz. Pek çok Kürt kadının yakınlarıyla ilgili böyle anıları var. Halen hapiste olan Kürt kadın siyasetçiler var. Bu nasıl bir kırılma yarattı sizde?
Aslında evet, büyük bir kırılma yaşıyorum. Evet, ben daha beş yaşındayken babam gözümün önünde işkenceyle götürüldü, cezaevine konuldu. Belki de şu andaki mücadele amacımın, kararlılığımın taşları ben daha beş yaşındayken döşendi. Ve ben istedim ki, benim yaşadıklarımı başka çocuklar yaşamasın. Ama maalesef, yıllardır yürütülen onca mücadeleye rağmen yeterince başarılı olamadık. Benim yaşadıklarımın fazlasını kızlarımız ve başka çocuklar yaşadı, halen de yaşıyor.
“Seçim çalışmalarımdan rahatsız olan parti yetkilileri olduğunu öğrendim”
– Seçim kampanyasının son döneminde siz de aktif şekilde birey olarak HDP ile de mitinglere katıldınız. Alanda çalışma yaptınız. Nasıl geçti sizin için?
Şöyle oldu; Kadın Meclisi’nden iki arkadaşımız beni evimde ziyaret ederek çalışmalara katılmamı istedi ben de seve seve kabul ettim. Sonrasında onların da önerileriyle bir program çıkardık ve saha çalışmalarına başladım.
Çalışmalara başladıktan sonra, pek çok yerden davet aldık ama programı büyük ölçüde planlamıştık. Genel merkezin önerisi doğrultusunda birkaç yer değişikliği yaptık. Bu vesileyle davet eden tüm il örgütlerimize çok teşekkür ediyorum, hepsine yetişmek maalesef mümkün olamadı.
Benim için değişik bir deneyimdi doğrusu. En çok da gençlerin, kadınların sevgisi, ilgisi, coşkusu, kararlılığı çok güzeldi. Zaman zaman da duygulandım, şunu bir kez daha anladım, halkımız için ne yapsak azdır. Halkımıza çok teşekkür ediyorum. Bir taraftan da hem bana hem Selahattin’e çok büyük moral oldu.
Murat Bey, şunu da belirtmek istiyorum, tüm çalışmaları kendi imkânlarımızla yaptık, partiden hiçbir talebimiz olmadı. Bunu bir görev olarak yaptım, çünkü her partili gibi sorumluluğumun gereğini yapmak istedim ama çalışmalar sırasında bundan rahatsız olan parti yetkililerinin olduğunu öğrendim ve ne yalan söyleyeyim, üzüldüm doğrusu. İnsanız neticede.
Bir de birileri çıkıp bizim çalışmalarımıza ‘sosyal medya fenomenliği, pop star kampanyacılığı’ diyerek sanki suç işlemişiz gibi yapmaya kalktı. Bu hem etik olarak hem de siyaseten hiç doğru değil, benim de bunu kabul etmem mümkün değil.
Söyleşinin tamamını aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz