Hayatın içinden, belki de yanı başımızdaki birilerinin basit ,ama derinlikli yaşamlarına tanık oldum Nurdan Aladağ’ın öykülerini okurken. Acılı, kederli, yalnız, işkence görmüş, düşleri, umutları çalınmış ama yine de var olmak, yaşama tutunmak isteyen sahici insanlar onlar. Bir yandan ezilmiş, parçalanmış, hırpalanmış yaşamlar canlanırken gözümde diğer yandan o yaşamların hiç anlatılmayan kısımları canlandı. Yazarın başka hayatlara açtığı pencerelerden bakmakla kalmadım, pencereden içeriye, o hayatlara süzüldüm.
Kırılganlıkla örülmüş kalplerin karamsarlık denizinde kaybolmak yerine umuda sımsıkı tutunup hayatta kalma mücadelesi vermeleriyle içim ferahlarken bazılarının hayatın savurmalarına karşı koyamamasına üzüldüm. Sessiz çığlıklar duydum satır aralarında.
Bir matematikçinin kesinliği, netliği ile kısa, ama çarpıcı cümleleri art arda okurken keskin bir his uyandı içimde. Ardından olanı olduğu gibi yansıtan samimi, dokunaklı bir anlatımın içine çekildim. Kimi zaman fısıltıyla, kimi zaman yüksek sesle dile getirdiği duygularla hissettirmeden çarptı beni. Kuru bir ifadeye dönüşmeyen, hem düşünmeye hem hissetmeye izin veren yalınlığını sevdim. Duyulara yönelik ayrıntıların, benzetmelerin yerli yerinde oluşunu…
Bu öyküleri okurken sadece kahramanların değil, Nurdan Aladağ’ın da ruhunu hissettim. Her karakterinin ardında incelikli bir gözlem, engin bir yaşam deneyimi sunan yazar okurlarını hayatın farklı renklerini ve karanlık köşelerini keşfe çağırıyor.
Ben, çağrıya kulak verip zamanımı usta bir kalemin elinden çıkan öykülerle geçirdiğim için mutluyum. Sizi de bu keşfe davet ediyorum.
Beni Umutsuz Bırakma
Nurdan Aladağ
Öykü
Kekeme Yayınları