Naim Kandemir
Elimdeki fotoğrafa bakıyorum dakikalardır.
Çorumluydu, SGB’liydi, saz çalardı… Mevsim ya ilk bahar, ya son bahar. Çünkü, üzerimde lacivert, mont şeklinde yağmurluğum var.
Oda muhtemelen Esatların odası. Cumhuriyet Yurdunda yine bir akşam mesaisi. Elimde kağıt var. Belki de o kağıttaki şiirleri okuyorum Ali Kemal türkü, marş söylemeye ara verince.
Yıl 1979. 43 yıl geçmiş. Az değil. Gencecik yaşlarında bizlerden kopartılan arkadaşlarımızın neredeyse iki ömrü kadar.
O yıllar çoğumuza devrim arefesi gibi gelirdi. Heyecan ve fedakârlık bu yüzden hiçbir ölçüye sığmazdı.
Umuda ve güneşe koşanların devrim mesaisinin serbest zamanlarında, yurttakiler en büyük odada toplanırdı. Saz çalanlara solo olarak eşlik ederdi sesi güzel olanlar. Diğerleri ise benim gibi koro türkülere, şarkılara katılırdı.
Solo türkücülerden DTCF’li Memiş Kışla’yı ve onun Ah bir ataş ver ile Ez berfim… türkülerini söyleyişini hiç unutmam. Ali Kemal de hafızamda hep Bolivyalı küçük asker olarak kaldı. O yıllarda devrim ateşini harlayanların söyleyip dinlediği çok türkü ve marş vardı ama bu şarkıyı ben ilk kez ondan duydum. Zaten diğerleri kadar da pek söylenmezdi bu şarkı. Belki de söylenmesi zor diyedir. Ege denizi kararınca, Sobalarında kuru da meşe… gibi marşlar, türküler de daha çok hüzünle söylenir, dinlenirdi.
Sözlerini Kübalı şair Nicolas Guillen’in yazdığı Ali Kemalin söylediği Bolivyalı küçük asker şarkısının Che Guevara için yapıldığını bilirdik ama bugünkü koşullardaki gibi bu şarkıyı videolardaki görsel zenginlikle birlikte dinleme şansımız yoktu o yıllarda. Ezgi ve sözlerden sonra iş, dinleyenin çağrışım ve hayal gücüne kalıyordu.
Yine Siyasaldan 1978’den beri yoldaş olduğumuz Cengiz Türüdü ile yaptığımız Diyaloglar serimizin dördüncü kitabı olarak Yoldaşça Diyaloglar’ı yayınlayınca ve yine o yıllardan yoldaşımız Esat, sosyal medya hesabında tanıtınca kitabı; bu tanıtımla 43 yıllık aradan sonra Ali Kemal ve ben karşılıklı yoklama yapmış olduk birbirimizi! Aradan geçen zaman elbette kaportalarımızı eskitmiş olsa da anladık ki bilinçlerimiz, tercihlerimiz sağlam. Olsa olsa olgunlaşmışız denebilir!
Esat’ın vesilesiyle biz irtibatlandık, çok güzel oldu. Zaten gittikçe azalıyor bizim kuşağın çocukları. Burada bir sevinç nedenim daha var; haberim bile yoktu bu fotoğraftan. Yukarıda anlatmaya çalıştığım siyah beyaz fotoğrafa da sahip oldum Ali Kemal sayesinde. Ve koyup fotoğrafı karşıma açıyorum son ses Bolivyalı küçük asker şarkısını. Hep birlikte dinliyoruz. Çok kalabalığız çok. Gidenler fotoğraflarda geri dönüyor bize.
2 Haziran 2022
Çanakkale