Hasan H. Yıldırım & Hussein Erkan
Kürdistan’ın güneyinde son 5 yılda 407 cami yapılmış. Camilerin yanı sıra bir o kadar da Türkçe dini eğitim veren Kuran kursları açılmış. Halkın “tüm sorunlarını çözdüklerine göre” Hewler iktidarı, bol parada olunca nereye harcayacaklarını düşünmüşler. “Öbür dünyayı da düşünmek gerek” mi, yoksa dini inançlı insanlarımızı zarp- u rapt altına almak diye mi düşünmüşler konusunda neye karar vereceğimize karar kılamadık. Milyonluk şahsi villalarının yanına “bir de cami yapalım” diye düşünmüş olabilir “dini bütün önderlerimiz”(!)
Bir kere cami inşa edilmesine karşı değiliz. Halkın ibadetine hizmet edecekse niye olmasın? Fakat buradaki hesap farklı. Karşı çıkışımızın nedeni dini kendi çıkarlarına hizmet etmek için bir araç olarak kullanmak istemeleridir. Yoksa Kürt milli mücadelesinde dini bütün birçok önderimiz oldu. Şeyh Ubeydullah, Şeyh İzzettin, Şeyh Said, Seyit Rıza vs. sayabiliriz. Bugün de Kürdistan’da dini referans alan partilerimiz var. Kürdistan İslami Parti (PİK) bunun örneği. Ama dini milli mücadele için bir araç olarak kullanıyorlar.
Fakat Hewler iktidarının bol bol cami inşa etmesinin amacı farklı. Dini siyasallaştırıp insanlarımızı cahil bırakmak için cami inşa ediyorlar. Özelliklede coğrafyamızda dini siyasallaştırıp yükselen cihatizmin gelişmesine hizmet ediyorlar. Bol bol cami inşa etmek bu amaçlıdır.
Halkın en temel sorunları su, elektrik, yol, hastane, okul yapma bir yana çalışanların ve şehit ailelerin maaşlarını üç ayda bir bile ödemeyen güney yönetimi meğer ne “hayırlı işlerle” uğraşıyorlarmış da haberimiz yokmuş(!) Bizde adamları boşuna eleştiriyormuşuz(!) Adamların günahını alıyormuşuz(!) Ne yaramaz vatandaşlarmışız da bizim bizden haberimiz yokmuş(!) Cahillik(!) işte.
Adamlar ne yapsın? Çoluk çocuklarına bir gelecek hazırlıyorlar. Yurtdışına bol bol milyarlar aktarıyorlar. Kendilerini gözü kapalı savunan birey ve çevrelere para yetiştirmeye çalışıyorlar. Halk aç kalmış mesele mi? İtiraz etmemeleri içinde bilinçsiz kalmaları gerekiyor. Bunun için insanları zapt -u rapt altına almanın araçlarını oluşturuyorlar. En kolay yol olarak bol bol cami inşa ediyorlar. Ama cami karın doyurmuyor. Fakat halkın karnını duyurmak için fabrika kurmakta işlerine gelmiyor. Çünkü tok insan hakkını arar, isyan eder, iyisi mi insanlar cahil kalsın. Ne büyük marifet(!)
Barzani ailesinin çıkarını savunmak için noter görevini gören Hewler iktidarı, Türkiye’yi kendilerine örnek alıyor. Hocaları da var: Recep Tayyip Erdoğan. Irak-PDK’nin AKP’den bir farkları yok. Zaten kendileri “kardeş, dost, stratejik müttefikiz” diyorlar. Kürt milletine karşı birlikte çalışıyorlar. Din de bunların ortak sömürü aracı oluyor.
Nur topu gibi birde cihatçı bir yapıyı (Hüda-Par) oluşturdular. Kürdistan’ın İŞİD’ini yaratıyorlar. Yarın kılıç alıp sokağa çıkıp Kürt yurtseverleri katlederlerse kimse şaşırmasın. Yapmadıkları bir iş değil. Hewler’de Barzaniler, bunları kucağında besliyor.
Cihatizm; insanlığın başına bela olmuş vebadan, kanserden daha tehlikeli bir ilettir. Orta Doğu’da cihatizmi yok edecek güç genelde dünya demokratik güçleri ve yerelde Yahudi ve Kürtlerdir.
Yahudiler ve Kürtler öyle milletlerdir ki; tarih bu görevi onlara vermiştir. Cihatizmin panzehiri bu iki toplumun seküler yapısıdır. Dünya demokratik güçlerin bugün Yahudi ve Kürt sempatisinin nedeni de budur.
İŞİD denilen cihatçı terör örgütün ortaya çıkması başta Kürtler olmak üzere, kendileri gibi düşünmeyen herkese yönelmesiyle Kürtlerin ortaya koyduğu tutum bunun göstergesidir. İŞİD denilen cihatçı terör örgütü saldırıya geçmesiyle yerel güçlerden Kürtler dışından bu terör örgütüne karşı koyan bir güç olmadı. İŞİD’in ilk saldırısıyla yaptıkları tek şey arkalarına bakmadan sıra kadem kaçmaları oldu. Halkı bir yana bırakıp en önde kaçan güçlerin başında Irak ve Suriye devlet güçleri oldu. Şimdi de bu iki sömürgeci, soykırımcı ceberut devlet Kürtlere çağrı yapıyorlar. Kendi egemenliklerine girmelerini istiyorlar.
Güler misin, ağlar mısın?
Sanki devlettiler(!)
O dönem bitti.
7 Ekim’de Hamas İsrail’e saldırdı. İnsanlık suçu işledi. İsrail buna karşılık verdi. Gazze’ye saldırısı ile bu cihatçı terör örgütünü yok etmeye çalışıyor. İsral’in Hamas ile başlayan savaşının tüm hedefleri tam olarak nedir bilmiyoruz. Bildiğimiz tek şey Hamas’ı ortadan kaldırılana kadar bu savaşın devam edeceğidir. Gazze’de İsrail’i tehdit edecek hiçbir unsurun bulunmamasını sağlayacaklarıdır. Ondan sonra hedefi ne olur onu da bilmiyoruz.
Artık sıra İslam’ı Cihat’ta mı, Hizbullah’ta mı, yoksa başka bir cihatçı terör örgütünden mi olur pek fark etmez ama tüm bu cihatçı terör örgütleri yok etmeye çalışacaktır. Aynı rolü Rojava’da PYD/YPG yaptı ve yapmaya devam etmektedir. Bu nedenle insanlık Kürtler ve Yahudilere borçludur. Bu gelişmeler tüm insanlığın olduğu gibi biz Kürtlerin ve de Yahudilerin de yararınadır.
İsrail ve Rojava yönetimi bu rolü oynarken Barzaniler, Kürdistan’da cihatizmi geliştirmeye çalışıyor. Onlara kol, kanat geriyor. Bir taraftan oluşturdukları cami ve Türkçe eğitim veren Kuran kurslarıyla halk cahil bırakılırken, diğer yandan AKP yönetimiyle birlikte cihatçı Hüda-Par’ı oluşturuyorlar. Bunun seküler Kürt toplumunda ne kadar karşılığı olur bilemeyiz ama büyük bir tahribata yok açacağı kuşkusuzdur.
Kürdistan halkı uyanık olmalıdır. Türkiye-Hewler iktidar işbirliği kötü bir rol oynuyor. Kürt millet yürüyüşünü tasfiye etmek, zaafa uğratmak için her yolla baş vuracaklar. Ellerindeki en büyük araçta siyasallaştırdıkları din olmaktadır.







