Cumartesi, Temmuz 12, 2025
Son Haber
  • Yazarlar
  • Manşetler
  • Son Haber Tv
  • Künye
No Result
View All Result
  • Yazarlar
  • Manşetler
  • Son Haber Tv
  • Künye
No Result
View All Result
Son Haber
No Result
View All Result
Home Kitap Önerileri

Daktilo Günlük – Günlükler 1970-1999

……..

Korkut Akın by Korkut Akın
29/10/2024
in Kitap Önerileri, Manşet Haberler, Yazarlar
A A
0
Daktilo Günlük – Günlükler 1970-1999
0
SHARES
1.4k
VIEWS
Share on FacebookShare on TwitterShare on Whatsapp Send Mail

Hayat kolaylaştıkça bazı şeyleri unutuyoruz. “Eskidendi” diye hayıflanarak andığımız erdemler aslında en tam da şimdi lazım bize, hepimize… Hulki Aktunç, çalışkanlığıyla, üretkenliğiyle, romanlarıyla, şiirleriyle hepimize örnek olması gereken bir aydın. “Kimileri için bir karışma/karıştırılma serüvenidir hayat; an gelir, artık hiç bir şey eski yerini bulamaz; o hayatın öznesinde, nesneler sonuna dek egemen olma duygusu bir daha doğmamak üzere ölüp gitmiştir” diyor, gelin Daktilo Günlükler’in kapağını aralayalım ve karıştırıp karıştırılalım. Erken bıraktı yaşamı. Biz(ler) onun bıraktıklarını daha ileri, daha yukarı taşımamız gerekirken -teknoloji bahanesine de sığınarak, tembelliklerimizi savunduk bir bakıma- pek de bir şey yapamadık. Üzgünüm, hepimiz üzgün olmalıyız, kendi adıma bağışlanmayı diliyorum.

Hulki Aktunç, yaşamının baharında günlük tutmaya başlamış. Aradan geçen bunca yıl sonra ne denli gerçekçi, ne denli yol gösterici, ne denli ufuk açıcı yazdığını bir kez daha görüyoruz. Günlük tutmamayı bir tür görevden kaçma olarak tanımlıyor; bellek dağarcığının genişlemesi, düş ve düşünce geliştirmek için yararı nedeniyle her zaman başvuru kaynağı olarak niteliyor. (Alaettin Bahçekapılı, “Kurtuluş Savaşı’nda Roman” hazırlığında, internetin ne denli yanıltıcı olduğunu, yalan yanlış bilgilerle bir türlü başa çıkamadığını; bırakın şiirleri ve/veya yazıları, kitapların bile yazarlarının yanlış aktarıldığını belirterek ancak basılı yayınlara güvenebildiğini söyledi.)

“Gitgide yoruluyorum tabii. Hayattan değil, bu hastalıklardan” diyor, daha 1970 yılında. Kuşkusuz yazdığı bir öykü için, ama bir hastalık aldı onu bizlerden erkenden. Bu bile sadece yeterli bir günlük tutmanın gerekliliği için. Sosyal bir hayatı olduğunu, iyi bir gözlemci olarak en küçük bir ayrıntıyı bile kaçırmadığını görüyoruz. Sanki “güzellikler ayrıntıda büyür” diyor bize. Görüp geçmemek, gülüp geçmemek hayata yeni bir bakış için gerekli.

 

Hepimize rehber oluyor…

“Mum biterken ışığı titrer ve yazan ellerime balmumu damlaları ağardı” diye yazmış, besbelli askeri okulda o sırada ve “ıssız kütüklüğünün şenlendiğini” artık belini sıktığını yazıyor. Tekdüze bir yaşamın yaratıcılığını öldürdüğünün farkında; düş ve düşüncede uçsuz bucaksız bir dünya kuruyor. Hatta Dostoyevski’nin bir kitabına, “Şurası bir gerçek ki, bu öykünün baş kişisi benim” diye not düşüyor.

Benim de çok sevdiğim İlhan Berk’in, “Neler çekmiş halkım / Türküler şahit” şiirine, kendince ek yapmış, 1973’te: “Yalnız türküler mi? En rezil tarih kitaplarıyla, en berbat gazete koleksiyonları, en alçak cellatlarla en onursuz politikacıların, sonra şehirlerin ve köylerin evleri, bu evlerin biçimleri… şahit; kimi yalancı kimi doğrucu bir sürü şahidimiz var; edebiyat şahit.” Bunları tek tek değerlendirince ortaya “gerçek” tarihin çıkacağını, ama bunu tarihçilerden beklemenin büyük bir hayal olduğunu, umut kırıcı olduğunu yazıyor.

 

Halk tarihi ve tarihçisi…

Tarihçilerinden veya tarihçi olacaklardan (ki, onlar da tarihçi oldu, geçen bunca yıl içerisinde) umutlu değil Aktunç. “Sanırım bir halk tarihi yazılmaksızın ve bu tarih eleştirilip üstlenilmeksizin, Türkiyeli aydın hep yarım kalacaktır.” Bugün yaşasaydı, sosyal, siyasal, kültürel, ekonomik, ekolojik sorunların doruğa çıktığını görüp kim bilir neler yazardı günlüklerine ve nasıl öyküler çıkarırdı okurun karşısına; asıl önemlisi tarihçilere nasıl yol gösterirdi… Hulki Aktunç’un günlüklerini sadece edebiyatseverler değil, tarihçiler de okumalı, sosyologlar, araştırmacılar, filmciler, ressamlar da…

Kemal Tahir, Naci Çelik’e, Hulki Aktunç’u “araştırmasını bilen, kuşkucu bir kişiliği olan ve görmesini de bilen” biri olarak tanımlıyor. “Sıradan sanatçıya zararlı olabilecek yöntemli bakış onun yazdığına iyi şeyler katıyor”  saptaması, Aktunç’un öykücülüğünün yerini belirliyor bana sorarsanız.  “Hikâyemizin Dönemleri ve “Hikâyeden Romana ya da Sırat Köprüsü” yazılarını tamamladığını ekliyor, demek ki sadece yazmıyor Kemal Tahir’in dediği gibi araştırmasını da biliyor, seviyor da…

 

İnce ince sessizce…

Günlüklerinde, sanki geçerken karalamışçasına küçük, ama alttan alta değerli polemikler de yapıyor. Attila İlhan, İlhan Berk’in şiir kitabının Fransa’da basılmasını istemesini eleştirmiş (küçümsemiş aslında), ama kendi kitabının reddedilmesini hiç dile getirmemiş bile. Necati Tosuner, Necati Güngör de günlüklerin arasına, Sait Faik’in, Memet Fuat’ın, Sabahattin Ali’nin, Reşat Nuri, Yakup Kadri’nin yanı sıra giriyor. Ahmet Oktay’a, 1940’ta doğmuş birinin sıkıyönetim altında kaç yıl yaşadığını sormuş; 1980’e kadar 19 yıl 6 ay. Çok büyük değil mi? Nasıl baskıcı bir yönetim altında yazmaya çalışmışlar, şaşırtıcı. Gerçi bugün belki sıkıyönetim yok, ama siyasal iktidarın öyle büyük, öyle güçlü, öyle can yakıcı baskısı var ki, sıkıyönetim dönemlerine bile rahmet okutur, o da ayrı. Çok akıcı ve alabildiğine dolu, bilgilendirici yazıyor Hulki Aktunç, edebiyatçılar için öyle çok ipucu var ki, neredeyse her birine bir öykü hatta novella yazılabilir.

Önceleri elle yazdığı günlüklerini, zorunlu haller dışında daktilo ile yazmaya başlamış; birtakım şekiller, çizmiş kimi sayfalara, epey iyi çizgisi varmış (hiç söz konusu edilmemişti konuşmalarımızda, yeni öğrendim), gerçekten başarılı…

Dil üzerine eğildiğini, Büyük Argo Sözlüğü’nden biliyoruz, dilin iyi kullanılması gerektiğini belirtirken, fazla betimlemelere, iyi yazmaya çabalamaya gerek olmadığını, dilin kendisinin gerçeği ortaya koyacağını söylüyor. Bir de simgelerden söz ediyor… Birçoğunun zaman içinde değerini yitireceğini, anlatmak istediklerinin yoruma kalacağını, yoruma kalmış simgelerden daha da tehlikeli bir şey olmadığını yazıyor.

Uzatmadan, günlüklerini yayınlamak için yazmadığını, yeniden yazmadığını, bazı konu ve/veya gündem maddelerini çok önemli olsa da kağıda ayrıntılı dökemediğini belirtmiş, notlar halinde. “Daktilo Günlük – Günlükler”i okurken keyif alacak, o günlere gidip kendinizce kendi yaşamınıza bakacaksınız; kim bilir belki bir ipucu yakalar da anıların arasından çıkarır hepimize açarsınız… olmaz, olmaz bilirsiniz.

 

Daktilo Günlük / Günlükler 1970-1999
Hulki Aktunç
Hazırlayan Doğan Yarıcı
Yapı Kredi Yayınları, Eylül 2024, 406 s.

Tags: Daktilo Günlük / Günlükler 1970-1999Hulki AktunçKorkut AkınYapı Kredi Yayınları
Previous Post

Türk-İş: Vergi adaleti için acil somut adımlar atılmalı

Next Post

İsrail kabinesi güvenlik endişesi nedeniyle toplantı yerini değiştirdi

Next Post
İsrail kabinesi güvenlik endişesi nedeniyle toplantı yerini değiştirdi

İsrail kabinesi güvenlik endişesi nedeniyle toplantı yerini değiştirdi

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Güncel Haberler

Rıza ve Otoriterizm!
Manşet Haberler

Rıza ve Otoriterizm!

12/07/2025
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “AKP, MHP ve DEM Partisi ile bu yolu beraber yürüyoruz”
Manşet Haberler

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “AKP, MHP ve DEM Partisi ile bu yolu beraber yürüyoruz”

12/07/2025
“Ayaktayız, çünkü diz çökmek yaşamamak demektir”
Manşet Haberler

“Ayaktayız, çünkü diz çökmek yaşamamak demektir”

12/07/2025
Kamu elektrik ihalelerinde 1,1 milyar TL’lik pay: Cengiz Holding yine zirvede
Manşet Haberler

Kamu elektrik ihalelerinde 1,1 milyar TL’lik pay: Cengiz Holding yine zirvede

12/07/2025
Kredi kartı yapılandırmalarında faiz sınırı: Referans oranı aşamayacak
Ekonomi

Kredi kartı yapılandırmalarında faiz sınırı: Referans oranı aşamayacak

12/07/2025

Arşivler

  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • Künye
  • Reklam
  • İletişim
  • Söyleşi / Podcast
  • Kitap Önerileri
  • Öykü
  • Manşetler
  • Dosyalar
  • Arşiv

© 2024 Sonhaber / Bağımsız, doğru , gerçek habercilik

No Result
View All Result
  • ANA SAYFA
  • İSVİÇRE
  • TÜRKİYE
  • DÜNYA
    • AVRUPA
    • ORTADOĞU
    • ASYA
    • AMERİKA
    • AFRİKA
  • YAZARLAR
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • SÖYLEŞİ
  • YAŞAM
    • EĞİTİM
    • SAĞLIK
    • KADIN
    • LGBT
    • EMEK DÜNYASI
    • Podcast / Röportaj
  • SANAT
  • BİLİM
  • EKOLOJİ
  • FORUM
  • Languages

© 2024 Sonhaber / Bağımsız, doğru , gerçek habercilik