Doğru ağızlar söylesin kelimelerimizi
Bizim de en zalim ayımız oldu eylül
Eskiden eylül bizim değil miydi?
Yenilince küselim mi?
*
Bitti mi illüzyon, düştü mü maskeler,
Solmayan çiçek kaldı mı bahçemizde?
Hani üç vakte kadar devrimdi gelecek olan,
Gürültülü kalabalıklar, hıncahınç meydanlar
Kim kimi terk etti?
*
Gelip bir gece yarısı budadılar ormanı
Hüznün tarifi yetersiz kaldı dillerde.
Kırılan fidanlardan yeşermez mi bir filiz?
Sulasak onu, umutla büyütsek yarınlara tekrar.
*
Soğuk sular çarptık yüzlerimize ayılmadık mı?
Yenilmek, her şeyin sonu değildi oysa
Gidip orman katillerinin baltalarını
Bileyenleri nasıl affedelim?
*
Ne yapsalar kaldı zihinlerimizde
Sessizce söylediğimiz kelimeler
Olsun, biz bize duyalım onları
Kalan kelimelerimizle konuşalım
Dillerimiz uyuşmasın
Hatırlasın gözlerimiz yeşerteceğimiz ormanın rengini.
*
Birileri varsın gitsin harç bitti diye
Bıraksınlar giderken kürekleri
Evvelinden yüreklerimizdeydi ateş bizim
Yeni harç karmak kimsenin tekelinde değil.
*
Yaşlandık derilerimiz pörsüyecek tabii
Boş ver, hâlâ akıllanmamış, desinler
O sağlam kelimeler zulamızda
Gerek yok cilalamaya
Doğru ağızlar söylesin kelimelerimizi
Bize her yer devrim olur.
*
Kapı yerinde, kilit üstünde
Paslanmış elimizdeki anahtar
Ne yapmamız gerek, bunu düşünelim.
*
Yenilgi bağımlısı nasıl olur insan?
Boşuna suçlama coğrafyayı
Çorak da değil ülke
Çocukları güldürmek kuşak borcumuz.
Naim Kandemir
Eylül 2023
Çanakkale