Diyarbakır Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Ağı, üç gündür Dersim’de gerçkelştirdikleri görüşmeler sonucunda, 16 gündür kayıp olan Gülistan Doku hakkındaki soruşturmaya dair bir rapor açıkladı. Rapora göre soruşturmada yalnızca ‘intiahr’ şüphesine odaklanılıyor ve bazı önemli deliller toplanmadı.
Diyarbakır Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Ağı, 16 gündür kayıp olan Munzur Üniversitesi öğrencisi Gülistan Doku için, üç gündür Dersim’de gerçekleştirdikleri görüşmelerin ardından hazırladıkları raporu sundu. Diyarbakır Barosu Tahir Elçi Konferans Salonu’nda açıklanan raporda, soruşturmada sadece ‘intihar’ ihtimali üzerine odaklanıldığı, şüpheli Zainal Abrakov’a ilişkin bazı delillerin toplanmadığı söylenirken, soruşturmanın Asayiş Şube’den alınarak tarafsız bir birime verilmesi talebinde bulunuldu.
‘İNTİHAR DIŞINDAKİ İHTİMALLER ÖN PLANDA TUTULSUN’
11 kadından oluşan heyet, kentte Tunceli Vali Yardımcıları Selçuk Yosunkaya ve Akın Zor, Başsavcı Vekili ve Soruşturma Savcısı, Munzur Üniversitesi Rektörü Ubeyde İpek, Baro Başkanı Av. Kenan Çetin, Dersim Kadın Platformu’nun yanı sıra Doku’nun ailesi ve arkadaşlarıyla görüştü. Bu görüşmeler ve incelemeler doğrultusunda hazırlanan raporu, İnsan Hakları Derneği (İHD) Kadın Komisyonu Üyesi Ezgi Sıla Demir açıkladı.
5 Ocak günü kaldığı yurttan çıktıktan sonra Doku’dan bir daha haber alınamadığını hatırlatan Demir, Diyarbakır’da yaşayan ailesinin Dersim’e giderek kızlarının kaybolduğu ihbarında bulunduğunu ve ailenin ihbarı sonrasında Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturma başlattığını aktardı.
Ancak başlatılan soruşturmada sadece ‘intihar’ ihtimali üzerine odaklanıldığını belirterek, bu duruma tepki gösteren Demir, ‘öldürülme’, ‘kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’, ‘intihara yönlendirme’ ya da ‘zorla kaybedilme’ ihtimallerinin de ön planda tutulması gerektiğini vurguladı.
‘KOLLUK YARGI ZIRHIYLA KORUNUYOR’
Artan cinsel taciz, istismar ve kadın cinayetlerinin bölgede yaşanan kaos ve savaş ortamının etkili olduğuna vurgu yapan Demir, “Dersim, Şırnak, Hakkâri gibi demografik yapının değiştirilmeye çalışıldığı kentlerde bu vakalara sıkça rastlanmaktadır. Güvenlik gerekçesiyle bölge kentlerinde çok fazla kolluk kuvvetinin görevlendirilmesi, yaşanan yargısız infazlar ve işkence ve kötü muamele olaylarının cezasızlıkla sonuçlanması, kolluk görevlilerinin yargı zırhıyla korunması, bölgede güvenlik politikaları adı altında militarist yaklaşımların pervasızlaşmasına ve kadına yönelik şiddetin meşrulaştırılmasına neden olmaktadır. Bunu Melike’nin öldürülmeden önce karakolda kolluk güçleri tarafından uzlaştırılmaya çalışılıp eve gönderilmesi çok net bir şekilde göstermektedir” dedi.
Heyet olarak olayın takipçisi olacaklarını belirten Demir, “Tüm bunlarla birlikte yaşanan bu olayların münferit olmadığını, toplumsal politikalar sonucu sistematik hale geldiğini biliyoruz. Söz konusu yaşanan olaylarda kolluk güçlerinin rolü olması, yaşanan olaylar sonrasında soruşturmaların etkin yürütülmemesi, faillerin kolluk kuvvetleri ile olan ilişkileri, soruşturmalara dair şüphe uyandırmaktadır. Bunların ortadan kaldırılması gerektiğini buradan bir kez daha yineleyerek, Diyarbakır Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Ağı olarak Gülistan Doku bulunana dek olayın takipçisi olacağımızı bildiririz” şeklinde konuştu.
‘DELİLLER HAYATİ ÖNEMDEDİR’
Raporda, Gülistan Doku ile ilgili yürütülen soruşturmaya ilişkin tespit ve önerilerden bazıları şu şekilde sıralandı:
- Gülistan’ın bulunmasına ilişkin yürütülen soruşturmanın sadece intihar ihtimali üzerinden yürütülmesi yargısından vazgeçilip, öldürülme, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, intihara yönlendirme, zorla kaybedilme ihtimallerinin de ön planda tutularak buna göre tahkikata devam edilmesi gerekmektedir.
- Soruşturma işlemlerinin, soruşturma dosyasının birincil şüphelilerinden Zainal Abarokov’un babasının görev yaptığı Asayiş Şube tarafından yürütülüyor olması, etkin bir soruşturma yürütülmediğine ilişkin şaibelere neden olmaktadır. Bu nedenle soruşturmanın Asayiş Şube’den alınarak tarafsız ve bağımsız bir birim veya kurum tarafından yürütülmesinin sağlanması gerekmektedir.
- Soruşturma dosyasında toplanması elzem olan bazı delillerin toplanmamış olması (örneğin Zainal Abakarov’un anne ve babasının çelişkili beyanlarının aydınlatılmaması, ev-araç içlerinde parmak izi, kan, saç kılı, tırnak gibi biyolojik deliller ile şüphe arz edecek eşya ve tüm materyallerin araştırma-incelemesinin yapılmaması) soruşturmanın sıhhatli biçimde ilerlemesini engellemektedir.
- Zainal Abarokov’un telefonu ve teknik cihazlarında arama ve el koyma işlemi yapılmamış olması, aralarında geçen konuşmalara dair sadece kişinin kendi rızası ile vermiş olduğu WhatsApp yazışmalarının dosyada bulunması bu soruşturmanın esas olarak intihar ekseninde yoğunlaşmasının başat faktörüdür. Oysa intihara yönlendirme suçu açısından bir değerlendirmenin yapılabilmesi için telefon ve teknik cihazlardan elde edilebilecek deliller hayati bir öneme sahiptir.
- Soruşturma dosyasının içeriğine göre bir şahıs, sosyal medya üzerinden, Gülistan’ın zorla arabaya bindirilmeye çalıştığını gördüğünü ve emniyeti aradığını bildirmiştir. Dosya içeriğinde böyle bir emniyet kaydının olup olmadığına yönelik bilgi istenildiğine dair bir müzakere bulunmamaktadır. Oysa böyle bir ihbar söz konusu ise vakit kaybetmeden 155 kayıtlarının istenilmesi ve belki de soruşturmanın başka bir minvalde sürdürülmesi gerekmektedir.
- Aramaların çoğunluğunun suda yapılıyor olması, olayın daha çok intihar ekseninde soruşturulduğunu göstermektedir. Kara aramalarının su aramalarına kıyasen sınırlı oluşu, her iki arama açısından da ekip ve teçhizatın eksikliği hatta bu sebeple suda aramanın sadece günde 4 saat yapılması yeterince etkili bir arama çalışmasının yapılamadığını göstermektedir.
Mezopotamya Ajansı