Cevahir’in kişisel tarihini okumak, anılardan bir nehrin akıntısıyla Kızıldere’ye karışan ve bugüne ulaşan sözlerin peşine düşmektir. Bu yol Cevahir’in adımlarıyla yürünen Dersim’den Maltepe’ye ulaşan, ama durmadan sonrasında Kızıldere’ye varan Fatsa’yı ve tüm Türkiye’yi adımlayan bir yoldur. Ve derler ki “Yol cümleden uludur”. Cevahir yüreğimizde saklıdır hâlâ, yangın yeri gibi Mahir’in yanında durur.
Cevahir bir tercihin adıydı. Cevahiri anlamak için o dönemi anlamak gerekir. Cevahiri anlamak için Mahiri anlamak gerekir.
Hakkı Zabcı
Cevahir, bizim ağırlığı olan arkadaşlarımızdandı. Her şeyden önce güzel konuşurdu. Yumuşak huylu aynı zamanda kararlı bir arkadaşımızdı. Sürekli okuyan, araştıran özelliğinin yanında alçakgönüllülüğüyle de dikkat çekerdi.
Nasuh Mitap
Söylediği gibi davranan, davrandığı gibi konuşan devrimci tipidir bizim dönemin insanları.
Oktay Etiman
Biz Cevahir ile ülkeyi dolaştığımızda Dev- Gencin halktaki etkisini gördük. Gittiğimiz her yerde ilişkiler Dev- Genç üzerinden gelişiyordu. Cevahirin ısrarı sonucu Dev- Genç yönetimini alma kararına vardık.
İlhami Araş
Yaşamsal bütünlüğün sağlanamadığı, kişilik parçalanmalarının yoğunlaştığı, gelecek ufkunun “an”da boğulduğu bugünün koşullarında Cevahir, “Nasıl ya-şamalı?”ya da verilmiş bir yanıttır. Bu bağlamda geçmiş, yanlızca “geçmiş” değildir. Bugüne taşınırken, öznellikten ve öyküleştirici üsluptan kurtarılabildiği oranda hem yaşayan yanı öne çıkarılmış hem de geleceğe ışık olma niteliğine süreklilik kazandırılmış olacaktır.