İzmir’de işletme sahibi Gürhan Güven’e pandemi sürecini sorduk:
– Pandemi sürecinde bir çok işyeri karantina tedbirleriyle kapılarını kapatırken, biz bir dayanışma içerisinde olduk . Çünkü bu işyerinden sadece ben ekmek yemiyorum. Burada yıllardır sahne alan müzisyen dostlarımız var. Ben onlara her gün şunu sormak zorundayım. ‘’Bir ihtiyacınız var mı?’’
Pandemi sürecinde tedbir kararları doğrultusunda açılan işyeri olarak ne yapalım diye düşündük. Bizim kendi aramızda kurduğumuz bir whats app grubu vardı. Oradan acil ihtiyacı olanları haftanın 3 günü çıkardık sonrasında bu 4, 5 gün oldu. Tekrardan eski sürece dönmeye başladık. Fakat her an ne olacak? Yine karantina kararı olacak mı ? diye huzursuzluğumuz oldu.
Bizim en büyük sermayemiz insanlar, ben Hasan’ın yaptığı müzikle para kazanıyorum. Tufan’ın yaptığı servisle kazanıyorum. Evinizin elektriğini suyunu ödemeyin, ama dolabınıza erzağınızı alın dedim. Pandemi hali hazırda zor olan yaşamı, kaygıya çevirdi. Devletten herkese destek gelmedi. En azından ben tanıdıklarıma sorduğumda aralarından bir veya iki kişi sadece erzak kolisi geldiğini söyledi.
Sokağa çıkma yasağının olduğu dönemde iş yerinde kalacak birinin olması mecbur. Bunu gerekli yerlere bildiriyoruz. Ancak kurum bana oradaki insana yemek götürmemi yasaklıyor. Peki bu insan aç mı kalsın dedim. Bana ilginç bir çözüm önerisi sundular. ‘’Sokak hayvanlarını beslemeye çıkıyorum dersen ceza yazılmıyor. Arabanın arkasına biraz kedi, köpek maması koyup dışarı çıkabilir, oradan personelinin yemeğini de götürebilirsin’’ denildi. Devletin hayvana ve insana vermiş olduğu sevgi ortada…
Gürhan Güven bir işletme sahibi olarak devletin sunduğu destek kredisine başvurdu mu?
– Başvuruda bulundum evet. Ama hiçbir olumsuz kredi kaydımın olmaması, vergi borcumun olmaması gerektiğini söylediler. Türkiye de hiçbir işletme borçsuz değil. Bu krediler kimlere verildi bilmiyorum ama bize verilmedi. Kendi imkanlarımızla dayanışma içerisinde bir şeyler yapmaya çalışıyoruz.
Pandemi süreci maliyetlerinize nasıl yansıdı ?
Bü süreçte maliyetlerimiz katlandı. Örneğin biz haftada yaklaşık 15 lt dezenfektan tüketiyoruz. 5 litresi 200 liradan, aylık bir kişinin asgari maaşı kadar maliyet çıkıyor. Sadece dezenfektan değil, eldiveni var maskesi var. Ve biz bu maliyeti müşterimize yansıtamıyoruz. Artık günü kurtarmak, kiramızı çıkartmak, çalışan arkadaşlarımızın maaşlarını çıkartmak için çalışıyoruz. Her şey güllük gülistanlık değil.
SonHaber: Derya Özmen