Uluslararası Af Örgütü’nün yayımladığı yeni rapor, Katar’da ev içi hizmet işlerinde çalışan göçmen işçilerin durumunu bir kez daha gün yüzüne çıkardı. Aşırı derecede fazla çalıştırma, dinlenememe, istismar edici ve aşağılayıcı muameleye maruz kalma nedeniyle işçiler ağır hak ihlallerine uğruyor. Uluslararası Af Örgütü, Katar’da yatılı ev işçisi olarak istihdam edilen 105 kadınla görüşmeler gerçekleştirdi ve Katar hükümetinin, çalışma koşullarını iyileştirmeyi amaçlayan düzenlemelerine rağmen bu kişilerin haklarının halen istismar ve ihlal edildiğini tespit etti. Bazı kadın işçiler, cinsel saldırı gibi ağır suçlara maruz kaldıklarını söyledi.
Katar 2017’de, çalışma saatlerini kısıtlayan ve günlük mola saatlerini, haftada bir gün izni ve ücretli tatilleri zorunlu kılan Ev İşçileri Kanunu’nu çıkarmıştı. Kanunun çıkarılmasının üzerinden üç yıl geçmesine rağmen, Uluslararası Af Örgütü’nün iletişim kurduğu 105 kadından 90’ı günde 14 saatten fazla çalıştığını; 89’u düzenli olarak haftanın her günü çalıştığını; 87’si ise işvereninin pasaportuna el koyduğunu belirtti. Görüşme gerçekleştirilen kadın işçilerin yarısı günde 18 saatten fazla çalışıyor ve birçoğu bugüne kadar bir gün bile izin kullanamamış. Ayrıca, bazıları düzenli ödeme alamadığını; 40 kadın işçi ise hakarete uğradığını, tokatlandığını ve kendisine tükürüldüğünü bildirdi. Bir kadın gördüğü muameleyi “köpek gibi” şeklinde tanımladı.
Köleliğe benzer bir durum hakim
Uluslararası Af Örgütü Ekonomik ve Sosyal Adalet Birimi Direktörü Steve Cockburn konuya ilişkin yaptığı açıklamada, Ev İşçileri Kanunu’nun çıkarılmasının Katar’da işçi haklarını bir adım ileriye taşımasına karşın, görüşülen kadın işçilerin bu reformların uygulanmadığını veya uygulanması için yeterli denetimin yapılmadığını aktardıklarını, paylaştı. Cockburn, “Genel resim bize işverenlerin ev işçilerine insan gibi değil, eşya gibi davranmayı sürdürdüğünü gösteriyor” dedi.
Aşırı uzun çalışma saatleri ve en temel ihtiyaçlarının bile karşılanmaması yaygın
Yeterli dinlenme imkânının söz konusu olmadığı uzun çalışma saatleri, ev içi hizmet işçilerinin yaşadığı en yaygın istismar biçimlerinden biri. Ev içi hizmet işçileri, sözleşmelerine göre günde 10 saatten ve haftada altı günden fazla çalışmamalı. Bu süreler hâlihazırda Uluslararası Çalışma Örgütü’nün belirlediği standartların üzerinde; buna rağmen, Uluslararası Af Örgütü’nün görüştüğü kadın işçilerin çoğu bu sürelerin de çok üzerinde çalışıyordu. İzin günü olmaksızın günde ortalama 16 saat çalışarak, haftada 112 saate varan sürelerle çalışıyor ve fazla mesai karşılığı ücret almıyorlardı. Bu durum, birçok kadın işçinin sözleşmelerinde yazan çalışma saatlerinin neredeyse iki katı çalıştığını gösteriyor.
45 yaşında Filipinli bir ev içi hizmet işçisi olan Reina, yalnızca iki saat uyuduğu için kullandığı araçla kaza yaptığını anlattı:
“Gece 01.00’de uyumaya gitmiştim. 03.00’te evin 17 yaşındaki kızı beni uyandırdı ve gidip kendisine Red Bull almamı istedi. Sabaha karşı 05.30’da olağan iş günüm başladı, arabayı yıkayıp çocukları okula götürdüm. Akşam 10.00’da arabayı duvara çarptım.”
Ev İşçileri Kanunu, çalışma saatlerini günde en fazla 10 saatle sınırlandırıyor; ancak işçinin de kabul etmesi halinde bu sürenin uzatılabilmesine izin veriyor. Ev içi hizmet işçilerinin işverenlerine bağımlılığından kaynaklanan güç dengesizliği, bu yasal boşluğu istismara açık hale getiriyor. Birçok kadın, dinlenmeye ihtiyacı olduğunda bile işverenlerinin bitmek bilmeyen taleplerini reddetmekten çekindiğini söyledi.
Görüşme yapılan en az 23 kadın işçi, Katar’da istihdam edildiği süre boyunca kendisine yeterli yiyecek verilmediğini ve açlık hissettiğini belirtti. Görüşülen kadın işçilerin bazıları, aşırı dar odalarda, zaman zaman yerde veya havalandırma olmadan uyuduğunu anlattı. Yetersiz yaşam koşullarına ilişkin tanıklıklar, Katar yetkililerinin işyeri denetimlerini uygulamadığına dikkat çekiyor.
Sözlü, fiziksel ve cinsel saldırılar yaşanıyor
Uluslararası Af Örgütü’nün görüştüğü 40 kadın, sözlü ve fiziksel saldırıya maruz kaldığını ifade etti. Bu saldırılar sıklıkla aşağılayıcı muamele, bağırma ve hakaret içeriyordu.
Emily, yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Hanımım ‘sen bir ucubesin, dilini keseceğim’ diyordu. ‘Seni öldüreceğim’ diyordu, hep kötü sözler söylüyordu. Ben sıradan bir hizmetçiyim, elimden ne gelir ki…”
15 kadın, işverenlerinin aile üyeleri tarafından tükürmek, dövmek, tekmelemek, yumruklamak veya saçlarını çekmek de dâhil fiziksel saldırıya maruz kaldığını söyledi.
Beş kadın, işvereni veya aileyi ziyaret eden yakınları tarafından cinsel saldırıya maruz kaldığını bildirdi. Cinsel saldırılar; taciz, dokunma ve tecavüze kadar çeşitli biçimlerde yapıldı. Birçok kadın, işvereninin misilleme yapmasından korktuğu için polise şikâyette bulunamadı.
Julia ise aynı evdeki bir başka çalışanın maruz kaldığı cinsel saldırıyı polise bildirdi. Julia’nın işvereninin oğlu bir gün eve gelmiş ve evde çalışan diğer kadın işçiye tecavüz girişiminde bulunmuştu. Bu kişi, susmaları için onlara para teklif etti ancak kadın işçiler polise gitmeye karar verdi.
İddiaları inceleyen polis memuru, Julia’yı ve arkadaşını ‘hikaye uydurmakla’ suçladı ve dosyayı kapattı. Bu olay sonucunda işveren, kadın işçilerin anlamadığı Arapça bir belgeyi imzalamaları karşılığında ülkelerine geri dönüş biletlerini satın aldı.
Yasal değişiklikler yeterli değil
Son yıllarda Katar, göçmen işçilerin çalışma koşullarını iyileştirmek için yasal değişiklikler yaptı ve çeşitli girişimlerde bulundu. Ev içi hizmet işçileri ve işverenler için farkındalık kampanyaları yürüttü ve bir grup yatılı ev içi hizmet işçisini istihdam eden bir pilot program başlattı.
Katar, daha yakın zamanda, asgari ücret açıkladı ve işçilerin iş değiştirmek veya ülkeden ayrılmak için işverenlerden izin alma zorunluluğunu kaldırdı. Bu yasal değişiklikler, işçilerin, işverenlerin sömürüsünden kaçınmasını kolaylaştırmış olsa da yasal korumaları güçlendirecek ve uygulamayı mecbur kılacak ek tedbirler olmaksızın istismarı önemli ölçüde azaltmaları veya ev içi hizmet işçilerinin koşullarını iyileştirmeleri olası görünmüyor.
Cezasızlık ve emek sömürüsüne müsamaha yaygın
Katar’ın istismarcı işverenlerden hesap sormakta tamamen yetersiz kalması, gelecekte işlenebilecek ihlaller için caydırıcı bir unsurun bulunmadığı anlamına geliyor. Zorla çalıştırma kapsamına giren pasaporta el koyma ve maaş ödememe gibi uygulamalar doğrudan soruşturma konusu yapılmıyor ve işverenler, çalışanların pasaportunu vermeyi veya maaşlarını ödemeyi reddettiklerinde bile nadiren bir yaptırımla karşılaşıyor.
Steve Cockburn, “Uluslararası Af Örgütü’nün görüştüğü kadın işçilerin hiçbiri, işverenlerinin, işledikleri ihlallerden ötürü hesap verdiğine tanık olmadı. Katar, ev içi hizmet işçilerini sömürüye karşı korumak istiyorsa, işverenlere emek sömürüsüne müsamaha gösterilmeyeceğine ilişkin güçlü bir mesaj iletmelidir” dedi.
2018’den önce ev içi hizmet işçilerinin şikayet mekanizmalarına erişimi yoktu; Katar’ın İş Tartışmalarının Çözümüne İlişkin Komiteler kurmasıyla birlikte ise işçilerin şikayetlerini mahkemelere taşımasına izin verildi. Ancak bu süreç, gecikmeler ve diğer sorunlar nedeniyle hala gerektiği gibi işlemiyor.
Maaşlar düzenli ödenmiyor, şikâyetler yerine ulaşmıyor
Uluslararası Af Örgütü’nün görüştüğü kadın işçilerden yarısından fazlası maaşlarının geciktiğini veya ödenmediğini söyledi. Komitelere şikayette bulunabilen az sayıda işçi ise sürecin oldukça ağır ve stresli olduğunu bildirdi.
Sistemdeki temel kusurlardan biri de ev içi hizmet işçilerinin, şikayetlerinin değerlendirildiği süreçte yasal statülerini, gelirlerini ve kalacak yerlerini kaybetme riski altında olması. Bu süreçte işçilerin güvenli barınma ve gelire ihtiyacı var; ancak hükümetin yönetimindeki barınma mekanları tam anlamıyla işlemediği için birçok kadın Komitelere şikayette bulunmayı makul bir seçenek olarak değerlendiremiyor.
Yalnızlık ve dolaşım özgürlüklerine getirilen sınırlandırmalar, birçok ev içi hizmet işçisinin desteğe erişimini ve istismardan kaçınabilmesini oldukça zorlaştırıyor. Bazı işletmeler diğer göçmen işçiler için işyeri komiteleri kursa da ev içi hizmet işçileri için benzeri girişimler mevcut değil. Ev içi hizmet işçileri, Katar’daki diğer göçmen işçiler gibi sendika kuramıyor ve sendikalara üye olamıyor.
“Ev içi hizmet işçileri, hayatlarını etkileyen yasalar ve politikalarda söz sahibi olmayı hak ediyor. Görüştüğümüz kadın işçiler dirençli ve bağımsız kişilerdi. Çalışmak için evlerinden ayrılıp dünyanın öbür yanından başka bir ülkeye gelmişlerdi. Yalnız olmak ve susturulmak yerine, bu kadınlara haklarını savunabilmeleri için söz hakkı tanınmalı” diyen Steve Cockburn, sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Katar yetkililerini, yasaların eksiksiz uygulanmasını ve katı denetim mekanizmalarının kurulmasını sağlamak üzere somut adımlar atmaya ve istismarcı işverenlere karşı ciddi yaptırımlarda bulunmaya çağırıyoruz. Katar, iş kanununda değişiklik yapma çabalarına rağmen, ülkedeki en savunmasız kadınları yüz üstü bırakıyor.”
Arka Plan
Katar’da 173 bin civarında ev işçisi bulunuyor. Uluslararası Af Örgütü’nün konuştuğu kadın işçilerin bir kısmı, görüşmelerin gerçekleştirildiği tarihte halen çalışıyordu. Bir kısmı işini bırakmış, ancak Katar’da yaşamaya devam ediyordu; diğerleri ise ülkelerine dönmüştü. Kadın işçiler gibi işverenler de farklı ülkelerin yurttaşları. Raporda geçen tüm isimler, kişilerin gizliliğini korumak için değiştirildi.