Covid-19 aşısı alımı ile ilgili açıklama yapan Sağlık Bakanı Koca, “Pfizer ile ilgili en erken 15 Aralık’tan sonra ruhsat alınabilir. Olursa Türkiye’ye verebileceği rakam 1 milyon. Çin aşısı için de aralıkta en az 10 milyon gibi bir aşıyı alabilir olacağız. Bu sayıyı artırmak istiyoruz. Hem Pfizer’i, hem Sinovac’ı uyguluyoruz. Antikor oluşuyor” dedi.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, Bakanlığının 2021 bütçesi konulu görüşmelerde, milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
Sağlığın, iktidarı ve muhalefetiyle herkesin ortak paydası olduğunu söyleyen Koca, “Olumlu görüşleri de olumsuz görüşleri de daha iyi bir sağlıklı topluma ulaşma hedefimize yönelik önemli katkılar olarak atfediyorum” şeklinde konuştu.
Türkiye’de üretilen, sentez edilen, devamında 3 firmanın da ayrıca yerli olarak ürettiği korona virüsü (Covid-19) tedavisinde kullanılan ilaçlarına da değinen Koca, “Benim kurucusu olduğum kuruluşla irtibatlı kılınarak özellikle bunu neredeyse her gün dillendiren arkadaşlarımız var. Umarım bugün beni dinlediklerinde bu yanlışı bundan sonrası için tekrarlamazlar diye ümit ediyorum” ifadelerine yer verdi.
Çalışmalar sayesinde ilacın maliyetinin düştüğünü vurgulayan bakan Koca açıklamasına şöyle devam etti:
“USAŞ’a başlayan arkadaşın 2 dönem belediye başkanlığı, ayrıca SGK il müdürlüğü geçmişi var. Sadece bir yıl zaman diliminde ders vermek üzere kurucusu olduğum üniversiteye gelmiş olan biri. Bugüne kadar belki yüz defa tekrar edildi ama bir gün belediye başkanlığı ve SGK il müdürlüğü söylenmedi. Diğer arkadaş ise son 4 yılını Acıbadem Özel Sağlık Hizmetleri’nde yurt dışı işleri için koordinatör olarak görev alan, ondan önce 3 farklı hastanede görev alan, 10 yılı özel sektörde geçen, sadece üniversitede ders vermek üzere 1-1.5 yılı geçen birisi. Bunu da özellikle söyleyeyim. Hastanelerdeki çalışması hiç konuşulmadı.
“Bu ilacı 140 dolar olduğu bilinerek, ilacın yaygın kullanımını sağlamak için yerlileştirme noktasında biz ısrarlı olduk ve bu ilacı sentezlemek üzere kurucusu olduğum üniversiteden bir öğretim üyesi arkadaş bilinen bir firmaya sadece proje desteği verdi. Hiçbir şekilde üniversiteyle asla bir sözleşmesi ve menfaat ilişkisi yoktu. Devamında sentez başarıldı. 140 dolar olan ilaç için telaffuz edilen, 100 dolar oldu. Bu arada 3 farklı firma da ham maddesini ithal ederek müracaatını yaptı.”
İlaç için özellikle tek firmaya ruhsat verilmediğini belirten Koca, şunları ekledi:
“Sizin kurucusu olduğum yerle ilişkili kıldığınız yere ruhsat verdim mi? Ben tek firmaya olmayacak, dedim. Diğer müracaat eden 3 firmayla birlikte verilecek, 4 firmaya verilecek, dedim. Ben çünkü hammadde ithalinin ne olduğunu biliyorum, maliyetinin 10 doları geçmediğini de biliyorum. O nedenle 13-14 dolardan da fazla bunun fiyatı olamayacak. Yurt dışına istediğiniz fiyatı verebilirsiniz ama kamuya vereceğiniz fiyat onda biri olacak dedim. Yani, 23-24 dolardan fazla olmayacak dedim. Bunu kabul etmiyorsan ruhsat yok dedim. O firma kabul etmedi. Bunu birçok arkadaşımız iyi bilir, birçok yeri zorladılar ve en sonunda olmadığını gördüler. İki firma hemen kabul etti, 10 bin kutu ilaç vermeyi de taahhüt ederek. Bu durumda o firma da 10 bin kutu verecek dedim ve 4 firmaya biz ruhsat verdik. O firmaya özellikle vermek isteyen kamudaki arkadaşlardan birisini de görevden aldım.”
Grip aşının her ülkede bir yıl öncesinden sipariş verildiğine dikkat çeken Koca, konuşmasına şöyle devam etti:
“Parası olanlara veriliyor dediniz, parası olanlar almasın diye eczanelerden satmadım. Hakkı olan kimse ona vermeliyiz diye. Dünyanın oranlarını söylüyorsunuz, haklısınız. Ama dünya bugüne kadar yoğun aşı yapıyordu. Küresel dünyada aşı arzı yüzde 20 oranında arttı, 2-3 kat artmadı, kapasite belli. Biz de 1,3 milyon gibi daha önce yapılan bir oran olduğu için artırabileceğimiz rakam sınırlı. Biz ne yaptık? Bu süreçte 2,3 milyona çıkardık.”
Her yılın 42. haftasından itibaren influenza surveyansı yaptıklarını aktaran Koca, “Yani, oluyor mu, var mı, başladı mı diye her yıl. Dünya yapar, biz de benzer şekilde. Şu an 47. haftadayız, yani 5 haftadır influenza yok. Şu an influenza yok diyorum” dedi.
Covid-19 aşı çalışmalarına ilişkin, yurt dışında Faz-3 aşamasına ulaşan, yakında ruhsatlanabilecek aşılar olduğunu belirten Koca, Pfizer’in ve Çin Sinovac aşısının Faz-3’ünün üniversitelerde devam ettiğini ve şu ana kadar bu aşılarla ilgili herhangi bir sorun yaşanmadığını kaydetti.
Koca, Rus aşısı hakkında ise Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) standartları olduğunu, toksikolojik kısmının tamamlanması halinde bu aşının da devreye gireceğini belirtti.
Bu aşılarla ilgili de irtibatlarının sürdüğünü belirten Fahrettin Koca, şöyle ekledi:
“Pfizer ile ilgili aralıkta olma ihtimali, Sayın Uğur Hoca’nın (Prof. Dr. Uğur Şahin) söylemiyle çok zayıf görünüyor. En erken 15 Aralık’tan sonra ruhsat alınabilir. Ruhsatın aralıkta olmama ihtimalinin yüksek olduğu, olursa bize, Türkiye’ye verebileceği rakam 1 milyon. Ocak ayından itibaren de tedrici yıl içinde 25 milyona kadar şeklinde şu an görüşmelerimiz var. Çin aşısı için de aralıkta en az 10 milyon gibi bir aşıyı alabilir olacağız. Bu sayıyı artırmak istiyoruz. Ocak ayında da en az bu kadar olacak. Bu sayı muhtemelen iki katına kadar çok rahat çıkabilir. Bununla ilgili 1-2 gün içinde de sözleşmede imzalanacak. Bu aşıları bizim için şimdi karşılıklı sözleşmenin içeriği dahil olmak üzere teyitleşildi.”
Yerli aşının Nisan’da devreye girebileceğini söyleyen Koca, 16 aşı çalışmasının bulunduğunu, en erken insan Faz-1 çalışmasına geçen bir aşının olduğunu ve bu aşının ilk 44 kişiye yapılacağını, onların da bu hafta tamamlanacağını sözlerine ekledi:
“Bizim aşımızın devreye girmesi, tahminimiz nisan ayında şeklinde olur. Bizim dünyada erken dönemde aralık ayında aşı çıkar çıkmaz vatandaşımıza güvenilir olan iki aşıyı Türkiye’de şu an uyguluyoruz. Hem Pfizer’i, hem Sinovac’ı uyguluyoruz. Bu anlamda herhangi bir sorun yaşamadık. Antikor oluşuyor. İkisiyle ilgili girişimlerimiz ciddi. En erken dönemde vatandaşımıza temin ederek, yoğun bir şekilde temin ederek aralıkta yaptırmak istiyoruz”
Covid-19 vaka ve hasta sayısına da değinen Koca, “29 Temmuz’dan bu yana ağır hasta sayımız 8 kat arttı. Bu, vatandaşımızı ve sizleri uyarmıyor mu? Evde semptomu olmayan, hastaneye yük olmayanın sayısı mı sizin için önemli? Bu dönemde şundan emin olun. Pozitif olup semptomu olmasa bile bütün vatandaşlarımız takibe alındı. Filyasyon yapıldı. Bütün vatandaşlarımız telefonla arandı. Bütün vatandaşlarımız HES koduna işlendi. HES kodunda gördüğünüz bütün vatandaşlarımız, herkes orada” dedi.
Komisyonda, Sağlık Bakanlığı, Türkiye Hudut ve Sahiller Genel Müdürlüğü, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ile Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığının bütçeleri kabul edildi.