Modern Firavun Sihirbazları

HomeYazarlar

Modern Firavun Sihirbazları

Hepimiz bir topluluğun/toplumun belirlemiş olduğu doğru ve yanlışların içerisine doğarız. Söz konusu toplulukların/toplumların, dünyanın hemen her yerinde farklı koşullar ve kimliklere sahip olmaları hasebiyle benimsemiş oldukları doğru ve yanlışlar üzerinden birbiriyle çatıştığı, bilinen bir gerçektir. Doğru bilgiye ulaşma ihtiyacı ve çabası ise her dönem dinden felsefeye kadar birçok disiplinin temel konularından biri olagelmiştir.

Söz gelimi Kuran’da “Ey İman edenler!” hitabıyla başlayıp iman etmeye davet eden bir ayet vardır (Nisa/136).

Burada çelişki gibi görünen ayetin özü şudur: yazının başında belirttiğim üzere; dünyanın neresinde olursa olsun; her insan toplum tarafından belirlenmiş din, gelenek, kültür ve ideolojilerin içine doğar. Bu nedenle geçmişten, atalardan devralınan her şeyin sorgulanıp süzgeçten geçirilmesi istenmektedir.

Şüphesiz bu da beraberinde çetin bir sorgulamayı getirir. Yaratıcının varlığını da içeren bir sorgulama süreci…

Fransız matematikçi ve çağdaş felsefenin başlıca filozoflarından biri olan Descartes’in doğru bilgiye ulaşmak için geliştirdiği ‘kuşku yöntemi’ yukarıda sözünü ettiğim ayetle paralellik arz etmektedir. Zira Descartes’e göre filozof, her şeye silmeyle başlamalıdır. Bu temizleme aracı ise ‘Kuşku Yöntemi’dir. Descartes güvenilir kabul edilen her şeyin duyular vasıtasıyla edinildiğini, bu nedenle onların bilgisine güvenilemeyeceğini dolayısıyla her şeyden şüphe ederek işe başlayacağını söyler. Doğru bilgiye ulaşmak ise öncelikle mukayese imkânına bağlıdır. Descartes’in sözünü ettiği “temizlik” için farklı bilgi kanallarının açık olması gerekir.

Ancak ne yazık ki geçmişten günümüze kadar muktedirler, hasımlarını egale etme ve iktidarlarını pekiştirmenin bir aracı olarak bilgiyi güçleri oranında tekelleştirmeye çabalamışlardır.

Örneğin Kuran’da sözü edilen ‘‘Firavun’un sihirbazları’’ bugün anladığımız biçimiyle sihir yapan kişiler değillerdi. Onlar iyi eğitilmiş, belagatleri gelişmiş kişilerden seçilen ve her bilgiyi Firavun’un çıkarları doğrultusunda formüle eden görevlilerdi. İşin ‘büyü’sü bilginin iktidar tarafından tekelleştirilip, iktidarın tahkim edilmesi amacıyla kullanılmasında saklı/ydı.

Örnekler çoğaltılabilir. Bugün de bilgiyi üreten ve yayan eğitim kurumları, akademiler, medya vs. egemenlerin tekelinde ve onların menfaatleriyle uyumlu şekilde görevlerini icra ederek, bir nevi ‘‘Firavun’un sihirbazları’’ misyonunu üstlenmiş durumdadırlar. Dünden bugüne -işin özü itibariyle- değişen pek bir şey olmadığı söylenebilir.

Söz gelimi, yukarıda sözünü ettiğim ayetin seslendiği ‘mümin’ neredeyse her sokaktan yükselen minarelerden okunan ezanların gölgesinde nasıl yeniden ‘iman’ edebilecektir! Zira burada din de iktidarın tekelinde olup, hutbeler de tek merkezden yayınlanmaktadır.

Zamanımızın en önemli bilgi kanallarından biri olan medya ve basının da durumu ortadadır. Şüphesiz basın üzerinden de toplumun haber alma hakkı ve mukayese etme imkânı sistematik olarak hedef alınmaktadır. Bilgi kanallarının tekleştirilmeye çalışıldığı bir dönemde özgünlüğünü korumak, varlığını özgürce ortaya koymak başlı başına bir mücadele yöntemidir.

Bu nedenle muhalif seslere yer veren çok az sayıdaki basın-yayın ve medya platformlarının desteklenmesi her zamankinden önemlidir.

Nitekim Descartes de ‘Düşünüyorum, o halde varım’ noktasına, o ana kadar bildiği her şeyi askıya alıp en hakiki bilgiyi aramaya başladığında gelmiştir.

‘‘Her şeyini beni aldatmaya adamış bir aldatıcı bile, ben bir şey olduğumu düşündüğüm sürece beni bir şey olmadığıma inandıramayacak ve ikna edemeyecektir.’’ Böyle düşünür Descartes.

Ez cümle; Bu noktada ne yapılması gerektiği açıktır. İyi bir mümin, ya da iyi bir insan olmak hedefleniyorsa, bunun ön koşulu üzerimize adeta boca edilen bilgiler yığını karşısında seçici, sorgulayıcı davranmak ve bu süreçlere katkı sunarak kendi varlığını ortaya koymaktır.

İşte ben tam da bu amaçla bundan sonra burada yazıyor olacağım.

 

Bu vesileyle, merhaba!

Subscribe
Notify of
guest
3 Yorum
Oldest
Newest Most Voted
Inline Feedbacks
View all comments
Gülsüm Güller

Çok güzel bir bağlantı kurmuşsunuz, kaleminize bereket.🎊 Ve merhaba:)

Faik hanas

Kur’an ayetlerini bu anlamda yorumlamak bence doğrudur ve yerinde dir.

Ferhat Bakan

Ellerinize sağlık devamını merakla bekliyoruz. Merhaba!


Fatal error: Uncaught ErrorException: md5_file(/home/sonhabe2/public_html/wp-content/litespeed/css/ff0e334c19de20fe4212dfb762a88da9.css.tmp): failed to open stream: No such file or directory in /home/sonhabe2/public_html/wp-content/plugins/litespeed-cache/src/optimizer.cls.php:126 Stack trace: #0 [internal function]: litespeed_exception_handler(2, 'md5_file(/home/...', '/home/sonhabe2/...', 126, Array) #1 /home/sonhabe2/public_html/wp-content/plugins/litespeed-cache/src/optimizer.cls.php(126): md5_file('/home/sonhabe2/...') #2 /home/sonhabe2/public_html/wp-content/plugins/litespeed-cache/src/optimize.cls.php(797): LiteSpeed\Optimizer->serve('https://sonhabe...', 'css', true, Array) #3 /home/sonhabe2/public_html/wp-content/plugins/litespeed-cache/src/optimize.cls.php(319): LiteSpeed\Optimize->_build_hash_url(Array) #4 /home/sonhabe2/public_html/wp-content/plugins/litespeed-cache/src/optimize.cls.php(252): LiteSpeed\Optimize->_optimize() #5 /home/sonhabe2/public_html/wp-includes/class-wp-hook.php(310): LiteSpeed\Optimize->f in /home/sonhabe2/public_html/wp-content/plugins/litespeed-cache/src/optimizer.cls.php on line 126