Dersim’in inanç merkezlerinden biri olan Munzur Gözeleri’nde peyzaj çalışması bölgedeki sivil toplum kuruluşları ve halkın karşı çıkmasına rağmen devam ediyor.
Dersim Alevi inanışının en kutsal mekânlarından biri olan Munzur Nehri’nin doğduğu yer olan Munzur Gözeleri’nde peyzaj çalışması başlatıldı.
Doğal Sit Alanı içerisinde yer alan Munzur Vadisi içerisinde yer alan gözeler bölgedeki ve çevredeki Alevilerin bir inanç merkezi olması nedeniyle peyzaj projesi bölgedeki halkın ve sivil toplum örgütlerinin ciddi bir muhalefeti ile karşı karşıya.
Dersim’dek, barolar, belediye, dernekler ve sivil toplum örgütleri, Dersim’de halkın rızalığı alınmadan bu projenin başlatıldığını ve inanç merkezi olan Gözelerde bir eğlence tesisinin inşa edilmesine karşı çıkıyor. Gözelerin hem bir inanç yeri olması hem de bölgenin deprem fay hattı üzerinde olması nedeniyle ciddi bir risk söz konusu.
Tüm girişim ve çabalara rağmen eğlence tesisinin yapımı devam ederken, bugün Ovacık Cumhuriyet Başsavcılığı, Ovacık’ta peyzaj çalışmalarına karşı insan zinciri oluşturdukları ve cem bağladıkları için aralarında Dersim Belediye Başkanı Fatih Maçoğlu, Dersim Barosu Başkanı Kenan Çetin, DEDEF(Dersim Dernekler Federasyonu) Başkanı Ali Haydar Ben, Munzur Koruma Kurulu Sözcüsü Hasan Şen’in de yer aldığı 81 kişi hakkında soruşturma başlatarak, ifadeye çağrıldı.
Valiliğin 14.08.2020 tarihli 2020/159 sayılı il genelindeki tüm toplantı, gösteri ve eylemleri yasakladığı kararının gerekçe olarak gösterildiği soruşturmada Kovid-19 önlemleri kapsamındaki konulan yasağın ihlal edildiği gerekçesiyle soruşturma başlattı.
Ancak etkinliğe katılan baro başkanı, sivil toplum örgütleri üyelerine göre bu sadece Munzur Gözeleri’ne karşı durdukları için açılmış bir soruşturma.
BasNews’e konu hakkında açıklamalarda bulunan Munzur Koruma Kurulu Sözcüsü Hasan Şen, savcılığın başlattığı soruşturmaya rağmen bir inanç merkezi olan Munzur Gözeleri’nden vazgeçmeyeceklerini belirtiyor: “Soruşturmalarla, cezalarla Dersimlilerin kendi doğasından vazgeçeceklerini sanıyorlarsa yanılıyorlar. Bu cezalar bizim mücadelemizi engelleyemeyecek. Munzur’u savunmaya devam edeceğiz. Bu konuda daha önce de yürütme kararının durdurulmasına ilişkin girişimleriniz oldu. Bu konuda sivil itaatsizlik eylemlerimiz devam edecek.”
Munzur’un korunmasına dair ulusal ve uluslararası sözleşmelerde Türkiye’nin imzası bulunduğunu hatırlatan Hasan Şen, bu projeye karşı olmalarının nedenlerini Anadolu’nun en önemli su kaynağı olan Fırat Nehri’nin doğuş havzası olan bir kaynağın yok edilmesi, Yukarı Fırat Havzası olarak geçen bu bölgenin insanlığın ilk doğuşu ve kültürel mirası olması nedeniyle sahip çıkılması gerektiği şeklinde sıralıyor.
“Rızalık verildiği rızalık alındığı bu toprakların doğal yapısında kalmasıdır tek istediğimiz. Dersim halkı da bizim gibi düşünüyor diyen” Şen, “Bu tür yatırımlar sermayenin bölgeye girmesinin ön hazırlıkları. Bir bölgenin “kalkınması” için orada illahi bir ticari yatırımın olması gerekmez. Bin yıllardır kendi kültürüyle doğanın ve suyun verdiği nimetlerle ayakta duran bir topluluk var. Biz Dersim’de kalkınmanın küçük aile çifçiliğinin geliştirilerek sağlanacağına inanıyoruz. Biz doğanın kirlenmesine yol açan, turizm faaliyetlerinin sınırlandırılmasından yanayız” diyor.
Bölgede ayrıca çok ciddi bir madencilik faaliyeti olduğunun da altını çizen Hasan Şen, “TBMM’de iki gündür bir maden yasası tartışılıyor. Yasa kabul edilirse sadece Dersim değil tüm Anadolu’yu top yekûn yok edecek bir girişim olacak” uyarısında bulunuyor.
Munzur Koruma Kurulu Sözcüsü Hasan Şen maden ve Munzur Gözeleri’ndeki projeyi üstlenen şirketlerin Dersimli yatırımcılarca yapılmasına tepki göstererek bu kişileri kendi toplumana “ihanet” etmekle suçladı. Şen Dersimli yatırımcıların kendi kültür ve mirasına sahip çıkmaya çağırdı.
BasNews’e konuşan Dersim Baro Başkanı Kenan Çetin, 28 Ağustos’ta 32 kurumun katıldığı Ziyaret Köyü mevkiinde bulunan Gözeler’deki peyzaj çalışmalarına karşı çıktıkları için haklarında soruşturma başlatıldığını belirtti.
Munzur Gözeleri’nde peyzaj projesine karşı çıkmalarının nedenine ilişkin Kenan Çetin, “Birinci derecede sit olan bir alana kazma bile vurulmaması gerekiyor. Munzur Gözeleri deprem fay hattında olduğuna dair bilimsel verilerin olması ayrıca inanç merkezi olması nedeniyle bu alanların korunması gerekiyor. Korunması gereken bir bölgenin tamamen eğlence amaçlı bir projeye açılmasından dolayı Dersim Barosu olarak projeye karşıyız” ifadelerini kullandı.
Savcılık tarafından soruşturmaya vesile olan etkinliğin ise tamamen barışçıl bir , pandemiye uyularak bir etkinlik yapıldığını dile getiren Çetin, aksine proje çalışmasının Anayasa’nın tanımladığı “laik hukuk ve sosyal bir devlet olma” tarifinin birinci, ikinci, onuncu, on iki, on üç, on yedinci, on dokuzuncu, yirminci ve yirmi üçüncü maddelerinde yer alan “özel hayatın ihlali” “din ve vicdan özgürlüğü” gibi maddelerin ihlali olduğunu belirtiyor: “Kaldı ki burası bir inanç merkezi. İnsanlar o gün burada mum yakma, halka oluşturma ve beyit-ağıt yakma gibi inanç ritüellerini gerçekleştirdiler. 34’üncü madde çok açık. Herkes barışçıl bir şekilde gösteri ve yürüyüş yapabilir. Kaldı ki orada bir gösteri söz konusu değil. Çünkü biz de bir ibadet yerinde gösteri yapılmasını doğru bulmuyoruz. Sadece yapılan projenin denetimine ilişkin hem yerinde görme hem de inanç merkezimizde bir ritüel gerçekleştirdik.
Anayasa’nın 38’e 56’ıncı maddesinde “doğal yerlerin korunmasının devletin de koruması gerektiğine vurgu yaptık.”
Kenan Çetin, Munzur Gözeleri’nin sit ve inanç alanı olması nedeniyle 160 kurum ve gerçek kişilerin projeye karşı çıktığını hatırlatarak, “Dünya Miras Kültür merkezi olduğu için ivedilikle korunması gerekiyor. Bu konuda Erzurum Tabiat Koruma Kurulu’na meramızı bildirdik. Savcılığa da suç duyurusunda bulunduk. Dersim kurumları bu yatırımın takipçisi olacak. Kesinlikle bu proje ölü bir projedir, başarı şansı yok denilecek kadar az” dedi.
Savcılığa ifadesini İstanbul’da verdiğini belirten DEDEF Başkanı Ali Haydar Ben ise, Munzur Gözeleri’nde herhangi bir projenin yapılmamasına ilişkin kararlar olmasına rağmen hükümetin kendi kararlarını boşa çıkardığını belirtiyor.
DEDEF Başkanı Ali Haydar Ben, inanç ve sit alanı olan bir bölgede eğlence merkezi kurularak birilerine peşkeş çekilmesi ve bilimsel bir veriye dayanmadan çalışma yürütülmesine kesinlikle karşı olduklarının altını çiziyor: “Orası turizm veya bir mesire alanı değildir. Sadece insanlarımızın ziyaretini ve ibadetini gerçekleştirdiği bir alan.”
Dersim Dernekleri Federasyonu olarak insan zinciri oluşturduklarını, köy köy dolaşarak bu projenin doğaya, çevreye vereceği zararları insanlara anlattıklarını dile getiren Ali Haydar Ben, “Munzur Onurdur, Onuruna Sahip Çık” ismiyle hazırlanan broşürde neden bu projeye karşı çıktıklarını gerekçelendirdiklerini belirtiyor.
Dersim’in gözeler gibi bir bölgesinde, halkın, sivil toplum örgütlerinin ve meclisin dışında tutularak bir proje yapılmasının kararlaştırılmasını doğru bulmadıklarını dile getiren Ali Haydar Ben, “Kesinlikle projeye karşıyız. İnanç merkezi olmasının yanı sıra orası bir fay hattı. Bize defalarca valilik ve çevre ve şehircilik müdürlüğünce bize iş makineleri sokmayacaklarına dair söz vermelerine rağmen, sözlerini tutmadılar. En son gözelere iş makineleri de girdi” dedi.
Ovacık Cumhuriyet Başsavcılığı’nın broşür dağıtma ve insan zinciri oluşturmadan kaynaklı kendilerini ifadeye çağırdıklarını belirten Ben, “Biz tüm engellemelere rağmen Munzur’a sahip çıkacağız” diyor.