NATO Ramstein’da Ukrayna için toplanıyor; Global medyadan tepkiler

HomeAvrupa

NATO Ramstein’da Ukrayna için toplanıyor; Global medyadan tepkiler

Cuma günü NATO, Ukrayna Savunma Temas Grubu buluşması kapsamında Almanya’nın Ramstein kasabasında bulunan ABD askeri üssünde toplanıyor. Avrupa basınının odağında, Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’ne ana muharebe tanklarının sevkıyatını sağlayacak bir ittifakın kurulup kurulamayacağı sorusu var. Gözler Almanya’ya çevrilmiş durumda.

Berlin’in onayı yakın

Corriere della Sera, Scholz’un Ramstein’da ağır muharebe tanklarının sevkıyatına onay vermesini bekliyor:

“Olaf Scholz, Davos’ta Ukrayna’ya desteğin sürdürüleceğini taahhüt etmiş, ancak tanklardan hiç bahsetmemişti. … Öte yandan, Alman bakanların ve yetkililerin de son iki gündür ifade ettikleri üzere işler değişiyor ve Berlin, Ukrayna’dan ve bazı Batılı ülkelerden gelen baskıya boyun eğebilir: Tarafların yarın ABD’nin Ramstein Hava Üssü’nde gerçekleştireceği zirvede, Alman yapımı tankların sevkıyatı için Almanya nihayet onay verebilir. Ancak yine Almanya’dan gelen bilgilere göre, ABD’nin muharebe tanklarını göndermesi koşuluyla.”

Liderlik cesaretini gösterin

Tarihçi Timothy Garton, The Guardian’da Scholz’un artık Leopard tankları sevkıyatına onay vermesi gerektiğini söylüyor:

“Kalıcı barışa giden yegâne gerçekçi yol, topraklarının büyük bir bölümünü geri alması ve sonrasında edineceği güçlü pozisyon sayesinde barış müzakerelerinde bulunabilmesi için, Ukrayna’ya yönelik askeri desteğin artırılmasından geçiyor. … [Tank sevkıyatları kararı] Almanya’nın Putin’in nükleer şantajına karşı koymasının, korku ve şüphe karışımından müteşekkil ruh halinin üstesinden gelmesinin ve özgür ve egemen Ukrayna’yı savunma cesaretini göstermesinin turnusol kâğıdına döndü. … Scholz Avrupa’nın Leopard planının başına geçerse, Almanya’nın liderlik rolünü üstlenmesini sağlayabilir ve bu da Batı’nın tamamı tarafından memnuniyetle karşılanır.”

Ukrayna Almanya’nın güvenliği için de savaşıyor

Postimees’in analizi şöyle:

“Almanya’nın -ve bilhassa da Alman Sosyal Demokratlarının- sorunu, İkinci Dünya Savaşı’nın bıraktığı miras. Almanya’da barışın tesis edilmesi, Avrupa’nın güvenliğinin temel taşlarından biri olmuştu. Ancak Ukrayna’daki savaş, bu güvenlik düzeninin Avrupa’nın gereksinimlerini artık karşılamadığını gösterdi. … AB’nin doğuya doğru genişlemesi, Almanya açısından önemliydi: Doğu sınırında konforlu bir tampon oluştu ve Avrupa’nın istikrarını artırdı. Aynısı Ukrayna bakımından da düşünülmeli: Ukrayna’nın kazanacağı zafer, Almanya’nın güvenlik hissini de güçlendirecektir. Ancak Ukrayna’nın istikrara kavuşturulması, AB’nin genişlemesinde olduğu gibi teknik bir süreç değildir. En başta da savaş meydanına müdahil olmayı gerektirir.”
İç meselelere takılıp kalınmamalı

NRC Handelsblad, Almanya’ya sorumluluklarını yerine getirme uyarısında bulunuyor:

“Cuma günü uluslararası toplumun gözü Ramstein’da olacak. Berlin, Avrupa’da bütün yüzlerin uzun süredir ekonominin büyük gücü, büyük bir savunma sanayisinin merkez üssü ve Batı’yla Doğu arasındaki köprü olan ve hayli önemli bir dönüm noktasından kendisini yenileyerek çıkmayı başaran Almanya’ya çevrildiğinin tam olarak farkında değilmiş gibi görünüyor. Tam da bu dönüm noktası, Almanların iç meselelere çok fazla yoğunlaşmasına sebep oluyor ve Avrupa’nın öncü gücü olmalarını engelliyor. Hükümet sorumluluğunun bilincinde. … Ancak artık yalnızca buna dair konuşmakla kalmayıp, eyleme de geçmesi gerekiyor.”

İçten içe Rusya’nın çökmesinden korkuyorlar

Radio Kommersant FM, pek çok Batılı ülkenin Ukrayna’ya üstün silah teknolojileri gönderme konusundaki isteksizliğini haklı buluyor:

“Polonyalılar, Baltık halkları ve Moskova’nın tarihteki diğer ezeli düşmanları dışında, ‘Rus İmparatorluğu’nun çökmesi, dekolonizasyonu ve tasfiyesi çağrıları herkeste karşılık bulmuyor. Anın duygusallığına kapılmayıp yarına, hatta yarından sonraki günlere bakabilenler, Rusya Federasyonu’nun yerine nükleer silahlarla donatılmış bir kaos bölgesi kurulması ihtimalinden endişe ediyor. Ancak Batı’daki duygusal arka plan, bugün neredeyse hiçbir Avrupalı veya Amerikalı siyasetçinin böyle bir şeyi kamuoyunda dile getirmeye cesaret edememesine neden oluyor.”

 

guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments