NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Berlin’de düzenlenen Münih Güvenlik Konferansı kapsamında yaptığı konuşmada, Rusya’nın olası askeri hedeflerine ilişkin dikkat çekici uyarılarda bulundu. Rutte, Ukrayna’daki savaşın yalnızca bölgesel bir çatışma olarak görülmemesi gerektiğini belirterek, “Rusya’nın bir sonraki hedefi NATO ülkeleri olabilir” dedi.
Çatışmaların artık cephelerden uzakta yürütülen savaşlar olmaktan çıktığını ifade eden Rutte, savaşın Avrupa’nın kapısına dayandığını söyledi. NATO ülkelerinin mevcut güvenlik ortamına karşı yeterince hazırlıklı olmadığını vurgulayan Rutte, “Büyük dedelerimizin savaştığı ölçekte bir savaşa hazır olmak zorundayız” ifadelerini kullandı.
Rutte, NATO’nun ortak savunma yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirmesi halinde bu senaryonun önlenebileceğini dile getirdi. Ancak müttefik ülkelerdeki savunma harcamalarına ilişkin rehavetin ciddi bir risk oluşturduğunu belirterek, zamanın NATO’nun lehine işlemediğini söyledi.
NATO Genel Sekreteri, Rusya’nın önümüzdeki beş yıl içinde NATO’ya karşı askeri güç kullanabilecek düzeye ulaşabileceği uyarısında bulunarak, savunma sanayisine ayrılan bütçelerin artırılması gerektiğini vurguladı. Haziran ayında NATO üyelerinin, 2035 yılına kadar savunma harcamalarını gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 5’ine çıkarma hedefini kabul ettiğini hatırlattı.
Konuşmasında ABD’ye de mesaj veren Rutte, Avrupa’nın kendi savunmasında daha fazla sorumluluk üstlenmesi gerektiğini kabul etmekle birlikte, ABD’nin NATO’ya olan bağlılığının kritik önem taşıdığını ifade etti. Atlantik güvenliği olmadan ABD’nin de savunulamayacağını belirten Rutte, NATO’nun bu güvenlik mimarisinin temel unsuru olduğunu söyledi.
Rutte ayrıca, ABD Başkanı Donald Trump’ın Rusya ile Ukrayna arasında diplomatik temasları başlatma girişimini olumlu karşıladığını belirterek, “Putin ile kilidi açabilecek tek kişi Trump olabilir” değerlendirmesinde bulundu. Ukrayna için güçlü güvenlik garantilerinin gerekli olduğunu vurgulayan Rutte, toprak konusundaki tartışmaların kaçınılmaz olduğunu ancak bu konuda nihai kararın Ukrayna’ya ait olduğunu sözlerine ekledi.







