Mektuplar&Rüyalar 74 – Ne Yapmalı-Nereden Başlamalı Günleri
Cengiz!
19 yılın sonunda ülkede:
-Ücretli kesimin %43’ü asgari ücretli,
-2020 yılı verilerine göre nüfusun %34’ü sosyal yardım aldı,
-Tüketici Hakları Derneği’nin hesaplamalarına göre; 16 milyon kişi açlık, 50 milyon kişi yoksulluk yaşıyor,
-Uluslararası Şeffaflık Derneği’nin 2018 verilerine göre; %10’luk en zengin kesim toplam servetin %81.2’sine sahipken, kalan %9o’lık kesim toplam servetin sadece %18.8’ine sahip,
-ILO’ya göre gerçek işsizlik %28.8,
-Gerçek enflasyon %50’lerde,
-Halen Türk Lirası dünyanın en değersiz para birimi olarak ilk sırada,
-Marketlerde çocuk mamaları ve bezleri vb. kilitli olarak raflarda satılıyor,
-31 Ocak 2020 tarihi itibariyle hapishanelerde 297 bin tutuklu var,
-Avrupa Konseyi’ne göre, Türkiye dünyada en çok gazetecinin hapiste olduğu ülke. 2018 sonu itibariyle 110 gazeteci hapiste,
-2002-2018 yılları arasında TÜİK’e göre 5485 kişi geçim sıkıntısı ve ticari başarısızlık nedeniyle intihar etti,
-2002-2021 yılları arasında Kadın Hakları İhlalleri Raporu’na göre 15557 kadın öldürüldü,
-2020’de Türkiye’de 54 milyon 625 bin kutu antidepresan satıldı. Nüfusun %4.5’u depresyonda. Ki bu depresyon İskandinav ülkelerinin vatandaşlarının depresyonu değil,
-Sadece 2020 yılında çocukların cinsel istismarı suçuna yönelik toplam 39663 suç kayda geçirildi,
-Son yıllarda her yıl yüz binin üzerinde yurtdışına beyin göçü yaşanıyor,
-Mülteci ve göçmen sayısı 10 milyona yaklaştı,
-Uyuşturucu kullanımı toplumdaki çürümeye paralel artarak çocuk yaşlara kadar indi,
-Çoğunu Beşli Çete’nin yaptığı müşteri garantili ve hukuki olarak yabancı tahkime bağlı yatırımların onlarca yıl ülke hazinesini hortumlayacağı gerçeği dövizdeki durduralamayan artışlarla çılgın boyutlara ulaşıyor,
-On binlerce maden ruhsatı verilerek ülkede doğa katliamları sıradan hale getirildi.
***
Ülke ve toplumu iktidar bu hale getirdi 19 yılın sonunda. Artık çoğunluğun ortak fikri biliyoruz ki: yönetemiyorlar. Şimdi bu noktada bir konuyu belirtmeliyiz: İktidar yönetemiyor, tamam da; bu koşullarda bile toplumu örgütleyemeyen bir sol olursa, ileride kimse suçlu aramasın. Şimdiden herkes kendine suçluyu gösterecek bir ayna edinsin. O başarısızlığın o zaman tek bir adı olur: siyasi aymazlık.
Dost acı söyler diyerek devam edeyim.
Ey güneşi zaptedecekler! Ey motorları maviliklere sürecekler! Hadi bakalım, kış uykusu bitiyor, uyanan uyansın. Elini çabuk tutan, yıllardır hayalini kurduğu, söyleyip söyleyip de bir türlü yapamadıklarını yapabilme ihtimaline kavuşuyor.
Her gözün görebileceği, körün, sağırın bile hissedebileceği bir kaynama sesi bu. İsteyen şaşırsın; biz yattık yıllarca, çenemiz yoruldu konuşmaktan ve nasıl harlandı bu ateşin altı diye. Artık kimse sızlanmasın; iktidarın bir lütfu bu bizim cenaha!
Halkın anlayabileceği bir dil kurup, halkın tüm kaybedenlerinin sorunlarının çözümü için halkın bizzat içinde olacağı yeni örgütlenme modelleri yaratmalı. Bu örgütlenmelerin başında eskisi gibi lafazanlar değil; Cerattepe’nin Havva Anası, Soma’nın Yırca köyündeki çevre direnişindeki kadınlar, Öyle mi alay komutanı diyen sendikacılar gibi doğal önderler olmalı.
Ne Yapmalı ve Nereden Başlamalı sorularının tam karşılığını verme günleri geldi.