Dünya Basın Özgürlüğü Günü’ne ilişkin açıklama yapan Noam Chomsky, “Erdoğan rejiminin boğucu hakimiyeti genişledikçe özgürlükler de kısıtlanıyor. Basın özgürlüğüne yönelik baskılar artıyor” ifadelerini kullandı.
Türkiye, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde bu yıl da uluslararası gazetecilik örgütlerinin kara listesinden çıkamadı.
Türkiye, Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) kuruluşunun her yıl hazırladığı basın özgürlüğü sıralamasında 154’üncü sırada yer aldı. ABD merkezli sivil toplum örgütü Freedom House, Türkiye’de “basın özgürlüğü olmadığını” kaydetti.
Gazetecileri Koruma Komitesi’nin (CPJ) son raporunda Türkiye, Çin’den sonra en fazla gazetecinin hapiste olduğu ülke olarak kayıtlara geçti.
Yazarlar Birliği PEN Amerika’nın raporunda ise Türkiye, en fazla aydının hapiste olduğu ilk üç ülke arasında sıralandı.
Amerikalı filozof Prof. Dr. Noam Chomsky ve Columbia Üniversitesi İnsan Hakları Direktörü David Phillips, Türkiye’deki basın özgürlüğü konusundaki düşüncelerini Amerika’nın Sesi’nden Can Kamiloğlu‘na aktardı.
Türkiye’de halk üzerindeki baskıların her geçen gün daha da arttığını belirten Chomsky, “Erdoğan rejiminin Türk toplumu üzerindeki boğucu hakimiyeti genişledikçe özgürlükler de kısıtlanıyor. Basın özgürlüğüne yönelik baskılar artıyor. Türkiye, basın özgürlükleri konusunda çok ciddi bir tehlike altında” dedi.
‘Washington Erdoğan’dan artık bıktı’
Columbia Üniversitesi’ndeki görevinin dışında uzun yıllardan beri ABD Dışişleri Bakanlığı’nda kıdemli danışman olarak da görev yapan David Phillips, Türkiye’deki insan hakları ihlalleri nedeniyle Washington’un Erdoğan’dan artık bıktığını söyledi.
Türkiye’deki gazetecilerin susturulmak için hapsedildiğini ifade eden Phillips, bunun ifade özgürlüğünün ihlali olduğunu vurguladı.
Hükümetin gazeteci ve muhalifleri susturmak için bazı yasalara sığındığını belirten Phillips, şu ifadeleri kullandı:
“Bazen, Türklüğü aşağılamakla ilgili Türk Ceza Kanunu’nun 301’inci maddesi bu amaçla kullanılıyor. Terörle mücadele oldukça kıymetli bir sözcüktür ancak Türkiye’de amacı sadece teröristlerle mücadele etmek olan terörle mücadele yasası, gazetecileri ve muhalifleri susturmak için kullanılıyor. Bu yasalarla Türkiye’de halkın ifade özgürlüğü kısıtlanıyor. Bu yasalar siyasi amaçlar için kullanılıyor. Bu durum çok ciddi bir insan hakları ihlalidir.”