Cuma, Kasım 7, 2025
Son Haber
  • Yazarlar
  • Manşetler
  • Son Haber Tv
  • Künye
No Result
View All Result
  • Yazarlar
  • Manşetler
  • Son Haber Tv
  • Künye
No Result
View All Result
Son Haber
No Result
View All Result
Home Manşet Haberler

Olması Gereken ve Olacaklar

Hasan Hüseyin Yıldırım by Hasan Hüseyin Yıldırım
22/02/2024
in Manşet Haberler, Ortadoğu, Yazarlar
A A
0
Olması Gereken ve Olacaklar
0
SHARES
259
VIEWS
Share on FacebookShare on TwitterShare on Whatsapp Send Mail

Hasan H. Yıldırım / Hussein Erkan

 

Bizi takip eden takipçilerimizin çoğu eminiz neyi tartışmak istediğimizin farkındadır. Biz olacakları izah etmeye çalışıyoruz, olması gerekenleri değil. Çoğu çevre yazılarında olması gerekeni esas almaktadır. Kuşkusuz bu istemler yanlış değil ama istemek farklı, bunu gerçekleştirmek farklı şeylerdir. Burada gücün ne, kitlesel desteğin ne meselesi önem kazanır. Çok şey isteyebilirsin, bunu çok ajitatif olarak sunabilirsin, ama bunu gerçeğe dönüştürme gücün yoksa bir kıymeti olmaz.

Buradan neye varmak istiyoruz? Dünya çok kutuplu, toplumlar çok sınıflı. Bunlar arasında kıran kırana bir savaş var. Bir gerçek var ki, mücadeleyi güçlü olanlar kazanır. Güçlü olanlar egemen güçler. Hem dünyayı hem toplumları onlar dizayn eder. Şimdiye kadar böyle oldu. Kazanmak için haklı olmak yetmiyor. Sen ezilmişsin, sömürülmüşsün kimsenin umurunda değil. Onlar kendi kurulu düzenlerin çıkarı neyi gerektiriyorsa onun gereğini yapıyorlar. Siyasal bir aktör olarak senin yapman gereken bu olup-bitenden çıkarın nerde meselesine uygun konumlanmaktır.

Buradan şuraya gelmek istiyoruz. ABD öncülüğünde Batı sistemi, coğrafyamızı yeniden dizayn etmeye çalışıyor. Ortaya bir proje koymuşlar. Bu proje gereği birçok ülkeye -Afganistan, Libya, Mısır, Irak, Suriye- müdahale edildi ve sırada müdahale edilecek olanlar var. İlk sırada İran ve Türkiye var. Savaş her alanda tüm hızıyla sürüyor.

ABD öncülüğündeki Batı sistemi bu ülkelerde mevcut statüleri tasfiye edip yeni bir sistem kurmaya çalışırken eskide diretenler var. Direnenlerin pek şansı yok. Kazanan ABD ve öncülüğünü ettiği Batı sistemi olacak. Kimi çevreler ki bunlar, mevcut statükoları savunan güçlerdir, “ABD kaçtı ha kaçacak“ propagandasını yüksek sesle dilendiriyorlar. Gerçek böyle mi gerçekten? Elbette değil. Kimilerinin hoşuna gitse de gitmese de ABD, coğrafyamızda kalıcıdır. Kafası basmayanlar için somut bir örnekle izah edelim.

ABD, Hewler’de dünyanın en büyük konsolosluk binasını inşa ediyor. İnşaatına 2018’de başlandı ve 2025’te tamamlanması hedeflenmektedir. 200 bin metrekare alanı kapsamaktadır. 400 kişilik bir personeli istihdam etmesi planlanıyor. 794 milyon dolara mal olacağı düşünülüyor.

Bunun bir anlamı olmalı. ABD’nin Orta Doğu’da uygulamak istediği projenin gereğidir. Hani birileri ikide bir “ABD Orta Doğu’dan çekilecek“ diyor ya. Daha ötesi ABD bu ülkelere müdahale ederken trilyonlarca dolar harcadı. Çekilecek bir devlet bunca masrafı niye yapsın?

ABD’nin Orta Doğu’da çekileceği yok. 21. yüzyılda dünya liderliğini korumak, 22. yüzyılda bunu sürdürmek için Orta Doğu’ya bir şekil vermeye çalışıyor. Zaten bunun için ABD’nin 21. yüzyılın projesi olan Genişletilmiş Orta Doğu Projesi (GOP) uygulamadadır.

ABD, bu projesi için merkez üs olarak Kürdistan’ı seçmiştir. Bunun da bir anlamı olmalı. Çünkü GOP’u uygulamak için en uygun zemin Kürdistandır. Nedeni Kürd/Kürdistan sorununun çözülmemiş olmasıdır. ABD’nin bu projesine uygun hareket edecek olan Kürdlerdir. Müttefik olacak potansiyel onlardır. Zaten ABD bunu her fırsata ifade etmekten kaçınmıyor. Kendi planını uygulamak içinde Kürdlere devlet olma yolunu açması gerekiyor. Bunun için Kürdistan’ın güneyinin güçleri üzerinde bir plan yaptı. Güneyli güçler buna uygun bir politika üretemedi. ABD’den öte sömürgecilerimizle iş tutmayı yeğledi. Bunun üzerine ABD, onların üzerini çizdi. Şu an Kürdistan’ın güneybatısı (Rojava) güçleri üzerinde bu planı uygulamaya çalışmaktadır. Bundan ne kadar başarılı olur bilemeyiz. Çünkü bunu boşa çıkarmaya çalışan güçlerde var.

Bunları aşarsa GOP çerçevesinde ABD, bölgedeki devletleri dizayn etmeye çalışacaktır. Irak, Suriye derken sırada İran ve Türkiye var. Bu dört ülkeyi dizayn etmeye çalışmaktadır. Zaten hepsiyle savaş halindedir.

Kuşkusuz GOP sadece bu dört devleti -Irak, Suriye, İran, Türkiye’yi dizayn etmekle sınırlı değil. Fas’tan Afganistan’a kadar 22 devleti kapsamaktadır. Proje sahiplerinin açıklaması bu yöndedir. Bu söz konusu ülkeler parçalanacak, etnik ve mezhep temelinde yeni devletler kurulma hedefleniyor. Bu yeni devletler kurulurken yönetimler çağa uygun olması düşünülüyor. Kuşkusuz bu süreç acılı ve sancılı olacak. Tıpkı Doğu Avrupa’da olduğu gibi. Hatta ondan daha kanlı olacaktır.

ABD öncülüğünde Batı sistemin projesi budur. Bu projeye karşı olan güçlerde var. Bunlar mevcut diktatör yönetimlerdir. Bunlar kendi çete devletlerini savunacaklar. Bu çete devletlerin ABD düşmanlığı da buradan kaynaklanıyor. Bu gayet normal. Çünkü cennetleri elden gidiyor.

Bunları anladık ama anlaşılmaz başka bir durum yaşanıyor. O da çokça işçi sınıfı, emekçilerden yana olduğunu iddia eden sol/sosyalist kesimlerinde bu kervana katılmış olmalarıdır. Diktatörlerin yanında saf tutmalarıdır. Onlarla birlikte genelde “anti-emperyalizm“, özelde anti-ABD politikasını yürütmektedirler.

Burada soru şudur: Hani mevcut sistemi değiştirmek istiyordular? Ne oldu da kendi egemen sınıflarıyla aynı cephede yer almalar? Bunun izah edilecek bir tarafı yoktur. Burada olan biten şu: Bu sol/sosyalist geçinenlerin devrim yapma diye bir dertlerinin olmadığı egemen sınıflarıyla mevcut sistemi korumaya çalıştıklarıdır. Zaten bu yanlış politikalarından dolayıdır ki, adına kurtuluşuna çıktıkları işçi sınıfı ve emekçileri sistemin sahiplerinin kucağına itttiler. Bunun en somut örneği Türkiye’deki durumdur. İşçi sınıfı ve emekçiler sol/sosyalist hareketleri değil, sistemin sahibi partileri destekliyor olmasıdır. Yarısı ırkçı Kemalist, yarısı ırkçı cihatçı olmuş.

Bunun nedeni sol/sosyalist geçinenlerin izlediği yanlış politika olmasıdır. Oysa çağa uygun gelişmelere ayak uydurabilinse bu durum yaşanmazdı. Ama onlar ne yapıyor? Sosyal, kültürel, teknolojik, ekonomik ve hukuki olarak gelişmiş Batı sistemini değil, orta çağda kalmış sistemlerin savunuculuğunu yapıyorlar. İşin tuhafı sol/sosyalist geçinenler bu tutumlarına ilericilik atfediyorlar. Oysa gericiliğin bayraktarlığını yapıyorlar.

Saddam Hüseyin’i,  İran Mollaları‘nı, Esat ailesini sahiplenmek ilericilik değildir. CHP-AKP-MHP ve diğer sistem partileriyle birlikte “anti-ABD’cilik yapmak ilericilik değildir. Bir an onlar gibi düşünelim. ABD gitsin. Peki sonra ne olacak? Saddam gibi bir soykırımcı bir katili kim tasfiye edebilirdi? Vahşi İran Molla rejimi nasıl tasfiye edilecek? Ki, İran Molla rejimi senede 4-5 bin devrimci, ilerici, demokrat ve Kürd idam ediyor. Bu sistemi ABD’den başka kim tasfiye edebilir? Bunlar yapıldığında yok efendim “İran anti-emperyalistir. İran desteklenmelidir“ denirse bunlar kim olursa olsun İran Molla rejimin katliamlarının suç ortağı olur. Zaten öyledirler. Yanı sıra TC devleti kuruluşundan bugüne yapmadığı zulüm kalmadı. Bu sistemi nasıl ve kim değiştirecekler? ABD dışında var mı başka bir güç?

Gücü bir tarafa bırakalım. Var mı böyle bir düşünce? Olsa bile bunu kiminle yapacaklar? İşçi sınıfı, emekçiler derseniz onlarla bir bağ yok, onlar sistem partilerine kaptırılmış Peki, bu iş kiminle yapılacak? “Geliyoruz, kazanacağız, güneşi zapt edeceğiz“(!) koru-sıkı sloganla mı bunu yapacaklar? Sahi ya bu çevreler hangi dünya da yaşıyorlar?

Birileri soruyor. Ne zaman bu proje bitecek. Bu projenin sahipleri bile bu soruya cevap veremiyor. 21.Yüzyıl projesidir. Bir adım geri, iki adım ileri ama GOP projesi uygulamadadır. Eninde sonunda başarıya ulaşacaktır. Bu süreçte Orta Doğu’daki ülke yönetimleri devre dışı bırakılacak. Batı sistemi ile uyum içinde iş görecek olan yönetimler işbaşına gelecektir. Bu süreçte Kürdistan bağımsızlaşacaktır. Olacak olan bunlardır. Ya buna uygun bir politika yürütülür kazanırsın ya da mevcut Orta Doğu diktatörlerinin yanında saf tutar olan biteni kabullenirsin. Orta bir yol yoktur.

 

Tags: abdBüyük Ortadoğu ProjesiHasan Hüseyin Yıldırımortadogu
Previous Post

21 ŞUBAT: “TÜRKİYE’NİN ANADİLİ ZENGİNLİĞİ”

Next Post

İnsanın Siyasi Halleri

Next Post
İnsanın Siyasi Halleri

İnsanın Siyasi Halleri

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Güncel Haberler

AKP’li geçmişiyle bilinen Havvanur Yurtsever yeniden HSK üyesi oldu
Manşet Haberler

AKP’li geçmişiyle bilinen Havvanur Yurtsever yeniden HSK üyesi oldu

07/11/2025
Karadeniz’de gerilim: NATO’dan Romanya’ya ‘güçlü destek’ sözü
Dünya

Karadeniz’de gerilim: NATO’dan Romanya’ya ‘güçlü destek’ sözü

07/11/2025
İstanbul Havalimanı’nda “Benim babam Binali Yıldırım!” krizi
Manşet Haberler

İstanbul Havalimanı’nda “Benim babam Binali Yıldırım!” krizi

07/11/2025
Menenjit Meleği ile Cümbüşün Aşkı
Manşet Haberler

Menenjit Meleği ile Cümbüşün Aşkı

07/11/2025
YÖK’ün 44. yılında üniversiteler ayakta: “YÖK, Kayyum, Polis, Faşist Çeteler — Bu Abluka Dağıtılacak!”
Manşet Haberler

YÖK’ün 44. yılında üniversiteler ayakta: “YÖK, Kayyum, Polis, Faşist Çeteler — Bu Abluka Dağıtılacak!”

07/11/2025

Arşivler

  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • Künye
  • Reklam
  • İletişim
  • Söyleşi / Podcast
  • Kitap Önerileri
  • Öykü
  • Manşetler
  • Dosyalar
  • Arşiv

© 2024 Sonhaber / Bağımsız, doğru , gerçek habercilik

No Result
View All Result
  • ANA SAYFA
  • İSVİÇRE
  • TÜRKİYE
  • DÜNYA
    • AVRUPA
    • ORTADOĞU
    • ASYA
    • AMERİKA
    • AFRİKA
  • YAZARLAR
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • SÖYLEŞİ
  • YAŞAM
    • EĞİTİM
    • SAĞLIK
    • KADIN
    • LGBT
    • EMEK DÜNYASI
    • Podcast / Röportaj
  • SANAT
  • BİLİM
  • EKOLOJİ
  • FORUM
  • Languages

© 2024 Sonhaber / Bağımsız, doğru , gerçek habercilik