Toplantıya, Suriye’nin de aralarında bulunduğu Arap ülkeleri arasında gerçekleştirilen ilk toplantının ardından ikinci ve üçüncü toplantılar düzenlendi. İkinci toplantı Türkiye ile Arap ülkeleri arasında yapılırken, üçüncü toplantıda ise Bahreyn, Mısır, Fransa, Almanya, Irak, İtalya, Ürdün, Kuveyt, Lübnan, Umman, Katar, İspanya, Suriye, Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), İngiltere ve ABD dışişleri bakanları veya temsilcileri katıldı.
Toplantının sonucunda tüm katılımcılar, “bütün Suriyelilerin haklarını koruyan ve halkın çeşitli kesimlerinin katılımıyla gerçekleştirilecek bir siyasi geçiş sürecine destek verdiklerini” belirtti. Katılımcılar, Suriyelilerin haklarının korunması, tüm bileşenlerin sürece dahil edilmesi ve diyalogla tarafların endişelerinin çözüme kavuşturulması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, Suriye halkının tercihlerini desteklediklerini ve iradelerine saygı duyduklarını ifade ettiler.
Toplantıda ayrıca, İsrail’in Suriye toprağına girmesi konusu gündeme gelirken, Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik operasyonlarına yer verilmedi. Bildiride, “Kardeş Suriye halkına destek olmak ve onlara her türlü destek sağlamak için adımlar atılması” gerektiği vurgulandı. Suriye’nin özgür, güvenli ve toprak bütünlüğü ihlal edilmeden yeniden inşa edilmesi gerektiği de ifade edildi.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Suriye’ye uygulanan tek taraflı yaptırımların kaldırılmasının önemine dikkat çekti. Bin Ferhan, “Suriyelilerin krizden çıkışın önünü açacak bir iç diyalog yoluyla kendi kaderlerini belirleme hakkına sahip olduğuna” inandığını belirterek, “Suriye’nin istikrarının ve toprak bütünlüğünün korunması gerektiğini” vurguladı.
AB ve ABD, Suriye’deki Yaptırımları Gözden Geçirecek
27 Ocak’ta Riyad’da gerçekleştirilecek toplantıda, Avrupa Birliği (AB) güvenlik ve dış politikadan sorumlu yüksek temsilcisi Kaja Kallas, Suriye’ye yönelik yaptırımların kaldırılmasının ele alınacağını açıkladı. Kallas, yaptırımların kaldırılması sürecinin koşullara bağlı olduğunu vurgularken, Suriye’deki yeni yönetimin kapsayıcı olması, kadınların ve farklı grupların temsili gibi unsurların önemli olduğunu belirtti.
Toplantıda ayrıca, siyasi sürecin barışçıl bir ortamda ilerlemesi, azınlık haklarının korunması ve temel insan haklarına uyulması gibi konular da AB’nin öncelikleri arasında yer alıyor. Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, yaptırımların kaldırılması sürecinde “akıllı bir yaklaşım” benimsenmesi gerektiğini ifade etti. Baerbock, savaş suçları işleyen eski rejim mensuplarına yönelik yaptırımların devam etmesi gerektiğini, ancak Suriye halkının acil insani yardım ihtiyaçlarının karşılanması için adımlar atılmasının da önem taşıdığını vurguladı.
İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy de benzer bir noktaya dikkat çekerek, Suriye halkına karşı savaş suçları işleyenlerin hesap vermesini sağlamak için gerekli mekanizmaların kurulması gerektiğini dile getirdi.
ABD’nin Suriye’de yeni yönetimle ilişkilerin nasıl şekilleneceği merakla bekleniyor.
Başkan seçilen Donald Trump’ın 20 Ocak’ta göreve başlaması, Washington’un Suriye’ye insani yardımların iletilmesi ve enerji işlemleri için 6 aylık bir muafiyet uyguladığı bu dönemde önemli bir gelişme olacak. ABD, yaptırımların tamamen kaldırılmasını ise süreç içinde değerlendirecek. Bu değerlendirme, Heyet Tahrir eş-Şam’ın (HTŞ) “terör örgütü listesinden” çıkarılıp çıkarılmayacağı konusunu da kapsayacak.







