Naim Kandemir
Yirmi küsur yıl önce Ankara’da işlettiğim kafeli kitabevinin karşı dairesine gelip yerlerini açmışlardı. Apartman yöneticisi kadın bir akşam üzeri elinin ucuyla tuttuğu bir siyah poşeti mekânın kapısından bana, bak bak rezaleti gör! diyerek uzatmıştı. Karşı dairemizde faaliyete geçen yönelimleri farklı olan grubun dergisiydi siyah poşet içinde iğrenerek bana uzattığı. Poşeti açınca şaşkınlığım iyice arttı. Derginin içinde metinlerle ilgili fotoğraflar da vardı. Fotoğrafların bazıları neşeli ve cesur mesajlar vermiyor da değildi ve yöneticinin yüz ifadesinden belli ki o da bunlara bakmıştı.
Daha sonraki günlerde iş yerine ruhsat aldığımız belediye ekibi gelip bizim mekânı mühürlemişti. Sonrasında öğrendik ki yönetici kadın, bizim apartmandan ve şehirde ve memleketindeki onlarca eşinden dostundan topladığı şikâyet dilekçeleriyle, karşımızdaki daireye açılan yerin de perde arkasındaki sahibinin ve yöneticisinin ben olduğumu iddia ederek bizim mekânın da kapatılmasını istemişler.
O yıllarda uğraştım ve çok sevdiğim ünlü bir şair abimle bağlı olduğumuz belediyeye gidip bizim o taraklarda bezimizin olmadığını, anlatarak mekânı açtırmıştık. Bir yıl sonra da Ankara bizi boğdu ve küçük bir sahil kentine göç ettik. Bu yeni yer bereketli geldi ve dosyalarım peş peşe kitap olarak çıkmaya başladı.
Akademisyen bir arkadaşımın vesilesiyle, Cebeci’den ve Mamak’tan 1979’dan beri tanıştığım bir arkadaşın yayınevinden kitaplarım/ız çıkmaya başladı. Bir süre sonra yayınevinin tanıtımlarına baktım ki bizim Ankara’daki eski karşı komşuların dergilerinin dağıtıcılığını bizim yayınevi yapmaya başlamış. İçimden, böyle şansın…, dedim yalan yok. Sosyal medyada bu derginin reklamlarını sık sık yapmaya başlayınca yayınevi, huylanıyor insan! Birine 40 kere deli desen misali…
Yayıncıya mesaj attım. Arkadaş serin duruyor: Bizim yanlış anlaşılırız gibi derdimiz yok, deyip bana telkinde bulunuyor:
-Bu yaştan sonra fark etmez, der geçersin!
Halbuki bizim yayınevinden daha önce kitaplarımız çıkmaya başlamıştı, diyemedim. Hani önceden, bir yerde cami, okul varsa en az 100 metre uzağında alkollü mekân açılabiliyor ya işte o hesap!
Geçenlerde gönüllüsü olduğumuz derneğe yeni bir yer aramamız gerekti. Endişelendim ve arkadaşlara,
-İyice bir bakalım kiralayacağımız yerin sağına soluna, altına üstüne, yanına yöresine, ne olur ne olmaz! dedim.
Arkadaşlar sordu:
-Deprem için diyorsun değil mi?
He he, deyip sustum. Nasıl anlatayım ki bendeki şanssızlığı!
Aralık 2023
Çanakkale