Pazar, Kasım 16, 2025
Son Haber
  • Yazarlar
  • Manşetler
  • Son Haber Tv
  • Künye
No Result
View All Result
  • Yazarlar
  • Manşetler
  • Son Haber Tv
  • Künye
No Result
View All Result
Son Haber
No Result
View All Result
Home Manşet Haberler

Türklerin Hayvan Korkusu ve Sevgisi

(1.Bölüm)

Meltem Uzuner by Meltem Uzuner
01/06/2024
in Manşet Haberler, Yazarlar
A A
0
0
SHARES
348
VIEWS
Share on FacebookShare on TwitterShare on Whatsapp Send Mail

Meltem Uzuner

 

Yazıma başlık olarak Türklerin hayvan korkusu ve sevgisi dedim. Neden? Çünkü ben Türk’üm, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım. Burada doğup büyüdüm, burada okudum, burada çalışma hayatıma başladım. Bugüne kadar çok kez yurt dışına gitsem de; Amerika Birleşik Devletlerinde evlendim, Birleşik Arap Emirlikleri’nde oturma ve çalışma müsaadem olup çalıştım, emekli bir havacı olarak çok ülke gezdim, yeni insanlar ve yaşamlar deneyimledim. Ama hep Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak tek pasaportla kaldım. Ülkemin büyük küçük bütün şehirlerini, bir çok bölgesini hem mesleki hem de yaşama olarak deneyimledim. Ülkemde azınlık olarak değerlendirilen insanlarla birlikte büyüdüm, oturdum, yaşadım ve okudum. 

Rum, Ermeni ve Yahudi yani, İstanbul fethedildiğinde ülkede yaşayan İstanbul’un da ilk sahipleri diyebileceğimiz azınlık olarak değerlendirilen, ama bana göre ev sahipleri olan tüm vatandaşlarımızla onların her konudaki davranış ve fikirlerine saygı duyarak yaşadım.

Hayvan sevgisini dini duygularının engellediği bir çok insan tanıdım, gerçekten korkuyorlar mı yoksa dini duygularından hayvanları pis mi buluyorlar, bunları ayırt etmek güçtü. Zamanla anladım ki bazı mezheplerde hayvanlara dokunmak yada hayvanların onlara değmesi hoş değil. Bunu Antalya’nın Kaş ilçesinde taşınırken detaylı öğrendim. “Abla biz köpeğe değemeyiz aklında olsun.” demişlerdi. Toplanırken benim Poyraz bahçede kimseye dokunmadan durdu. Arabamla yeni evimize gittik, orada ayrı yerde durdu kimseye değmedi. Bu dini sebeplerdendi, saygı duyarım. 

Annem 85 yaşına kadar köpeklerden korktu. 70’li yıllarda içindeki etleri kokluyor diye kasaptan aldığı torbayı sokağa bırakıp eve döndüğü zamanlar oldu. Ancak ne çığlık attım ne bağırdım ne de yolumu değiştirdim derdi. Bu esnada babam, ağabeyim ve benim için ayrı, isimler koyduğumuz köpeklerimiz hep vardı. Evimizde değiller, babama ait bir arazide bakılıyorlardı. İş yerine sığınan köpeklere babam her zaman bakardı. Hatta evde atmaca bile beslerdi. Atmaca Suadiye’de balkonumuzda durur, babamın deri eldiveni ile sadece kendisine yaklaşırdı.

Muhabbet kuşlarım vardı, onlar evdeydi. Amerika’ya gittiğimde iki gün arayla iyi bakılmasına rağmen ölmüşlerdi. Sahibinin arkasından çok yaşayamazlar denilmişti hala unutmam. 

Sekiz yıl, bana hediye edilen Hurşit adında kaplumbağam vardı. Balıklarımla beraber özel akvaryumunda yaşarlardı. Kaplumbağam çok büyüyünce, o zamanlar Yeşilköy’de Röne Park’ın işletmecisi zarif insan Mahmut Coşar beyden rica ettim, oradaki havuza bıraktık diğer arkadaşları ile vakit geçirsin diye, çünkü doğada olması daha iyi olur denmişti. 

Derken 2022 yılında Antalya Kalkanda bir otele sığınmış  erkek köpek olduğu ortak haberleşme sitemizde yayınlandı,  sağ patisi sakat kalmış bir yaşına yakın, ama bakamayız dediler. Ben de Kaş ilçesinde kiralık da olsa bahçeli müstakil bir evde yaşadığımdan sahiplenmek isterim dedim. Evimin bahçesinde mimar bir arkadaşımın elleriyle yaptığı şahane bir kulübem ve ikaz tabelalarım vardı. Kısırlaştırması yapılınca hemen sahiplenirim dedim ve önceden bebek sahibi olacak bir anne gibi her türlü ihtiyacını hazırladım; kitaplar okudum, internette incelemeler yaptım. Madem benim oğlum olacak o zaman annesinin ismi gibi rüzgar olsun dedim, Poyraz koydum adını. 36 km öteden severek sahiplendiğim Poyraz’a 4 Ekim 2020 de kavuştum. Demre, Kaş, Kalkan  üç ilçede de her zaman destek olan Lokman adında veteriner hekimimizden de Poyraz’a çip takılmasını rica ettim ki o tarihlerde çip konusu daha yeni gündemdeydi. Böylelikle benim Poyraz’ım ülkenin ilk çiplenen patili bebeklerinden oldu. 

Derken macera başladı. Bir yılda üç eve taşındım, çünkü covid ve sonrası büyük şehirlerden ilçelere akım başladı. Ne kadar memnun olsalar da ev sahipleri çok fazla ücret alamazlar diye çeşitli numaralarla evlerden kiracıları çıkardılar. Ben sadece sevdiğim bir yerde sorun olmasın diye kabul ettim ve dile kolay olsa da bir yıl da üç eve taşındım. Sebep, köpeğini ver köpek/kedi istemeyiz dediler. Altı ay Demre’de daha sonrada Kaş’ta beni sevip özleyen, geri dönmemi isteyen arkadaşlarım sayesinde tekrar Kaş’a taşındık. Poyrazla aile olduktan sonra sadece iki hafta bahçeli ev tadını çıkardık, sonra varsa yoksa ev aramak. Poyrazı anlatmak; çok temiz, iyi bakıyorum, çok uysal, kokmuyor, sağ patisi sakat kalmış demekten, habire aynı şeyleri yazıp çizerek Ankara ve Antalya ve ilçelerinde her nereye gezmeye gidersem gideyim bizden korkmayın hiçbir yerde hiçbir hayvana, birlikte yaşadığı komşuların çocuklarına, kedilerine, tavşanlarına, terliklerine pabuçlarına zarar vermedi diye diye gezdim. Hala da İstanbul’da ağabeyimin 40, annemin 7 yıldır oturduğu apartmanda aynı cümleleri yazıp çiziyorum. Tekirdağ ve civarına da gittik, Bursa’ya da, arabada arkada kendi koltuğunda kemeri bağlı olarak oturur, acıkınca yer, suyunu içer ve benimle gezer, babamı ziyaret ederiz Zincirlikuyu da. Bir seferinde dört saat kaldık cenazelere katıldık asla havlamadı. 

 

Her gören ve tabii ki hayvan–köpek severler ne tatlı, ne güzel yüzlü der, ne güzel bal gözleri var der. Kimi neden aksıyor der anlatırız, ne neşeli ve mutlu derler, veteriner hekimler ne güzel bakıyorsunuz derler. Mahkemeye veren apartman sakini oldu, sebep sokakta beslenen kedilerin mamasını koklamış, üstelik yaralı ve dikişli yerine sakat ayağına tekme attıktan sonra üste çıkmak için, tiyatro eğitimi yapmış olduğundan ona zarar vermişiz gibi iftira attı. Dört yıl boyunca her gün üç kez gören ve kimseye bir zarar vermediği bilinen fiziken hiç korkutucu olmayan yada asla yasaklı olmayan bir kırma olan Poyraz’ı boynunun etrafında yakalık olduğu halde üstelik de ilaçlanmış apartman da etrafı yalamasın diye ağızlıkta takılmış halde görüp korkarım diye sanki yaralı aslan görmüşçesine  defalarca tekrar edenler görüyorum. Anne olmuş, torun sahibi olmuş kadınların, kedi beslemenin hayvan severlik olduğunu sananların ülkesinde, kendisi köpek gezdirirken bile başkasının köpeğine iğrenç bir yaratığa bakarmış gibi bakanların, kendisi sokağını bahçeye attığı sigaralarla kirletmesine rağmen, hiçbir çocuk kadar gürültü yapmayan evde apartmanda havlamayan bir köpeğe bile düşman olanların ülkesinde yaşıyoruz biz. 

Kendisi ve ailesi çevreye her türlü zararı veren, ama köpek gördüğünde pisliğe bakar gibi bakan insanların ülkesi bizim ülke . 

Köpekleri sevmeyen, kötü davranan ve sahipli köpeklerin kendilerine en ufak bir zarar vermemesine karşın aslında onları hiç istemeyenlerin hiç biri Türk asıllı değil! Benim için acı olan bu. 

 

 

Tags: hayvan haklarımeltem uzunerPoyraz
Previous Post

TYS’de 50. yıl matinesi: “Haziranda ölmek zor”

Next Post

Abdullah Onay ile Söyleşi (Türkçe- Lazca) 2. Bölüm

Next Post
Abdullah Onay ile Söyleşi (Türkçe- Lazca) 2. Bölüm

Abdullah Onay ile Söyleşi (Türkçe- Lazca) 2. Bölüm

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Güncel Haberler

Doktor Doktor Baksana
Manşet Haberler

Doktor Doktor Baksana

16/11/2025
Maden imparatorluğuna kayyum darbesi: Investco ve Verusa Holding TMSF yönetimine geçti
Manşet Haberler

Maden imparatorluğuna kayyum darbesi: Investco ve Verusa Holding TMSF yönetimine geçti

15/11/2025
ABD’nin Gazze’yi ikiye bölme planı
Dünya

ABD’nin Gazze’yi ikiye bölme planı

15/11/2025
Rojin Kabaiş’in ölümünde çarpıcı detay: İki erkek DNA’sı bulaş değil, gerçek temas!
Kadın

Rojin Kabaiş’in ölümünde çarpıcı detay: İki erkek DNA’sı bulaş değil, gerçek temas!

15/11/2025
105 milyonluk millet bahçesi çürümeye terk edildi: “Halkın parası göz göre göre yok oluyor”
Dosyalar

105 milyonluk millet bahçesi çürümeye terk edildi: “Halkın parası göz göre göre yok oluyor”

15/11/2025

Arşivler

  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • Künye
  • Reklam
  • İletişim
  • Söyleşi / Podcast
  • Kitap Önerileri
  • Öykü
  • Manşetler
  • Dosyalar
  • Arşiv

© 2024 Sonhaber / Bağımsız, doğru , gerçek habercilik

No Result
View All Result
  • ANA SAYFA
  • İSVİÇRE
  • TÜRKİYE
  • DÜNYA
    • AVRUPA
    • ORTADOĞU
    • ASYA
    • AMERİKA
    • AFRİKA
  • YAZARLAR
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • SÖYLEŞİ
  • YAŞAM
    • EĞİTİM
    • SAĞLIK
    • KADIN
    • LGBT
    • EMEK DÜNYASI
    • Podcast / Röportaj
  • SANAT
  • BİLİM
  • EKOLOJİ
  • FORUM
  • Languages

© 2024 Sonhaber / Bağımsız, doğru , gerçek habercilik