Cuma, Kasım 7, 2025
Son Haber
  • Yazarlar
  • Manşetler
  • Son Haber Tv
  • Künye
No Result
View All Result
  • Yazarlar
  • Manşetler
  • Son Haber Tv
  • Künye
No Result
View All Result
Son Haber
No Result
View All Result
Home Manşet Haberler

YALNIZ VE SOKAKTA

Atiye Kalkan by Atiye Kalkan
04/11/2025
in Manşet Haberler, Yazarlar
A A
0
YALNIZ VE SOKAKTA
0
SHARES
639
VIEWS
Share on FacebookShare on TwitterShare on Whatsapp Send Mail

“…bir çöp kutusundan bir gazete çekip çıkardı. Ama okumak değil, üzerine örtmek için. Çünkü
gazete sıcak tutar, bunu bütün evsizler bilir.”
Joseph Roth

 

Kapitalist ekonomi destekli geleneksel ve sosyal medyayı arkasına alarak tüketim toplumunu daha da azdıran egemenler, milyonlarına milyon katıp sırça köşklerinde yaşarken dünyanın geri kısmı açlık sınırının altında yaşayıp en temel haklarına dahi erişemediği derin bir yoksullukla boğuşuyor. Ağustos 2025’te Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırması (IPC) analizine göre, (savaşın vahşeti bir yana) Gazze’de yarım milyondan fazla insan yaygın açlık, aşırı yoksulluk ve önlenebilir ölümlerin gözlemlendiği kıtlık koşulları altında yaşam savaşı veriyor. UNICEF ve Dünya Bankası 2023 verilerine verilerine göre dünyada tahminen 333 milyon çocuk, yani her 6 çocuktan 1’i aşırı yoksulluk içinde yaşıyor. Dünya Kaynakları Enstitüsü’nün raporuna göre 1,2 milyar insan sürdürülebilir ve
karşılanabilir barınma garantisinden mahrum kalıyor.

Türkiye’de dünyadan bağımsız değil ve derin yoksulluk giderek artıyor. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) uzmanlarına göre, depremlerin ardından Türkiye’de 1,5 milyon kişi evsiz kaldı. Bu da derin yoksulluğa bir geçiş demek. Derin Yoksulluk Ağı verilerine göre Türkiye’de 2 Milyonu aşkın 65 yaş üstü yoksulluk içinde. Yalnız annelerin büyük bir çoğunluğu derin yoksulluğu paylaşıyor. Yalnız annelerin çoğu depremzede olmak, eşin cezaevinde bulunması, eski eşin yarattığı güvensizlik ve korku ya da kronik hasta ve engelli bireylere bakım yükü üstlenmek gibi yoksulluğu birden fazla dezavantajla birlikte yaşıyorlar. Derin yoksulluğu en üst sınırda yaşayanlarsa elbette ki sokakta yaşayan evsiz insanlar.

Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun yıkılmasıyla beraber adeta göçebe bir hayat yaşarcasına yaşamının yarısını yersiz yurtsuz bir şekilde otellerde geçiren ve Paris’te bir yoksullar hastanesinde ölen Avusturyalı yazar Joseph Roth’un Aziz Ayyaşın Efsanesi kitabını okudum birkaç gün önce. Bu sürgünlükten olmalı, eserlerinin temelini de bir yere ait olamama ve yurtsuzluk temaları oluşturuyor Roth’un. Aziz Ayyaşın Efsanesi ise bir anlamda yazarın kendi otobiyografisi gibi. Öyküde köprü altında yaşayan ve hala mucizelerin olabileceğine inanan bir evsizin öyküsü anlatılıyor.

Öyküde evsizlerin içine düştüğü durum; yaşamdan ümidini kesmekle mucizelere inanmak arasındaki o sınır ya da köprü; en dibi görmekle bir umut belirdiğinde yaşama olan bağlılık; kendini unutup köksüzleşmekle kendini bilip hayata karışmak arasındaki o gel-gitler, geçişler çok güzel anlatılıyor. Umutsuz yok olup gitmektense yanılsamalarla yaşama tutunmak… Dibi görenin tüm yanılsamaları mucize olarak yorumlaması…
“Bir yandan da, son yıllarda aynalardan neden korktuğunu anladı. Çünkü, insanın perişanlığını
kendi gözleriyle görmesi hoş bir şey değildi. Ve yüzüne bakmak zorunda olmadığı sürece, ya yüzü yokmuş ya da eskisine, sefalete düşmeden öncekine sahipmiş gibiydi.”  bu tümceler öyle güzel anlatıyor ki yersiz yurtsuzluğuyla insanın kendi bedensel yurdundan bile nasıl kaçmak istediğini…  10 Ekim “Dünya Evsizler Günü”  idi. İşsizlik, artan enflasyonla beraber gelen derin yoksulluk gibi nedenlerle binlerce kişi evsiz kalarak sokakta yaşıyor. Pandemi sonrasında yaşanan derin ekonomik kriz ve fahiş kira fiyatları nedeniyle evsiz kalan insan sayısı katlanarak artıyor ve her  geçen gün daha fazla insan, sokakta yaşamak zorunda kalma korkusuyla yaşıyor. Birleşmiş Milletler 2022 verilerine göre dünyada 100 milyona yakın evsiz var. Türkiye’de bu sayının 70 -100 bin arasında olduğu tahmin
ediliyor. Türkiye’de bu konuda çalışan sivil toplum temsilcileri İstanbul başta olmak üzere sokakta yaşayan insan sayısının tüm Türkiye’de hiç olmadığı kadar arttığını söylüyor. En çok İstanbul sokaklarında yaşayan evsizler özellikle Fatih, Şişli Kadıköy, Üsküdar, Beşiktaş, Beyoğlu ilçe sokaklarındaki hastane, terk edilmiş mekanlar, parklar, şehir içinde az kullanılan ücra köşeler, yarı kapalı alanlar, köprü altları, mezarlıklar, cami kenarları, otogarlar ve istasyonlar gibi mekanlarda yaşıyor.

2019 da yapılan bir çalışmada İstanbul’da 8 bin kişinin sokaklarda yaşadığı ve bunun yüzde 90’nının erkek olduğu belirtilirken 2023 te BBC Türkçe’deki bir röportajda bir dernek gönüllüsü  sadece İstanbul’da 40 bin olmak üzere Türkiye genelinde yüz binlerce  evsiz olduğunu vurguluyor. Üstelik sadece işsizler değil asgari ücretle çalışanlar arasında da sokakta yaşayanlar var. Sokakta yaşayan kadın sayısında ve ailece çocuklarıyla sokakta yaşayanların sayısında da gözle görülür bir artış var.

Bu da ekonomik ve toplumsal çöküşün ne kadar hızla seyrettiğini gözler önüne seriyor.  Kış tüm sertliğiyle geliyor. Hepimiz yaşadığımız şehrin sokaklarında bir dükkanın, mağazanın kuytusuna sığınmış, bir bankta sokak kedilerinin ya da köpeklerinin dostluğuna, sıcaklığına kendini bırakmış, bir cami avlusunda inandığı tanrının onu görmesini bekleyen ya da bir otobüs terminalinde gelip geçen yolcuların eve gidişine özlemle bakan, açlıktan guruldayan ve acı içinde kıvranan midesine bir lokma yiyecek girsin diye çöpleri karıştıran, bir evsiz göreceğiz. Ya da çoğunlukla olduğu gibi hiç birimizin ruhu duymadan açlıktan ve soğuktan ölüp sadece polis raporlarından ibaret kalan bir evsiz mi olacaklar? David Eagleman’ın dediği gibi onları insandışılaştırarak yokmuş gibi
yanlarından geçip gidecek miyiz?

“… evsiz bir insanı bir yoldaş gibi algılayan sistemleri kapatan bir kişi, ona yardım etmemenin verdiği olumsuz duygunun baskısından da kurtulmuş olur. Bir başka ifade ile evsizler, insan dışı hale getirilmiş olur: Beyin onları artık bir insandan çok bir  nesne gibi görmektedir. Bu durumda, evsizleri ciddiye alma ve onlara bu yönde davranma olasılığının da düşecek olması şaşırtıcı değildir. ‘İnsanlara “insan” tanısını gerektiği gibi koyamazsanız, insanlara ayrılmış olan ahlaki kurallar, geçerliğini yitirebilir.’ İnsandışılaştırma, soykırımın ana bileşenlerinden biridir. Naziler Yahudileri nasıl tam anlamıyla insan olarak görmüyorlardıysa, eski Yugoslavya Sırpları için Müslümanlar da
bundan farksızdı.”

Jack London’ın Uçurum İnsanları’nda çok güzel ifade eder diğer insanların evsizleri nasıl görmezden geldiğini:
“Benimle beraber Poplar Düşkünlerevi’ne yürüyen evsizler için durum böyle değil. Bu gece Londra’da bunlar gibi otuz beş bin erkek ve kadın var. Lütfen yatağa girerken bunu hatırlamayın; çünkü düşündüğüm kadar yumuşaksanız, her zamanki kadar rahat uyuyamaya bilirsiniz. Ama eti kanı çekilmiş altmış, yetmiş, seksen yaşındaki ihtiyarlar için şafak vaktini hiç dinlenemeden karşılamak, bütün gün bir lokma kuru ekmek arayarak dolaşmak, sonra gecenin tekrar insafsızca çökmesi ve beş gün beş gece aynı şeyi yaşamak – Ah sevgili, yumuşak, karnı tok sırtı pek insanlar, bunu nasıl anlayacaksınız ki?”

Aslında bu sivil uygar duyarsızlık denen şeyden başka bir şey değil ve maalesef kapitalizmin en uç noktasının yaşandığı günümüzde her türlü güvenceden yoksun, sokakta barınmak zorunda kalan insanların sayısı artmaya devam edecek. Burada şuna dikkat çekmek isterim ki güvenli sokaklar gerekçesiyle ilan edilebilecek potansiyel düşmanlardan biri sokakta yaşayan insanlar. Ve bu insanlar şiddete maruz kalma potansiyeli çok yüksek olan en dezavantajlı gruplardan biri. Kadınlar, çocuklar, LGBTİ+lar, sokak hayvanları gün geçtikçe daha çok şiddete maruz kalıyor. Bu sarmala göçmenler, engelliler, yaşlılar gibi diğer dezavantajlı kesimler de eklemlendikçe durumun vahameti daha da artıyor. Toplumu saran bu şiddet dalgası kendine sürekli yeni bir düşman yaratarak büyüyor.  Bu yeni düşmanlardan biri de sokakta yaşayan evsizler.

Kış geliyor. Kimse sokakta güvenceden yoksun kalmak zorunda değil. Bazı kesimlerin ihtiyacı olmadığı halde bir çok gayrimenkule sahip olduğu ve orantısız bir zenginleşmeye gittiği göz önüne alındığında toplumumuzda derin yoksulluk içinde yaşayan insanların  olması ve her an sokakta kalma riskiyle kaygı içinde yaşaması kabul edilemez. “Önce konut ilkesi”  ile yıllar önce barınma sorununu çözen Finlandiya gibi ülkeler örnek alınarak bu sorun çözülebilir. Finlandiya’da politikanın başladığı dönemde yaklaşık 20 bin olan evsiz sayısının 2024 başında 3000 seviyesine indiği, 2027 yılında ise barınma sorununu tamamen çözüleceği belirtiliyor. O zaman yöneticilere düşen evsiz yurttaşlarımızın ağzına bir parmak bal çalıp geçici barınak gibi -ki zaten evsizler güvenli olmadığı gerekçesiyle bunu istemiyor – sahte çözümler üretmek değil onlara kalıcı birer konut sağlayarak gelecek ve yaşam umudu vermektir.

Tags: Atiye Kalkan
Previous Post

İstanbul Sözleşmesi’nde geri adımlar: Avrupa’da Kadın Hakları alarm veriyor

Next Post

Niğde Sevgi Evleri davasında karar bozuldu: İşkence değil “ani tepki” denildi

Next Post
Niğde Sevgi Evleri davasında karar bozuldu: İşkence değil “ani tepki” denildi

Niğde Sevgi Evleri davasında karar bozuldu: İşkence değil “ani tepki” denildi

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Güncel Haberler

AKP’li geçmişiyle bilinen Havvanur Yurtsever yeniden HSK üyesi oldu
Manşet Haberler

AKP’li geçmişiyle bilinen Havvanur Yurtsever yeniden HSK üyesi oldu

07/11/2025
Karadeniz’de gerilim: NATO’dan Romanya’ya ‘güçlü destek’ sözü
Dünya

Karadeniz’de gerilim: NATO’dan Romanya’ya ‘güçlü destek’ sözü

07/11/2025
İstanbul Havalimanı’nda “Benim babam Binali Yıldırım!” krizi
Manşet Haberler

İstanbul Havalimanı’nda “Benim babam Binali Yıldırım!” krizi

07/11/2025
Menenjit Meleği ile Cümbüşün Aşkı
Manşet Haberler

Menenjit Meleği ile Cümbüşün Aşkı

07/11/2025
YÖK’ün 44. yılında üniversiteler ayakta: “YÖK, Kayyum, Polis, Faşist Çeteler — Bu Abluka Dağıtılacak!”
Manşet Haberler

YÖK’ün 44. yılında üniversiteler ayakta: “YÖK, Kayyum, Polis, Faşist Çeteler — Bu Abluka Dağıtılacak!”

07/11/2025

Arşivler

  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • Künye
  • Reklam
  • İletişim
  • Söyleşi / Podcast
  • Kitap Önerileri
  • Öykü
  • Manşetler
  • Dosyalar
  • Arşiv

© 2024 Sonhaber / Bağımsız, doğru , gerçek habercilik

No Result
View All Result
  • ANA SAYFA
  • İSVİÇRE
  • TÜRKİYE
  • DÜNYA
    • AVRUPA
    • ORTADOĞU
    • ASYA
    • AMERİKA
    • AFRİKA
  • YAZARLAR
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • SÖYLEŞİ
  • YAŞAM
    • EĞİTİM
    • SAĞLIK
    • KADIN
    • LGBT
    • EMEK DÜNYASI
    • Podcast / Röportaj
  • SANAT
  • BİLİM
  • EKOLOJİ
  • FORUM
  • Languages

© 2024 Sonhaber / Bağımsız, doğru , gerçek habercilik