Enerji yoksulluğu tehlikesi kapıda
Yetkin Report, Türkiye’de insanların önümüzdeki iki ay içinde büyük ölçüde yoksullaşacağını öngörüyor:
“Kapkara bir kışın kapımızda olduğunu söyleyebiliriz. Maaşı [enflasyon dolayısıyla] 2.500 TL olarak belirlenen emeklilerin gelirlerinin, minimum harcamalarda dahi %35’ini elektrik ve doğalgaza ayırması gerekliliği, emeklileri peşinen ‘enerji yoksulu’ yapıyor ve yaşam hakları ellerinden alınıyor. Enerjinin herkes için erişilebilir ve makul fiyatlı olması gerekirken, vatandaşlarımızın büyük çoğunluğu bu haktan yoksun. … Her alanda ve toplumun büyük bir kesiminde yoksulluk kaderimiz olacak gibi görünüyor.”
Toplum fiyat sarmalını hissedecek
Adevărul, artan enerji ve doğalgaz fiyatlarının Romanya’da zincirleme bir tepkiyi tetikleyebileceği uyarısında bulunuyor:
“Birçok aile, enerji faturalarını ödeyecek kadar para kazanamamakla karşı karşıya kalacak. Ödenemeyen borçların birikip her gün daha da büyüyen toplumsal bir sorun haline gelmesi, ekonomi üzerinde dramatik etkiler yaratabilir. Enflasyon daha sonra bütün değer zincirini etkiler ve satın alma gücü de önemli ölçüde zarar görür. Bu da talebin azalmasına yol açar. … Böylesine kasvetli bir durum karşısında Enerji Bakanı, Romanya enerji sektörünün üretim fazlası verdiğini ve bunun da fiyatların hızla düşmesine neden olduğunu söyleyerek rahat tavrı ve kendine güveniyle öne çıkıyor. Hakikat ise çok daha farklı görünüyor.”
Eski sobayı bırakmak zor
Yükselen doğalgaz fiyatlarının Polonya’da hava kirliliği sorunuyla mücadeleyi neden zora soktuğunu şöyle açıklıyor Rzeczpospolita:
“Eskimiş ve çevreye zarar veren sobalarını doğalgazla çalışan yeni nesil cihazlarla değiştirmek isteyen Polonyalılar arasında büyük bir tedirginlik hakim. Eski kömür sobalarını değiştirenler, hızla yükselen faturalar yüzünden kendilerini bir nebze aldatılmış hissedebiliyor. Fırlayan doğalgaz fiyatları da sobalarını değiştirmeyi planlayanları bundan caydırılabiliyor.”
Riga sorumluluğu halkın sırtına yüklüyor
Neatkarīgā’nın hükümetten fazla bir yardım beklentisi yok:
“Cumhurbaşkanı Egils Levits’in kısa süre önce bir televizyon mülakatında dediği gibi: ‘Hükümet ve parlamentodaki çoğunluk, ülkedeki siyasi durumdan sorumludur. Ancak herkes bilmeli ve anlamalı ki, devlet her şeyi düzene sokamaz, bütün sorunları çözemez. Devletin her şeyi halledeceğini beklemek eskide kalmış bir Sovyet anlayışı.’ … Bu sözün olumsuz tepki uyandırabileceğini bir an bile düşünmediğinden kesinlikle emin olabiliriz.”