Avukat Çiğdem Sevimli, delilere rağmen, tecavüz faili uzman çavuş Musa Orhan’ın korunmasını, “Yargılanmayan Musa Orhan değil, yargılanmasının yapılması istenilmeyen bir üniforma var” dedi.
Siirt’te uzman çavuş Musa Orhan’ın tecavüzünden sonra intihara sürüklenen İpek Er (18), 34 günlük yaşam mücadelesinin ardından hayatını kaybetti. Kamuoyunun bütün tepkilerine rağmen tutuklanmayan uzman çavuş Orhan, kendisine sanal medyada tepki gösteren sanatçılar hakkında da avukatı aracılığıyla suç duyurusunda bulundu. Dava dosyasını takip eden Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi üyesi avukat Çiğdem Sevimli, Orhan’ın tutuklanmasına ilişkin yeterli deliller olmasına rağmen sürecin çok yavaş işlediğini söyledi.
Yeni ve güçlü deliller
Er’in, hukuki mücadelesinin hayattayken başladığını belirten Sevimli, “İpek ve babası Fuat Er, önce Batman’a gidiyor. Batman Cumhuriyet Savcısı ‘ben yetkisizim’ diyor ve Siirt’e gönderiyor. Siirt Cumhuriyet Başsavcısı ise önce ifade almıyor, sonra ‘15 gün sonra gelin’ diyor. Ailenin ısrarı ile şikayetleri alınıyor. 3 gün boyunca iki il arasında mekik dokuyorlar” dedi.
Orhan’ın sadece iki aylık bir tutukluluk süreci yaşadığına tepki hatırlatan Sevimli, “Dosyanın şu anki aşamasında dinlenmeyen tanıklar, toplanmayan deliller ve çok fazla eksik var. Ancak son gelen bir raporda Orhan’ın evinden alınan battaniyede Orhan’ın DNA ve kan örneklerine rastlanıldı. Aslında bu çok büyük bir delil. Bu hususlar göz önünde alındığında hem yeni delillerin Orhan’ı işaret etmesi hem de CMK 100’e göre sanığın veya şüphelinin tanıklar üzerinde baskı kurma ihtimali tutuklaması için yeterli delildir. Henüz dinlenmeyen tanıkların olması aslında Musa Orhan’ın tutuklanması için şu anda bile çok yeterli sebep. Ancak mahkeme iki üç celsedir, tutuklama taleplerimize rağmen reddi yönünde karar veriyor. Dosya çok yavaş ilerliyor ve süreç davanın başından bu yana avukatların çabalarıyla ilerliyor” ifadelerinde bulundu.
Üniforma korunuyor
Çoğu dosyada aynı yargı pratikleriyle karşılaştıklarını dile getiren Sevimli, şunları söyledi: “Bir tehdit olayının, bir ölüm olayına götüreceği göz önünde olmasına rağmen mahkeme tutuklama çıkartmıyor. İstemediğimiz sonuç gerçekleşince mahkeme yargılama gerçekleştiriyor. Bu çok acı bir durum. İpek Er’in dosyasının diğer dosyalardan farkı yok, diğer yönüyle İpek’in annesinin söylediği bir söz vardı, ‘benim kızımı o üniforma öldürdü.’ Bu sözün bir kıymeti ve çıkış noktası var o da şu; dosyada sanık bir uzman çavuş ve ortada çok ciddi bir suç isnadı var. Cinsel saldırı ve intihara yönlendirme var. Şu aşamada gösterilen yargı pratiği bize bir çekincenin olduğunu gösteriyor. Aslında orada yargılanmayan Musa Orhan değil, yargılanmasının yapılması istenilmeyen bir üniforma var. Ve biz o üniformanın korunduğunu düşünüyoruz.” (Eylem Akdağ/MA)