BRICS altı yeni ülkeyle genişledi
Beş BRICS devleti, Güney Afrika’da düzenledikleri zirvede başvuran çok sayıda aday arasından altı yeni üyeyi birliğe dahil etmeye karar verdi: Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri, İran, Arjantin ve Etiyopya, 1 Ocak 2024 itibarıyla “Küresel Güney’i” temsil ettiğini öne süren ve artık BRICS+ adını alan devletler grubuna katılacak. Peki bu genişlemeyi nasıl değerlendirmek gerek?
Dünya düzeni için yeni bir itici güç
El Periódico de Catalunya yeni bir küresel güç dengesinin oluştuğunu gözlemliyor:
“Hindistan genişlemenin kendi nüfuzunu zayıflatacağından endişe ediyordu, ancak resmen başvuruda bulunan 23 üye arasından yeni üyelerin seçilmesiyle ağırlığı iyice netlik kazandı. Küresel Güney’e liderlik etmeyi hedefleyen Yeni Delhi için grubun Pekin’in hâkimiyetinde olmaması hayli önemli. Zirvede kaydedilen ilerleme umulduğu kadar büyük olmasa da birbirinden çok farklı ülke ve ekonomilerden oluşan bu gruplaşma, şüphesiz kendisini uluslararası alanda kabul ettirmeyi şimdiden başardı ve artık ciddi bir meydan okuma teşkil ediyor. … Küreselleşme krizinin ortasında BRICS grubu, dünya düzenine ve çok kutupluluğa yeni bir ivme kazandırıyor.”
Alternatif para kaynağı çıktı
La Tribune, BRICS’in büyümesinin gelişmekte olan ülkelere kalkınma işbirliği alanında yeni perspektifler kazandırdığının altını çiziyor:
“Bunun tarihsel bir dönüm noktası olup olmadığını ileride göreceğiz. Ancak 22 yıl önce beş üyeyle kurulan BRICS grubu, üye sayısını 11’e çıkararak önemli bir kilometre taşına ulaştı. … [Bu] diğer üç üye Hindistan, Brezilya ve Güney Afrika’ya lafını geçiren Pekin ve Moskova için bir zafer. Gelişmekte olan ülkeler, bu sayede kalkınma finansmanı için Dünya Bankası ya da Uluslararası Para Fonu dışında başka bir kapıyı çalabileceklerini görmüş oldu.”
Top artık Rusya’da
Diena, Kremlin BRICS+’ya damgasını vurmadığı sürece henüz Batı karşıtı büyük bir ittifakın doğacağına inanmıyor:
“Zirvenin Batılı ülkeler açısından ilk sonucu şu oldu: Bu zirvenin jeopolitik bir dönüm noktası ya da çoğulcu ve apaçık Batı karşıtı bir birliğin tohumlarının atılacağı bir etkinlik olacağı endişesi abartılıymış. … Tek sorun, tüm bunların yalnızca şimdilik öyle görünmesi; zira yeni üyelerin katılım sürecini koordine etme sorumluluğunun da üstlenileceği bir sonraki BRICS dönem başkanlığı Rusya’da olacak. Ve oradaki atmosfer Güney Afrika’dakinden farklı olduğundan, bir yıl sonra Kazan’da yapılacak BRICS zirvesinin de çok farklı geçmesi hayli olası.”