Fransa’da binlerce barışçıl protestocunun şiddetli baskılarla hedef alındığı belirlendi. Yetkililerin hiçbir şiddet eylemine başvurmayan kişileri para cezasına mahkûm etmek, keyfi şekilde gözaltına almak ve yargılamak için yasaları kötüye kullanmak da söz konusu.
Uluslararası Af Örgütü bugün yayımlanan raporda binlerce protestocunun COVID-19 öncesi ve sonrasındaki baskı ortamında haksız yere cezalandırıldığını ortaya koydu. ‘protestolar nedeniyle gözaltına alındılar: Fransa’da yasalar barışçıl protestoculara baskı uygulamak için silah gibi kullanıldı’ başlıklı raporda pandemi karantinası sonrasında protestolara getirilen genel yasağın orantısız olduğunu ve binlerce kişiye haksız para cezaları verilmesiyle sonuçlandığını belgeliyor. Rapor ayrıca pandemiden uzun süre önce, 2018 sonlarında başlayan ve Fransa’nın dört bir yanında gerçekleştirilen protestolar sırasında muğlâk yasalarla hedef alınan kişiler arasında ilkyardım görevlilerinin, gazetecilerin ve insan hakları gözlemcilerinin de yer aldığını ortaya koyuyor.
- 2018 -2019: 11 bin 203 Sarı Yelekli resmi bir suçlama yöneltilmeden gözaltına alındı. 40 binin üzerine kişi muğlâk yasalar çerçevesinde mahkûm edildi.
- Balon uçurduğu, pankart taşıdığı için gözaltına alınanlar var.
- Hedef alınan kişiler arasında ilkyardım görevlileri, gazeteciler ve insan hakları gözlemcileri de var.
- 2019’da protestocuların da aralarında bulunduğu 20 bin 280 kişi “kamu görevlilerini aşağılamak” suçundan mahkûm edildi.
Uluslararası Af Örgütü Avrupa Araştırmacısı Marco Perolini konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Fransa’da karantina sonrası protestolara getirilen orantısız kısıtlamalar, barışçıl protestocuların polis ve yargı sistemi tarafından saldırıya uğradığı kaygı verici eğilimin devamıdır. İnsanlar balon uçurduğu veya pankart taşıdığı için gözaltına alındığında, bu durum, hukuka uygun protestolar üzerinde caydırıcı bir etki yapar” dedi. Perolini sözlerini şöyle sürdürdü:
“Binlerce kişi, suç olarak değerlendirilmemesi gereken barışçıl eylemler nedeniyle para cezalarına mahkûm edildi, gözaltında alındı, tutuklandı ve yargılandı. Barışçıl protestolar COVID-19 dönemindeki aşırı sert yetkilerle yasaklandı ve yüzlerce barışçıl protestocuya para cezaları verildi.”
Son yıllarda Fransa, ülkenin dört bir yanındaki kitlesel protestolarda büyük bir yükselişe tanıklık etti. Sarı Yelekliler, iklim acil durumuna karşı adım atılması talebiyle sokağa çıkanlar, sosyal adalet talebiyle düzenlenen gösteriler ve ABD’de George Floyd’un öldürülmesinin ardından polis teşkilatındaki cezasızlığa ve ırkçılığa karşı düzenlenen protestolar gibi birçok kitlesel protesto gerçekleştirildi.
Muğlâk yasalar protestocuları cezalandırmak için kullanıldı
Kasım 2018 ile Temmuz 2019 arasında 11 bin 203 Sarı Yelekliler protestocusu resmi bir suçlama yöneltilmeden gözaltına alındı. Bu protestocular, suç oluşturmaması gereken eylemler nedeniyle tutuklandı ve yargılandı. 2018 ve 2019’da protestocular da dâhil 40 binin üzerine kişi muğlâk yasalar çerçevesinde mahkûm edildi.
“Kamu görevlilerini aşağılamak,” “şiddet içeren eylemler gerçekleştirmek amacıyla bir gruba katılmak” ve “önceden bildirme zorunluluklarına uymadan protesto düzenlemek” şeklinde ifade edilen suçlar da buna dâhildi.
Sendika yöneticisi Frédéric, barışçıl faaliyetleri nedeniyle son iki yıl içinde defalarca gözaltına alındı, yargılandı ve yetkililerin ‘yasaklı protesto’ olarak değerlendirdiği protestolara katıldığı gerekçesiyle beş kez para cezasına mahkûm edildi.
Gazeteci olan Brice, Nisan 2019’da Paris’teki Sarı Yelekliler protestolarını görüntülediği sırada gözaltına alındı, resmi bir suçlama olmadan 24 saat gözaltında tutuldu ve sonrasında “şiddet,” “yüzünü kapatmak” ve “şiddet içeren eylemlere hazırlık yapmak” ile suçlandı. Uluslararası Af Örgütü’ne yaptığı açıklamada, “Ben bir gazeteciyim ve aleyhimde hiçbir kanıt yoktu. Hal böyleyken savcılığın hakkımda üç ay hapis cezası istemesini son derece gülünç buldum” diyen Brice, daha sonra suçlamalardan beraat etti.
2019’da protestocuların da aralarında bulunduğu 20 bin 280 kişi “kamu görevlilerini aşağılamak” suçundan mahkûm edildi. Muğlâk şekilde tanımlanmış olan bu suç, “bir kamu görevlisinin kişisel haysiyetini veya hak ettiği saygıyı olumsuz etkilediği” varsayılan her eylemi kapsıyor ve bir yıla kadar hapis cezası ile 15 bin Euro’ya kadar para cezası öngörüyor.
Mayıs 2019’da Narbonne kentinde polis şiddetine karşı düzenlenen bir protestoda dört protestocu, üzerinde “İnci çiçeğine evet, plastik mermilere hayır” yazan bir pankart açtıkları gerekçesiyle aşağılama suçundan ikaz edildi.
Marsilya’da bir protesto sırasında bir kadına copuyla vurmak üzere olan bir polis memuruna küfreden bir kişi dövüldü, 24 saat gözaltında tutuldu, polisi aşağılamaktan suçlu bulundu ve 900 Euro para cezasına mahkûm edildi. Ayrıca, polis memurlarına karşı hiçbir eylemde bulunmamasına rağmen memura verdiği zararlardan ötürü 1.000 Euro para cezası ödemek zorunda kaldı.