Naim Kandemir
10 Mayıs 2024
Tesadüf oldu, bu yazım ikinci kırklama yazım son ay içinde. Bugün 31 Mart yerel seçimlerinden sonraki 40. gün. 40 günde insanda epey gözlem birikiyor.
Bildiğimiz gibi halk 31 Martta iktidarı ve muhalefeti ters köşeye yatırmıştı. Seçim Totocu yazarlar ise hepten kıblelerini şaşırmıştı seçim sonuçlarını görünce.
31 Martta köşeye sıkıştırılan kedinin tırmaladığı bir kez daha görüldü aynı zamanda. Büyükşehirlerde CHP’nin aldığı oy %42. Büyükşehirlerde moderniteyle temas halinde olan halk kesimleri iktidar partisini taşraya geri gönderdi demek mümkün seçim sonuçlarına baktığımızda.
Seçim sonuçlarıyla muhalif kanatta yer alan halk nefes almaya çalışırken CHP liderliği iktidarın başıyla ve sonrasında da ortağıyla normalleşme adı altında görüşmeler yaptı.
CHP liderliği aklınca, biz kavga çıkartan taraf değiliz, deyip Cumhur İttifakı’na oy verenlerden de oy alma hevesi içinde. Yaptırdın mı araştırmasını bunun, yüzde kaç? Öte yandan bu politika nedeniyle küstüreceklerinin oy oranını da hesapla bakalım, elde ne kalacak?
Ülkede kısacık sürede ne değişti de ülkeyi bu hale getirenlerle uzlaşıp, koklaşıyorsun? CHP yönetimi hiçbir zaman tabanı kadar olamadı, tabansızlığı seçti.
Belli ki CHP, akıl babalarının isteği doğrultusunda siyasal İslam iktidarından uhulet ve suhuletle kurtulup, politik kaynaştırmayla iktidar değişikliği istiyor. Yani devr-i sabık yaratmadan. Onların isteği bu da iktidarın başının ne diyeceği daha da önemli. Bunu zaman gösterecek, eli güçlü olan kazanacak.
31 Mart sonrası bu politikasının fazla eleştiriye maruz kalması sonucu CHP liderliği hem müzakere hem mücadele şeklinde bir açıklama da yaptı. Umarız ki evdeki bulgurdan olmazlar.
CHP’de seçim sonrası nepotizmin hortladığını da görüyoruz. Hep bu turfanda CHP’li belediye başkanlarının akrabaları mı kalifiye? Bütün gözler üzerinizde, ahlakınız buna elvermiyorsa bari deşifrasyon tehlikesi için ayağınızı denk alın! CHP üst yönetiminin, aday olarak belirlediği ve seçilen belediye başkanlarına sözü geçmiyor mu yoksa? İktidardan nepotizm virüsü CHP’nin belediye başkanlarına da mı bulaştı? Başkanlarınız halkın oylarıyla bir dönem akrabalarına kıyakçılık yapar, ama biliniz ki bu işin ayakçılığı da size düşer!
***
Bunlar olurken, sola baktığımızda, özellikle legal sol partilerin yazan çizenleri 31 Mart sonrası madde madde CHP’ye akıl vermeye başladılar. Garip bir durum. Bu akıldanelerin kalemlerinin mürekkebi, kendi partilerinin yanlışlarını eleştirmek bahsinde ne hikmetse hep tükeniyor! Memlekette ayna kıtlığı mı var? O kadar iyi biliyorsanız niye bu haldesiniz sandıkçılar?
İsteyen nefesini, mürekkebini boşa tüketsin de, bana bu tür boşa kürek çekmeler asıl yapılması gerekeni perdeliyor gibi geliyor. Tamam kardeşim; CHP şu, CHP bu! CHP sosyalistlerin emir eri değil ya! Bildiğini okursa, gelecek seçimlerde de alır cevabını.
Sosyalistlere düşen, ona buna akıl vermek değil, halkı örgütlemektir. İster sandıkta oy almaya çalış, ister kendi modelinle devrim yapmaya kalkış, halksız olamayacağına göre, lafazanlığı bırakıp işin başından başlamak gerekmez mi?
12 Eylül rejimi solun damarlarını kesti. Sol böyle yenildi madem, bu damarlar yeniden oluşturulup halkla bağ kurulmalı. Üstelik ülke ve toplum da buna çok müsait bir halde. Yenildiğimiz yerden ayağa kalkmalıyız. Bunun için solun öncelikle halkçılaşması gerek.
31 Mart seçim sonuçları halkın sola çağrısıdır:
–Biz hazırız, bizi örgütleyin!
Halk elektriği verdi. Bu elektriği almak lâzım. Halkın elektriğini alamayan sol ampulünü yakamaz!