HDP’nin 15 Haziran’da Edirne ve Hakkari’den başlattığı “Darbeye karşı demokrasi yürüyüşü” son durağına ulaştı. Saat 17.00’de Meclis Parkı’nda açıklama yapılacak.
HDP’nin ‘Demokratik Mücadele Programı’ kapsamında 15 Haziran’da Edirne ve Hakkari’de başlattığı ‘demokrasi yürüyüşü’ bugün Ankara’da yapılacak olan final buluşmasıyla tamamlanacak.
Halk buluşmaları ve kurum ziyaretlerinde toplanan görüş ve öneriler saat 17:00’de Meclis Parkı’nda yapılacak olan basın açıklamasıyla kamuoyuyla paylaşılacak.
Basın açıklamasına HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, HDK Eş Sözcüleri İdil Uğurlu ve Sedat Şenoğlu, DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk, bileşen partileri eşbaşkan ve sözcüleri ile partinin MYK, PM, Kadın Meclisi, Gençlik Meclisi üyeleri ve milletvekilleri katılacak.
HDP heyetleri, iki koldan başlattığı yürüyüş boyunca Edirne, İstanbul, Hakkari, Van, Batman, Diyarbakır, Antep, Urfa ve Adana’da halkla bir araya gelmiş, kentlerde bulunan sivil toplum ve meslek örgütleriyle bir dizi temaslarda bulunmuştu.
HDP ‘DEMOKRASİ YÜRÜYÜŞÜ’ YASAKLARINI YARGIYA TAŞIYOR
Öte yandan HDP Parti Meclisi ve Hukuk Komisyonu Üyesi Avukat Alişan Şahin, partilerinin eylem ve etkinliklerine ilişkin getirilen yasaklar ve milletvekillerine yönelik saldırılara dair İdare Mahkemeleri’ne başvuruda bulunduklarını söyledi.
16 kentte valilikler tarafından alınan yasaklama kararlarının keyfi olduğunu ifade eden Şahin, şunlara vurgu yaptı:
“Bu engellemelerin hiçbir hukuki dayanağı yok. Bir bütün olarak şu ana kadar yürüyüş sırasında yaşananlara baktığımızda idarenin gerekçesinde yer alan ‘karşıt görüşlü insanlarla çıkabilecek çatışma ortamına’ vurgu yapılıyor. Ancak yürüyüş güzergahında ne iddia edildiği gibi bir karşıt görüşlü kitle ne de bir emare var. Görüntüleri izlediğimiz zaman karşıtların bu ülkenin nesnel olarak davranması gereken kolluk görevlileri olduğunu görüyoruz.
“Devlet siyasi partinin yürüyüşünü engellemek yerine siyasi partinin eleştiri hakkını söylemesini kolaylaştırıcı tedbirler alması gerekiyor. Bundan 3 sene önce CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşünde nasıl önlem alındığını gördük. Devlet bir kesime farklı başka bir kesime farklı hukuk uygularsa o zaman nesnelliğini kaybeder ve sosyal hukuk devleti niteliğini taşımıyor demektir. Devlet kendi anayasasındaki ilkeleri çiğneyerek, suç işlemiştir. Bir partinin siyasi faaliyetlerini engellemiştir.”