16 sanığın ‘hükümeti devirmeye teşebbüs’ suçlamasıyla yargılandığı Gezi davasının altıncı duruşmasında sekiz sanık hakkında beraat kararı çıktı. Tek tutuklu sanık işadamı Osman Kavala’nın tahliyesine karar verildi. Firari sayılan yedi sanığın dosyası ayrıldı.
Karar öncesi mahkeme heyetinin bir avukatın dışarı çıkarılmasını istemesi üzerine gerginlik çıktı. Seyirciler jandarma eşliğinde salondan çıkarılmak istendi. Mahkeme heyeti de salonu terk etti. Seyircilerin direnç göstermesi üzerine içeriye kasklı ve kalkanlı jandarma ekibi girip avukatların etrafını çevirdi.
Gerginliğin yatışmasının ardından heyet geri gelerek sanıkları son sözünü sordu.
Mücella Yapıcı, mahkemenin hukuk kurallarını uygun davranmasını umduğunu söyledi.
Yiği Ali AEtmekçi, “Adaletli bir karar olmasını istiyorum” dedi.
Tayfun Kahraman şunları söyledi: “Esas hakkındaki beyanım alınmadan son sözüm soruluyor. Az öncede söylediklerimi tekrar ediyorum. Biz burada iddianamede belirtilen bu suçlarla hiçbir ilgimiz alakamız yok. 16 kişi hakkında derhal beraat verilmesini talep ediyorum.”
Mine Özerden, “Beraatimi talep ediyorum. Her şey çok saçma çünkü” dedi.
Çiğdem Mater Utku: “Siz bu iddianameyi okusaydınız siz de itiraz ederdiniz. Umarım gerçekten hukuktan bahsedebileceğimiz bir karar duyarız.”
Beraat kararı üzerine salonda alkış koptu.
Yurt dışındaki yedi sanığın dosyası firari olduğu gerekçesiyle ayrıldı. Bu sanıklar şunlar: Ayşe Pınar Alabora, Can Dündar, Gökçe Yılmaz, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, Memet Ali Alabora ve İnanç Ekmekçi.
Tutuksuz yargılanan sekiz şunlardı: Mücella Yapıcı, Tayfun Kahraman, Can Atalay, Yiğit Aksakoğlu, Çiğdem Mater Utku, Mine Özerden, Ali Hakan Altınay, Yiğit Ali Ekmekçi.
Mahkeme Kavala’nın da başka suçtan hükmü olmaması halinde tahliye edilmesine hükmetti. Tek tutuklu sanık Kavala’ydı. Kavala 840 gündür içerde.
Karar duruşmasında bazı sanıkların savunmaları şöyleydi:
Kavala: Tarafsız olun
Osman Kavala:
“İddianamedeki hiçbir suç ile eylem arasında ilişki kurulamamış. Delillere genel olarak bakıldığında suçlu olduğumu iddia etmektedir. Bazı delillerin incelenmesini istiyorum. Bunu sonra konuşacağım ama şimdi tutukluluğuma ilişkin konuşacağım. Delil vasfı taşımayan bilgi ve belgelerin artırılması onları delil yapmaz. Karşılaştığımız sorun AİHM kararının gereğini geciktirme, boşa çıkarma değil, delilleri nesnel bir gözlemcininin gözüyle incelememesidir. Olaylara ve olgulara siyasi açıdan değil, tarafsız bir gözlemci gözüyle bakmaya davet ediyorum.”
Atalay: Her durumda verdiğiniz karar siyasi iklimle ilgili olacak
Can Atalay: “Biz buradayız. Ben usul hukukuyla ilgili bir bağınız kalmadığını düşünüyorum. Her durumda verdiğiniz karar siyasi iklimiyle ilgili olacaktır. Türkiye’nin yaralarına nasıl merhem olunacağının işaretidir Gezi. Biz gezi direnişinin öznesi ve nesnesiyiz. Gene olsa gene yaparım. Ama o da bizi aynı zamanda inşa etti. Biz ‘Görmedik. etmedik. yapmadık, duymadık’ demedik, demeyiz. Bir şehir plancı, bir mimar ve bir avukat üstümüze düşeni yaptık. İstanbul’un son yeşil alanlarından biri, modern kent merkezi dedik. İmza topladık, dava açtık,. Davanın bilirkişi raporu geldi. İptal edilecek, kesinleşti. Bir anda kaçak bir inşaata girişti Kadir Topbaş. İtiraz büyüdü, şiddet büyüdü. 31 Mayıs 2013’te Taksim’de Türkiye tarihinin en büyük, en görkemli direnişi boy verdi. Biz yapacağımız söyleriz, yaptığımız savunuruz. Yaşamını yitiren sekiz arkadaşımızın, gözlerini kaybedenlerin, kafa travması yaşayanların vebali üzerimizedir. Biz Geziciyiz. Bizim yüzümüzden kimseyi tutmayın. Gezi direnişindeki milyonlar bu memlekette demokrasinin en önemli güvenceleridir. Gezi bu toprakların kendi ayağıdır. Bu memleket kapsamlı bir demokratikleşmeye muhtaçtır. Eğer bir toplumda demokrasi bölünmeye çalışılırsa oradan antidemokratik eğilimleri olan kişiler, çevreler yararlanır. Gezi direnişi gibi bu toplumun yüzakı direnişleri darbe girişimi diye nitelendirirseniz bütün darbecilerinin işini kolaylaştırmış oluruz, belki de niyetiniz budur.