Lukaşenko’nun karşısında üç kadın

HomeWelt

Lukaşenko’nun karşısında üç kadın

Belarus’ta 9 Ağustos günü yapılacak devlet başkanlığı seçiminden kısa süre önce uzun süredir görev başındaki Lukaşenko karşısında üç kadın ittifak kurdu. Svetlana Tikhanuskaya, Maria Kolesnikova ve Veronika Tsepkalo, seçime katılmalarına izin verilmeyen ya da hapiste bulunan eşlerinin yerine geçiyor. Üç kadının seçim kampanyası protesto gösterilerine dönüşüyor. Gözlemciler dönüşümün kapıda olduğunu tahmin ediyor.

Ukrayinska Pravda ( Ukrayna)

Genç orta sınıf korkmuyor

Ukrayinska Pravda yazı işlerinden Yuriy Pançenko ve Belaruslu gazeteci Tetyana Kalinovska, protestoların ardındaki itici gücün özelliklerini inceliyor:

“Muhalefet şimdiye kadar eğitimli kesimin ilgilendiği bir konu olsa da mevcut durumda protestoların omurgasını büyük oranda orta sınıf oluşturuyor. Pandemiden en çok etkilenen ve devletin yardım etmeyi reddettiği küçük işletmelerden gelen insanlar bunlar. Son büyük protstolardan bu yana ekonomik koşullar çok değişti. Yeni bir seçmen nesli, devlet memurluğunu bir kariyer olarak düşünmüyor artık. Minsk nüfusunun yarısından fazlası özel sektörde çalışıyor. O yüzden sırf gösteriye katıldıkları için tutuklanıp işten atılmaktan endişe etmelerine gerek yok.”

tut.by ( Beyaz Rusya)

Artık kaybedemeyiz

Analist Sergey Tşalyj, tut.by’nin röportajında muhalefet saflarında yeni bir haleti ruhiyenin doğduğu söylüyor:

“Bundan önceki tüm seçimleri kaybetmemizin sebeplerinden biri, kazanma hissine sahip olmamamızdı. Ancak bu kez kaybedeceğimiz hissine kapılmıyorum. Zafer elimizden alınabilir ama kaybetmemiz neredeyse imkansız. 10 Ağustos’ta hiçbir şey bitmeyecek. … Bu seçimde bir şahıs değil, değerler için oy kullanacağız. Bölünmüş bir toplumun iki kısmı arasında bir seçim yapmamız gerekecek. Kim devlet başkanı olursa, bölünmüş bir ülke için neler yapmak gerektiğine yanıt vermek zorunda kalacak.”

Svaboda ( Beyaz Rusya)

Kan dökmeye hayır, adil seçimlere evet

Nobel edebiyat ödüllü yazar Svetlana Aleksiyeviç Svaboda’daki yazısında, muhalif aday Viktor Babariko’dan umutlu olduğunu söylüyor:

“Çok dürüst bir insan. Hatta bu kirli siyasi mücadelede hiç tecrübesi olmadığı için biraz romantik olduğunu bile düşünüyorum. Viktor Dimitriyeviç [Babariko] ile yaptığım bir görüşmede bu konuyu tartıştık ve bugünkü iktidar gücünün siyaseti böylesine kirlettiği sonucuna vardık. … Bence [Lukaşenko’nun] dönemi bitti. … İnsanlar seçimlerin yapılmadığı bir ülkede yaşamak istemiyor artık. Bu ülkede kan dökülmesine izin vermemeliyiz. Hiç kimse kan görmek istemiyor. Adil seçimlerin yapılması için elimizden geleni yapmalıyız.”

nv.ua ( Ukrayna)

Terlikle sağlanan dirlik ve düzen

Kiev Üniversitesi Siyasi Araştırmalar Bölümü Başkanı Maxim Jakowlev, Alexander Lukaşenko’yu kastederek, Beyaz Rusların şu ‘bıyıklı hamam böceğinden’ bıktığını söylüyor:

“Belarus’taki son olaylar sonunda komşularımızın da sabrının taştığını gösteriyor. … Sembolü terlik olan protestoların formatı da oldukça ilginç. Bıyıklı bir hamam böceğini terlikle ezebilirsiniz sonuçta. … Belarus’taki seçim kampanyasını yakından takip eden herkes şunu iyi biliyor: Bay Lukaşenko ülkede yaşananların nereye varacağını kestiremediğinin farkında.”

Gazeta Wyborcza ( Polonya)

Muhalif bir kitle oluşuyor

Gazeta Wyborcza da komşu ülkede bir dönüşüm yaşandığını söylüyor:

“Seçim kampanyası başladığından beri (kampanya Mayıs’ın ilk günlerinde başladı, seçimler 9 Ağustos’ta) toplum günbegün değişti, dayanışmaya başladı ve ‘sivil’ oldu. Tutuklu ya da takibat altındaki alternatif cumhurbaşkanı adayları için düzenlenen klasik imza kampanyalarında bütün şehirde kilometrelerce uzanan imza kuyrukları oluştu. … İnternet siyasi hükümlülülerin serbest bırakılmasını isteyen dilekçelerden geçilmiyor. Ünlü sporcular, devlet televizyonundaki gazeteciler, müzik sanatçıları ve oyuncular özgür seçim istiyor. Kendilerinin de dahil olduğu propaganda yüzünden hepsi şimdi utanç duyuyorlar.”

Lrt ( Litvanya)

Muhalefet hala bölünmüş durumda

Ortak bir vizyon olmadan bu şiddetli gösteriler önemli bir potansiyel meydana getiremez, diyor sosyal bilimci Gintautas Mažeikis, Lrt’de: ‘

“Yorulduk işte’ sözleri umudun değil, başarısızlığın kelimeleridir. … Ancak Belarus’ta yaşayanların çoğunun hissettiği tam olarak bu -hala ne halk olabilmiş durumdalar ne de yurttaş. Bunlara dönüşmeleri gerek daha. Moskova’dan bağımsız ortak bir ruha, ortak bir türküye, bir fikir ve onura, bir vizyona ve saygı hissine ihtiyaçları var. Bu vizyonu, bu saygı hissini ve bu özgürlüğü onlara sunan birileriyse hala yok.”

Rzeczpospolita ( Polonya)

Büyük bir cesaretin kanıtı

Rzeczpospolita, beklenen sert müdahaleye rağmen yurttaşların direniş konusundaki cesaretine hayran kalmış:

“Lukaşenko’nun en büyük rakibi Viktar Babaryka perşembe günü tutuklandığında Belarus halkı cesaret göstermesini bildi. Babaryka’nın yanı sıra oğlu Eduard da hapse atılmıştı. Ardından sadece başkentte değil, ülkenin birçok başka kentinde de uzunluğu kilometreleri bulan dayanışma zincirleri kuruldu. Lukaşenko bu direnişe sadece bir gece dayanabildi. Cuma günü yüzlerce OMON subayı [ulusal muhafız], Minsk sokaklarını doldurdu. İnsanlar yakalanıp kelimenin tam anlamıyla zırhlı araçların içine fırlatıldı.”

Radio Kommersant FM ( Rusya)

Yurtdışı seyahatleri yerine siyaset

Devlet erki 8 Ağustos’taki seçim günüyle ilgili yanlış hesap yapmış olabilir, diyor Radio Kommersant FM:

“Resmi medya kuruluşlarında tek bir anketin bile yayınlanmaması, görevdeki devlet başkanının oy oranının düştüğüne bir işaret. … Zamanlamanın da talihsiz olduğu görülüyor: Başlarda Ağustos ayı, bir seçim gösterisi için en uygun ay gibi görünüyordu. Normal koşullar altında Batka [‘babacık’ anlamına geliyor] karşısında muhalefet olmuyor, zira zengin olanlar yurtdışına tatile giderken, ekonomik durumu o kadar iyi olmayanlar mevsimlik işçi olarak Polonya ya da Rusya’da bulunuyor. Ama pandemi hesapları tam anlamıyla bozdu. Beyaz Ruslar fiili olarak kendi ülkelerinde hapis kalmış durumda ve içeride sadece devlet başkanlarıyla seçim sandığı var.”

Lietuvos rytas ( Litvanya)

Batı şaşkınlıkla izliyor

Lietuvos rytas, protestoların Batı’nın Minsk yönetimiyle ilişkilerindeki beceriksizliği gösterdiğini düşünüyor:

“Lukaşenko’ya karşı yapılan protestoların gerçek bir devrime dönüşüp rejimi kana bulama ihtimali her geçen gün artıyor. Belki rejim de bunun içinde batıp gidecektir. … Vilnius ve Atlantik’in iki yakasındaki diğer başkentler, şaşkınlıktan donakalmış izlemeye devam ediyor. Daha kısa süre önce Lukaşenko’yla yeni bir dostluğa girişilmiş, onun ülkenin ‘egemenliğinin’ en büyük garantörü olduğu öne sürülmüştü. … Belarus’un bugün içinde olduğu durum Batı’yı (ve Litvanya’yı), Doğu’ya yönelik etkin bir politika konusunu en azından bir düşünmeye mi itecek? Yoksa herkes sadece kaygılarını ifade edip Lukaşenko’nun, yeni ve muhtemelen daha şiddetli bir yangın başlayana kadar bu ateşi söndürmüş olduğunu ummakla mı yetinecek?”

 

guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments