CDU’nun yeni lideri Laschet

Merkel’in partisi CDU’nun dijital kongresinde yapılan genel baÅŸkanlık seçiminin galibi ikinci turda delegelerin 521’inin desteÄŸini alan Kuzey Ren-Vestfalya BaÅŸbakanı Armin Laschet oldu.

Almanya BaÅŸbakanı Angela Merkel’in partisi iktidarın büyük ortağı Hristiyan Demokrat Birlik’in (CDU) 33. kongresinde bugün genel baÅŸkanlık seçimi yapıldı. Delegelerin en fazla desteÄŸini alan iki aday Kuzey Ren-Vestfalya BaÅŸbakanı Armin Laschet ile Friedrich Merz arasında yapılan ikinci tur seçimden zaferle çıkan isim 521 oyla Armin Laschet oldu. Rakibi Merz ise 466 delegenin oyunu aldı. Seçimde, 1001 delegenin 992’si oy kullandı.

Seçim sonrası konuÅŸan Laschet, partisi CDU’yu yaklaÅŸan eyalet seçimlerine hazırlamak ve Eylül ayındaki federal meclis seçimlerinde de “baÅŸbakanı çıkartan parti” yapmak için elinden gelen çabayı göstereceÄŸini söyledi.

Yasalar gereği, seçim sonucunun onaylanması için posta yoluyla oyların ulaşması beklenecek. Resmi sonucun cuma günü kamuoyuna açıklanması bekleniyor. Laschet görevi, şubat ayında parti liderliğinden istifa eden Annegret Kramp-Karrenbauer’den devralacak. Kramp-Karrenbauer, Başbakan Merkel’in partisi CDU’nun liderliğini bırakacağını açıklamasının 2018 Aralık’ında yapılan kongrede partinin genel başkanlığına seçilmişti.

Genel başkanlığa partinin dış politikaları sözcüsü Norbert Röttgen, KRV Başbakanı Armin Laschet ve Friedrich Merz adaylığını koymuştu.

Armin Laschet kimdir?

Almanya’nın en yüksek nüfuslu eyaleti olan Kuzey Ren-Vestfalya’nın baÅŸbakanı Armin Laschet, Merkel’in partisini merkez saÄŸda konumlandıran, diÄŸer parti seçmenlerine de hitap eden ılımlı politikalarına yakınlığı ile tanınıyor. 2015 yılındaki mülteci krizi sonrasında Merkel’in izlediÄŸi “açık kapı” politikasına destek veren 59 yaşındaki Laschet, Türkiyeli göçmen nüfusunun yoÄŸun olarak yaÅŸadığı Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti’nin uyum bakanı olarak da görev yaptı. Göçmen kuruluÅŸları ve temsilcileri ile yakın iliÅŸki içerisinde olan Laschet, liberal görüşleri nedeniyle saÄŸcı kesimlerin eleÅŸtiri oklarının hedefindeki bir siyasetçi.

Hatta Laschet, Alman basını ve kimi siyasetçiler tarafından “Türklerin Armin’i” olarak da adlandırılıyor. YeÅŸiller Partili Cem Özdemir, bir televizyon programında, sunucunun Laschet’ten söz ederken bu takma adı kullanması üzerine, “Ben bu tanımlamanızı reddediyorum” sözleriyle tepki göstermiÅŸ, saÄŸcılar tarafından kötü amaçla takılan bu tür lakapların demokratlar tarafından kullanılmaması gerektiÄŸini savunmuÅŸtu.

Armin Laschet, geçmiş yıllarda Türkiye iç siyasetinde yaşanan gerilim ve kutuplaşmanın, Almanya’daki Türk toplumuna yansımalarını frenlemeye çalışan, bu gerilimin Almanya topraklarına taşınmaması çağrısını yapan, hatta bunların iç güvenliği tehdit etme noktasına gelmesini önlemek için de aktif rol üstlenen siyasetçilerden.

Laschet, CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan liderliÄŸindeki Türkiye hükümeti ile Almanya arasında yaÅŸanan ağır siyasi gerilim ve krizler sırasında “ÅŸantaj ve tehditlere boyun eÄŸilmemesi” gerektiÄŸini savunmakla birlikte, NATO üyesi ve AB’nin komÅŸusu olduÄŸuna vurgu yaptığı Türkiye’nin ülke olarak Almanya için önem taşıdığına dikkat çekerek, iki ülke arasındaki tüm görüş ayrılıklarına raÄŸmen diyalogun muhafaza edilmesini, sorunların bu yolla çözümlenmesi gerektiÄŸini savunmuÅŸtu.

Türkiye’nin AB’ye tam üyeliÄŸine karşı olan ama daha önceki federal hükümetlerin verdiÄŸi sözlere, ahde vefa ilkesi ışığında, baÄŸlı kalınması gerektiÄŸini savunan Laschet, hukuk devleti alanındaki gerileme nedeniyle Türkiye’nin AB üyelik sürecine son verilmesine de karşı çıkıyor.

Laschet, “Bu ancak ErdoÄŸan’ı güçlendirir” diyerek Türkiye’de AKP’ye oy vermemiÅŸ milyonlarca insan olduÄŸunu, üyelik sürecine son vermenin akılcı bir adım olmayacağını savunuyor. Geçen yıl ErdoÄŸan’ın “Kapıyı açtık” sözleri üzerine Yunanistan sınırına yaÅŸanan göçmen akınının yol açtığı kriz sırasında, “Åžantaja boyun eÄŸmemeliyiz” diyerek tepki gösteren Laschet, bununla birlikte Türkiye’ye ağırladığı Suriyeli mülteciler için daha fazla mali yardım yapılması gerektiÄŸini savunuyor. (Kaynak: DW)