Perşembe, Ekim 23, 2025
Son Haber
  • Yazarlar
  • Manşetler
  • Son Haber Tv
  • Künye
No Result
View All Result
  • Yazarlar
  • Manşetler
  • Son Haber Tv
  • Künye
No Result
View All Result
Son Haber
No Result
View All Result
Home Kültür Sanat

Koşuyoruz birleşmeye yan yana

Korkut Akın by Korkut Akın
03/10/2025
in Kültür Sanat, Manşet Haberler, Yazarlar
A A
0
Koşuyoruz birleşmeye yan yana
0
SHARES
593
VIEWS
Share on FacebookShare on TwitterShare on Whatsapp Send Mail

26 – 30 Eylül tarihleri arasında Diyarbakır’da yapılan 9. FilmAmed Belgesel Film Festivali, toplumsal belleği öne çıkaran, olanlara ve olgulara kuşbakışı ama ayrıntılı bakarak izleyicinin yeniden hatırlamasını sağlayan önemli bir etkinlikti. Her ne kadar toplumsal belleği canlı tutmak amaçlı ise de festival, sosyal ve siyasal gündemin belirleyiciliğinde geçti.

Festivalin öne çıkan en önemli haberi, doğaldır ki, “Sarı Hoca” ya da “Bizim İsmail” olarak tanımlanan Dr. İsmail Beşikçi’nin, onca baskıya, hapse karşın Amed’de izleyicinin önünde heyecanına yenilmesiydi. Bu, “Bizim İsmail’in” değerini ve önemini bir kez daha seriyor gözlerimizin önüne. Kürtlerin varlığını, yılmadan, bıkmadan, usanmadan ve üşenmeden araştıran, yazan, anlatan İsmail Beşikçi, bunca sevdiği insanlar karşısındaydı… Heyecanlı olması doğaldı, gözlerinden okunuyordu coşkusu… İlkin, Adana Altın Koza Belgesel Yarışması sırasında çıkmıştı filmin ilk gösterimiydi, herkes heyecanlıydı, ama “Sarı Hoca”, görmüş geçirmişliğin deneyimiyle çok rahattı. Şimdi iyi “Bizim İsmail”, gerçekten iyi. Yoğun bakımdan çıkarıldı, hastaneden de çıkacaktır birkaç güne, ancak Amed’de kalacak bir süre daha, doktorların gözetiminde.

 

Belgesellerin görünür kıldığı…

Egemenlerin yazdığı tarih, hep kendi çıkarları doğrultusunda yürür, ancak hayatın içinde yaşananların ve yaşanacakların gerçeklikleri belgesel (sözlü tarih, araştırmalar, bilimsel veriler ve sanatsal) çalışmalarla ortaya çıkar. FilmAmed’de, belki birçoğumuzun duyup geçtiği, belki hiç ayrıntısını bilmediği konularda yapılmış filmler izledik. Yakıcı gerçekliğin yaşattıklarına bir kez daha tanık olduk. Bu açıdan FilmAmed Belgesel Film Festivali gerekli, gerekli olduğu kadar önemli, önemli olduğu kadar da zorunlu bir etkinlik olarak öne çıktı.

 

Sonbaharın kendine has dinginliği…

Sonbahar, özellikle sinema alanında, çok hareketli geçer, festivaller birbiri ardına yapılır, geçen bir yıl değerlendirilir, insanlar filmler üzerinden bütün yılı konuşur, bir sonuca varmaya çalışır. İzleyici için de kışın karanlık ve soğuk günleri öncesinde büyük bir moral ve mutluluk depolama fırsatıdır; arkasından dünya festivalleri gelecektir ve onlar değerlendirilecektir.

Diyarbakır’da (gelin biz, Amed diyelim, kendi diliyle), insanlar gerçekten birbirlerini anlamak için, yapılanları izlerken hep kendileriyle özdeşleştirmenin ve buna da bağlı olarak yorumlamanın keyfini yaşadılar. En güzeli de, mutfağın kabul edilmesiydi.

 

Göze görünmeyenler…

Festivaller bir yıl, hatta daha fazla, çalışmanın ardından çok kısa bir sürede, her şeyi tüketen, bir yanıyla da ömür törpüsüdür aslına bakarsanız. Kim(ler) gelecektir, kim(ler) kabul ettiği halde birçok nedenle (haklı ya da haksız olması bir yana, zorunlu olmaları da belirleyicidir) gel(e)memiştir… Oluşan açık nasıl kapatılacak, izleyiciye sorun(!) yansımaması için neler yapılacaktır. Bunlar, üç beş gün içinde çıkar ortaya ve hızlıca karar vermek gerekir. Hem zaten bir elin parmakları kadar insanınız vardır, canla başla her şeyi hatasız ve kusursuz yapmaya kararlı…

İlginçtir, perde gerisinde oldukları için görülmezler o kahramanlar. Sidar Aslan ile Dilan Toftik, güler yüzlülüklerini hiç kaybetmeden, herkesin her sorusuna (hatta cümlelerini yarıda bırakmak pahasına) yanıt verdiler. Sakinliklerini korudukları gibi, aksaklıkların önüne de geçtiler. Çok arkadaş vardı, onlarla birlikte koşturan, ama o ikisi hep işlerinin başındaydı. Bir de Salih Yıldızöz’den söz etmeliyim. Hiç ikiletmeden herkesin yardımına koştu, herkese araç buldu, herkesi zamanında yetiştirdi istedikleri yere. Tabii, Veysi Altay ile Metin Bulut da içlerinde herkes çok ilgiliydi, herkesi bu arkadaşlar kadar tanıyamamanın haklı hüznüyle, adlarını geçiremediğim için üzgünüm. Asıl konu, onların çalışkanlığı değil(di); asıl konu, festivalin onları görünür kılması, kapanışta sahneye çağırmasıydı. İzleyicinin yağmur gibi alkışları onların en büyük ödülüydü kuşkusuz.

 

Çok ilginç…

Çok güzel filmler izledik. Hiçbirimizin aklına gelmeyen, önemsemediğimiz olayların ve/veya konuların titizlikle ele alınıp işlendiği başarılı filmler izledik. Belgesel film çalışmaları, toplumsal belleğin yaşatılmasıdır ve yaşananların unutulmaması için önemli ve gerekli bir işlev üstlenir. Sosyal, siyasal, ekonomik, ekolojik; barınma, beslenme, eğitim, sağlık sorunlarını aktarırlarken belli bir bilinç de taşırlar.

 

“Toledo olacak”tı Sur.

Neydi, ne olmuştu, neler yaşanmıştı… Gündelik yaşamın içinde hızla değişen gündemle birlikte birçok şeyi unutuyoruz. Belgeseller bize yeniden hatırlatıyor hepsini. Diyarbakır’ın (düzeltiyorum, Amed’in) merkezi Sur içi. Şehrin kurulduğu ilk alan, çepeçevre saran surlardan adını alan merkez ilçe ve 20’den fazla medeniyetin gelip geçtiği, konakladığı ve damgasını vurduğu yer. Fazlaca uzatmadan, onlarca turist grubuyla karşılaştım sokaklarda. Hepsi kendine özgü, daracık sokaklarıyla Amed’i tanımaya çalışıyordu. Ancak devletin yıktığı, insanlarını öldürüp de cesetleri sokaklardan kaldırılmasına izin vermediği bir bölüme, zamanın bakanı “Toledo olacak” demişti. Ölü bir şehir gibi o bölge. Duvarların arkasına sığınan, birbirinin aynı, hiçbir özelliği olmayan binalara niye gidip gezsinler ki insanlar!

 

İnsanı da sıcak…

Hava, tam deyimiyle şurup gibiydi festival boyunca; ne çok sıcak ne soğuk, ne ezici ne de ürpertici… Havası gibi, hatta daha da fazlaydı insanların sıcaklığı. 20’den fazla farklı medeniyeti temsil eden kavim, devlet ve kültüre ev sahipliği yapmış Amed’in insanları da çok kültürlü, çok sesli, çok dilli. Aralarında Ermenice, Süryanice, çeşitli lehçeleriyle Kürtçe konuşurlarken, size Türkçe ve alabildiğine içtenlikle cevap verdiği gibi bir de yardımcı oluyor; bir elinizden tutup da götürmediği kalıyor.

 

Barışa koşan nehirler birleşirken…

Başlıkta yer alan dize iki nehri içeriyor: Dicle ile Fırat. Bir zamanlar “ora” diye anlatılan, adından bile korkulan, konuştukları dil için “bilinmeyen, tanımlanamayan” denilen, hep hor görülen insanların barış için, çabaladığının göstergesidir o dizeler. Belgeselin savsözü muhakkak ki sansürsüz ve yasaksız yaşamaktı ama onu yükselten barış düşüncesiydi.

Çok uzattım, ama ben Amed’i ve Amedlileri çok sevdim. Festivale sıra gel(e)medi. Kayyımlarla ara verilen kültürel, sanatsal etkinlikler yeniden başlıyor. Belgesel film festivalinde izleyicilerin o heyecanı, o coşkusu, o renkliliği, “Dünya Öykülerle Bir Arada”, 9 – 16 Kasım’da yapılacak olan Kurmaca Film Festivalinde yeniden yaşanacaktır muhakkak.

 

1 of 4
- +

1.

2.

3.

4.

Tags: 9. FilmAmed Belgesel Film FestivaliKorkut Akın
Previous Post

Fotoğraf Önemlidir!

Next Post

AKP’nin Mahalli İdareler Reform Paketi’nin detayları ortaya çıktı

Next Post
AKP’nin Mahalli İdareler Reform Paketi’nin detayları ortaya çıktı

AKP’nin Mahalli İdareler Reform Paketi’nin detayları ortaya çıktı

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Güncel Haberler

Trump-Putin zirvesi askıya alındı: Ukrayna anlaşmazlığı görüşmeleri tıkadı
Dünya

Trump-Putin zirvesi askıya alındı: Ukrayna anlaşmazlığı görüşmeleri tıkadı

23/10/2025
İngiltere, Heyet Tahrir eş Şam’ı terör listesinden çıkardı
Dünya

İngiltere, Heyet Tahrir eş Şam’ı terör listesinden çıkardı

23/10/2025
Yeni Vergi Paketi Plan ve Bütçe Komisyonu’nda: Kira istisnası kaldırılıyor, araç ve sağlık sektörüne yeni harçlar geliyor
Ekonomi

Yeni Vergi Paketi Plan ve Bütçe Komisyonu’nda: Kira istisnası kaldırılıyor, araç ve sağlık sektörüne yeni harçlar geliyor

23/10/2025
İnsanlığın Kahkahasıyla Yazılmış Kitap: Decameron
Edebiyat

İnsanlığın Kahkahasıyla Yazılmış Kitap: Decameron

23/10/2025
Eski Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy cezaevinde: Libya davasında 5 yıl hapis
Avrupa

Eski Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy cezaevinde: Libya davasında 5 yıl hapis

23/10/2025

Arşivler

  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • Künye
  • Reklam
  • İletişim
  • Söyleşi / Podcast
  • Kitap Önerileri
  • Öykü
  • Manşetler
  • Dosyalar
  • Arşiv

© 2024 Sonhaber / Bağımsız, doğru , gerçek habercilik

No Result
View All Result
  • ANA SAYFA
  • İSVİÇRE
  • TÜRKİYE
  • DÜNYA
    • AVRUPA
    • ORTADOĞU
    • ASYA
    • AMERİKA
    • AFRİKA
  • YAZARLAR
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • SÖYLEŞİ
  • YAŞAM
    • EĞİTİM
    • SAĞLIK
    • KADIN
    • LGBT
    • EMEK DÜNYASI
    • Podcast / Röportaj
  • SANAT
  • BİLİM
  • EKOLOJİ
  • FORUM
  • Languages

© 2024 Sonhaber / Bağımsız, doğru , gerçek habercilik