Sonhaber.ch (adına Veysel Tekin): Bizimle söyleşiyi kabul ettiğiniz için teşekkürle başlayıp fazla vaktinizi almadan doğrudan güncel sorularımızla başlayalım.
Canan Kaftancıoğlu’na Yargıtay tarafından 4 yıl 11 ay hapis cezası verilmesi ve iktidarın seçim ve sürece ilişkin planları hakkındaki fikirleriniz nelerdir?
Erkan Baş: Muhalefeti sindirmeye yönelik hesaplar… Canan Kaftancıoğlu gibi bir siyasetçiyi böyle adımlarla ne yıldırabilir ne de susturabilirler. Ellerinde oyuncak ettikleri yargıyı kullanarak muhalefete böyle gözdağı vermeye çalışacaklar.
Sonhaber.ch/Veysel Tekin: Sol, sosyalist, Demokrat muhalefetin yol haritasında neler olmalı?
Erkan Baş: Toplumda çok yaygın bir algı var: Bu iktidar kaybetse de gitmez. Bundan bir an önce kurtulmak zorundayız. Şunu iddia etmeliyiz. Kaybettiklerinde onlar gitmeyecek, biz göndereceğiz. Bu ülke emekçileri buna göre örgütlenmeli ve hareket etmeli. Her türlü provokasyonu boşa çıkartmanın yolu örgütlü, bilinçli halk kitleleriyle mücadele etmektir. Halkta birikmiş bir öfke var, bizi birbirimize kırdırmaya çalışıyor. Bizim bu öfkeyi her gün biz yoksullaşırken servetine servet katanlara yönlendirmemiz lazım.
Sonhaber.ch/Veysel Tekin: Olası bir seçimin önünde iktidarın ne gibi önleyici ve kendi lehine planları olabilir? Kaos çıkarmak ve bu kaosu 2015’teki gibi kan dökerek alma olasılığı nedir?
Erkan Baş: Karşımızda her şeyi yapabilecek bir iktidar var. İktidarı kaybetmemek için her şeyi yapabilirler demiyorum; zaten her şeyi yaptılar. 2015- 7 Haziran seçimlerinden 1 Kasım’a kadar yaşanan süreçte ülke kan gölüne dönmüşken, oylarımız artıyor diye sevinen bir iktidardan bahsediyoruz. Önümüzdeki dönemde de iktidarlarını korumak için her şeyi yapabilecek bir zihniyetle karşı karşıyayız. Tüm toplumsal muhalefet güçleri ve muhalif siyasi partiler olarak bu memleketi bu saray rejiminden kurtarma iradesini güçlendiren adımları atmak hepimiz açısından kaçınılmaz bir görev.
Sonhaber.ch/Veysel Tekin: Üçüncü yol. Sol ittifakı: Güncellersek gelişmeler nedir?
Erkan Baş: Halk İttifakı mutlaka kurulacaktır. 7 sol oluşum olarak biz düzenli olarak bir araya gelip güncel gelişmelere yönelik ortak açıklamalar yayınlıyoruz bir süredir. Ortak bir muhalefet hattı inşa etmeye devam ediyoruz ve bu konuda herkes üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeye çalışıyor.
Sonhaber.ch/Veysel Tekin: Devrimci Demokrat Muhalif sanatçılara yönelik konser yasakları için neler dersiniz.
Erkan Baş: Seçime giden süreçte kendilerinden görmedikleri her kesimin temel haklarını ve yaşam alanlarını daraltmaya yönelik organize bir çaba… İktidarın sanat, gençlik düşmanlığının bir yansımasıdır. Ama halk sanatçılarına sahip çıkıyor, bir yerde yasaklanıyorsa başka yerde daha büyük coşku ve daha yüksek katılımla konserler yine gerçekleşiyor.
Sonhaber.ch/Veysel Tekin: Ukrayna/Rusya krizi ve ardından hedefe konulan Çin ortadayken, göçmen sorunları ortadan kalkabilir mi?
Erkan Baş: Göçmen sorunu emek sorunudur. Türkiye’yi emperyalistlerin göçmen kampı haline getiren saray rejimi ne bu ülke yurttaşlarını ne de göçmenlerin hakkını hukukunu gözetiyor… Bizlere insan muamelesi bile yapmıyor. Türkiye’de göç yönetimi planı, göç politikası yok. Doğrudan sarayın ve patronların keyfine ve çıkarına göre sınırlar açılıyor, göçmen emekçiler korkunç sömürü koşullarında çalıştırılıyor.
İç işleri bakanının kendi açıklamalarıyla, göçmenlerin gitmesine önce iş insanları karşı çıkar diyor. Dünün çalışma bakanı, bugünün iç işleri bakanı nasıl bir sömürü imparatorluğu kurduğunu kendi ağzıyla açıkça itiraf ediyor.
Suriye’nin kan gölüne çevrilip milyonlarca insanın yerinden yurdundan olmasına neden oldular. Sonra kayıtsız belgesiz göçmen emeği sömürüsüyle patronları beslediler, kârlarına kar servetlerine servet kattılar. Bu ikisi AKP yönetiminin ve yaratmak istediği ülke hayalinin bir temsilidir, yansımasıdır aslında göçmen meselesi etrafında yaşanan.
AKP’nin bu sistemsiz, tutarsız; patronları memnun etmeye dayalı politikasının halkımızı huzursuz edip kaygılandırması son derece normaldir. Kaygıların düğümlendiği yer birlikte yaşayıp ürettiğimiz ülkemizin elimizden kayıp gidiyor olduğu kaygısıdır. Ancak halkın bu haklı kaygı ve sorunlarını göçmenlerin gelmesiyle başlatıp, sadece onların gönderilmesiyle ortadan kalkacakmış gibi gösteren anlayışa karşı son derece dikkatli durmak, temkinli olmak gerekiyor.
Ülke insanını piyasanın insafına terk eden, ülke insanını birbirine düşman edip bölen göçmenler değil saray rejimidir. Piyasacı yobaz toplum projesiyle ülkemizin geleceğinden kaygı duymamıza sebep olan sorun saray rejimidir. Hesaplaşma konusu yapmamız gereken bu saray rejimidir. AKP ülkeyi göçmen idare merkezine çevirdi. Bu sorunu bu meseleden oy devşirmek isteyenler çözemez, bu sorunu AKP’nin suçlarını temize çekmek için provokasyonlar tertipleyenler çözemez. Bu yüzden diyoruz, bu sorunu biz çözebiliriz.
Tartışmanın odağına göçmenler oturtulursa fahiş elektrik faturalarının, artan kiralara, pazardaki marketteki fiyatlara sesini yükseltmesin istiyorlar. Bu ülkeyi cehenneme çeviren AKP’nin suçları başkalarının sırtına yükleyip hesaplaşmaktan kaçmasına izin vermeyeceğiz.
“Geri Kabul Anlaşması İptal Edilecek!”
Sonhaber.ch/Veysel Tekin: Sığınmacıların karşısında para karşılığı Türkiye’nin hem ticari hem siyasi çıkarları olduğuna göre, kabul anlaşmasıyla, ekonomik ve politik krizde olan Türkiye, kabul anlaşmasının iptali sonucu AB’den gelecek baskı ve dayatmalara karşı çıkabilecek güçte mi? Sadece toplumun hoşuna gidecek Popülist söylemler gerçeği ortadan kaldırmıyor mu? Siz de mi sınırları açacaksınız?
Erkan Baş: Savaşlardan, politik kıyım ve katliamlardan kaçan kişiler ve yalnızca ekonomik sebeplerle sınır geçmek isteyenler farklı gruplardır ve farklı sınır politikaları gerektirir. Sınır politikamızı AKP’nin ideolojik tercih ve sermayenin talebine göre değil, evrensel hukuk ve halkımızın yararı yönünde yeniden şekillendireceğiz. Bu sınırları açmak demek değildir. 2016 yılında imzalanan geri kabul anlaşması Türkiye’yi göçmen idare merkezi haline getirmiştir. AB ve körfez ülkelerinin eşit sorumluluk alması için diplomasi yürütmek gerekir.
“Göçmenler Sermayenin Kölesi Olmaktan Çıkarılacak!”
Sonhaber.ch/Veysel Tekin: Ucuz ve kalifiye işgücü, kapitalizmin sermaye ürettiği alandır. Kapitalizme karşı yeni bir sosyalist doktrin pratik anlamda oluşturulmadıkça bunun önüne geçilebilir mi?
Erkan Baş: Göçmenler dahil hiçbir grubun kayıt dışı sigortasız ve insanlık dışı koşullarda çalışmadığı, eşit işe eşit ücret sağlanması ütopik bir hedef değildir. Eşit yurttaşlık temelinde, emeğiyle geçinen ve birlikte yaşama iradesine sahip herkesi sosyal adalet temelli mücadelemizin özneleri haline getirmek için kapitalist sistemin tamamen ortadan kalkması gibi bir hedef koymaya gerek de yok.
Sonhaber.ch/Veysel Tekin: Fikirlerinizi paylaştığınız, değerli bilgiler verdiğiniz için sonhaber.ch ailesi ve okuyucularımız adına teşekkür ederiz.