Bu makalede, 7 Ekim 2023 tarihli Hamas baskını ve İsrail’in Gazze’ye yönelik insanlık suçu kapsamındaki saldırıları vesilesiyle yeniden dünya kamuoyunun gündemine gelen Filistin meselesinin bir başka boyutuna ışık tutacağız.
Filistin sorununun Lübnan halkı tarafından bilinip tanınması ve benimsenmesi 1940’lı yıllara kadar uzanıyor.
Zira İngilizlerin teşvik ve yardımıyla Filistin topraklarına el koyup yaklaşık 700 köyü yakıp yıkan Siyonist çeteler, 1948’de toplam 950 bin nüfuslu Filistin halkının 800 bin kadarını Gazze, Batı Şeria ve komşu Arap ülkelerine zorla göçertmişlerdir.
Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da yaşayan Arap halklarının birliğini isteyip bu uğurda mücadele veren Arap ülküsü (pan-Arabizm) fikriyatı, 1900’lerden önce ama bilhassa Birinci Dünya Savaşı sonrasında Osmanlı imparatorluğunun dağılması; İngiltere karşısında yenilerek Sina, Irak, Ürdün, Filistin, Suriye ve Irak’tan çekilmesiyle ortaya çıkmıştır.
Mekke Şerifi Hüseyin’in (1914-1918) başını çektiği “Arap İsyanı” (Arapça El Sawra El Arabiye yani Arap İhtilali/Devrimi) ile oğlu Faysal’ın Filistin-Ürdün-Lübnan ve Şam topraklarını içine alan “Büyük Suriye” için Osmanlıya karşı ayaklanması, Doğu Akdeniz sahillerindeki Arap coğrafyasında modern Arap milliyetçi fikirlerin yayılıp kökleşmesine yol açmıştır.
Bölgedeki seçkin zümre ve tabakalar tarafından rağbet gören ve “elit romantizmi” (diğer deyimle Arap mefkûresi) olarak tanımlanan bu akım, ünlü Arap gazeteci ve yazar Hazım Sağiye‘nin kaleme alıp 2021 yılında yayımladığı “Doğu Arap Dünyasının Romantikleri” isimli kitapta ayrıntılarıyla anlatılmaktadır.
Sağiye’ye göre bu akımı benimseyen Arap romantik milliyetçileri daha çok hamasi şarkılar, duygusal halk manileri, coşturucu destanlar, şiirler ve sözlerle yetinip meydanlarda çatışmaya girmemiştir.
Kanımca Pan-Arabizm, Osmanlı’nın son ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk dönemlerinde hayli rağbet gören Turancılık veya Turan ülküsü/mefkûresi fikriyatına benzetilebilir.
Lübnan’daki pan-Arabist fikriyatın giderek billurlaşıp siyasi bir zemine oturduğu mekân başkent Beyrut ve zaman 1944 senesidir.
Beyrut’taki siyasi, kültürel ve toplumsal ortamın etkinliklerine yakından tanık olan Lübnanlı pan-Arabist düşünür ve yazar Menh El Sulh, 1940’ların sonu ile 1950’lerin başında başkentteki seçkinlerin eğitim aldığı iki yüksekokuldan söz eder:
- Beyrut San Josef Üniversitesi (Fransızca Université San-Joseph de Beyrouth, İngilizce Saint Joseph University of Beirut). Katolik inancı temelinde eğitim vermek maksadıyla misyonerler tarafından 1875 yılında kurulan bu kuruma, daha çok Lübnanlılık/Lübnancılık kimliğine ağırlık veren aristokrat, asilzade, eşraf ve Batı hayranı kesimler rağbet etmektedir. Dolayısıyla bu üniversite hem müfredatı hem de diğer faaliyetleriyle Beyrut ile Lübnan’a hizmet etmeyi esas almaktadır.
- Beyrut Amerikan Üniversitesi. ABD’li misyoner Daniel Bliss tarafından 1866’da Suriye Protestan Koleji adıyla Beyrut’ta kurulmuş ve 18 Kasım 1920’de ismi Beyrut Amerikan Üniversitesi (American University of Beirut-AUB) olarak adı değiştirilmiştir.Beyrut Amerikan Üniversitesi (2021 yılı itibarıyla) Arap dünyasındaki nitelikli üniversiteler sıralamasında ikincidir. 141 akademik ihtisas programı uygulamakta olup, toplam 94 ülkeden 9 bin 465 öğrenciye eğitim hizmeti sunmaktadır. Eğitim kadrosunda 1029 kişi çalışmaktadır.
İlginçtir, AUB bünyesinde 1944 yılında kurulan “Arap Kültür Kulübü” (AKK) öncülerinin hemen hepsi, 1943 yılında verilen Lübnan Bağımsızlık Mücadelesine fiilen katılmıştır.
Amaçları Lübnan devletinin üstyapısını oluşturup kurumsallaştırmaktı. Bu noktadan yola çıkan AKK, hedef büyüterek Arapçılık akımları ile hareketleri zeminine katıldı.
Böylece AUB mezunlarından oluşan fikir ve siyaset erbabı seçkin kesimin belirleyip formüle ettiği uzun erimli kazanımlar doğrultusunda ciddi etkinlik ve faaliyetlerini yoğunlaştırdı.
Bu kapsamda 1948’de İsrail’in zorbalığı ve toplu kıyımlarına (El Nekbe: Büyük Felaket) maruz kalan Filistin halkının davasını ele alıp tartışmaya başladı.
Fikir adamı Menh El Sulh, yukarıda sözü edilen gelişmeler ışığında bu üniversite hakkındaki tanıklık ve değerlendirmelerini şu şekilde kaleme almıştır:
Amerikan Üniversitesi (AUB), Saint-Joseph Üniversitesi’ndekinden çok daha farklı bir işleve sahipti. O derece ki sadece Beyrut’ta bulunduğu mıntıkayı değil, aynı zamanda başkentin genelini ve bütün Arap ülkelerini etkisi altına alabilmiş bir kurumdu.
AUB’un eğitim-öğretim ve akademik faaliyetinin ufku dar değil, kapsayıcı ve genişti. Örneğin bu üniversite, başta Lübnan olmak üzere Arap ülkelerine lider yetiştirme gibi bir misyonla hareket ediyordu.
AUB’un önderlik anlayışı, sadece devlet kademelerine yüksek düzeyde eğitim görmüş kadrolar ile siyaset insanları yetiştirmenin çok ötesindeydi. Belli bir zümre yerine ekonomi, siyasi, eğitim, toplumsal ve diğer mesleki alanlarda yeni önderler, liderler, öncüler ve girişimciler yetiştirmeyi hedefliyordu.
Dolayısıyla AUB, Lübnanlı bir eğitim ocağı olmakla yetinmeyip Arap dünyasına hitap eden köklü bir kurum olmaya gayret etti. Bu yüzden de üniversitedeki öğrenciler sadece Lübnanlılardan oluşmuyordu. Arap dünyasından öğrenciler ve akademisyenler çoğunluktaydı.
Buna karşılık Saint-Joseph Üniversitesi’ndekilerin çoğu Lübnanlıydı. Azımsanmayacak bölüğü de Hıristiyan idi. Esasında anayasa gereği Hıristiyan inançlılar arasından seçilen bütün Lübnan cumhurbaşkanları, bu kurumdan mezun olmuşlardı.
AUB’un bir avantajı daha vardı: Öğrencilerinin akademik, kültürel, sosyal ve siyasi faaliyetleri sadece Lübnan’ın iç işleri ve meselelerine yoğunlaşmıyordu. Tam tersine; bütün Arap dünyasına ilaveten Ortadoğu ile dünyanın farklı yerlerinde meydana gelen meseleleri de kapsayacak kadar geniş bir alana yayılabiliyordu.
1960’lardan itibaren Lübnanlı üniversite (bilhassa AUB) öğrencileri veya oradan mezun olanlar üniversitedeki kalıplarına sığmadılar; dünya ve Arap ülkelerinde ortaya çıkan siyasal ve fikirsel hareketlere katıldılar.
AUB’un o günkü canlı ortamında Filistin Büyük Felaketi (El Nekbe) öncesi ve sonrasını tartışan Arap öğrenciler, genelde Arap Milli Mücadelesi ve özelde ise Filistin’in kurtuluşuna öncülük edecek kadrolar çıkarmayı başardılar. Filistin sürgünü Dr. Corc Habaş (1926-2008), Suriyeli Hani El Hındi (1927-2016), Kuveytli Ahmed El Hatip (1927-2022) bir araya gelerek üniversite bünyesinde Arap Milli Hareketi’ni (AMH) kurdular.
Bu münasebetle kısa bir bilgi notu verelim: Büyük Felaket sonucu on binlerce Filistinli Lübnan’a akın etmeye başladı.
Göçmen ailelerin evlatları Filistin’deki misyoner okullarında daha önce İngilizce öğrenmiş olmanın avantajını kullanarak İngilizce dersler veren AUB bünyesindeki Tıp Fakültesine yöneldiler.
Aynı üniversitede felsefe ve sosyoloji dersleri almış olan Suriye kökenli ABD vatandaşı Halim Bereket, “Renkli Şehir” başlığı altında Beyrut’un renkli ve mozaik dünyasına ilişkin hatıralarını anlatırken ilginç bazı tespitlerde bulunuyor:
Filistin’deki Büyük Felaket, ulusal ezilmişlik ile sınıfsal ezilmenin bağlantısını anlama noktasında derin bir bilinç yarattı. Anayurtlarından kopup/kopartılıp Lübnan’a yönelen Filistinli aileler Ras Beyrut mıntıkasına yerleştiler.
Evlatları ise Amerikan Üniversitesi’ne yönelerek niteliksel sıçrama yapmak suretiyle seçkinler zümresini oluşturdular. Meslekte ilerlemek için ABD ve İngiltere’deki ilgili yüksekokullara gidenlerin sayısı da az değildi.
Yurdundan kopup gelen köklü Filistinli aileler şöyle sıralanabilir: El Halidi, Tuqan, Sanbar, Şıbl, Haddad, Katul, Nuvaysır, Sayığ, Azzam, El Deccani, Saqili, Haşme, Ebu El Cebin, Cuda, Carrar, Fadli, Ilmi, Bulas, Beramika, Henayna…
Corc Habaş’ı Tıp Fakültesi’nin girişindeki ağacın gövdesine dayanıp öğrenci arkadaşı/memleketlisi (Dr) Vedii Haddad ile Kuveytli Ahmet El Hatip ile sohbet ederken hatırlıyorum.
Haddad’ın babası İlyas, o sırada üniversitenin hazırlık okulunda öğretim görevlisiydi. (İlyas’ın kızı ve Vedii’nin bacısı) öğretmen Vedia ile eşi Mervan’ı hayranlıkla izleyip gözlerdim. Her ikisi de öğrencilerin folklor oyunlarına nezaret ediyordular.
Folklor eğitimi alanların bir kısmı 1960’larda El Envar adıyla sahnedeki müzikal oyun ve danslara katıldılar.
Gelişip kitleselleşen Arap Milli Hareketi (AUH), özellikle öğrencilerin kampüslerden sokağa çıkmalarının önünü açtı.
Gösteri, miting, yürüyüş ve protestolara Arap ülkelerindeki öğrenciler kitlesel katılım gösterdiler.
Nasırcı (Mısır ve Arap dünyasının simgesi sayılan ulusal kurtuluş lideri Cemal Abdülnasır yanlısı) öğrenciler üniversite içinde veya kamuya açık alanlarda Filistin ile destek/dayanışma mitingleri düzenlediler.
Görkemli gösterilerden ürken AUB yönetimi, 1951’de bazı öğrencileri okuldan uzaklaştırdı.
Ahmet El Hatip, Vedii Haddad, Sabit Muhayni, Hamed El Cebburi (1932-2017), Sadun Hammadi (1930-2007) ve Atıf Danyal gibi aktivistler kararı şiddetle protesto ettiler.
Esasen kendileri de Pan-Arabist düşünür ve yazar Konstantin Zureyk öncülüğünde kurulmuş olan Urvat’ul Vuska (Kopmayan Güvenilir Bağlar) isimli derneğin üyeleriydiler.
1950’lilerin başlarından itibaren Filistin davası eksenli dayanışma gösteri ve etkinliklerin merkezi yine Amerikan Üniversitesi oldu.
Arap ulusalcılığını esas alan öğrenci hareketleri cazibe merkezi haline gelirken Suriye Milli Toplumsal Partisi gibi radikal Arap milliyetçileri de aynı çatı altında toplanmaya başladılar.
Hareket içindeki bazı fikir insanı ve düşünürleri şöyle sıralanabilir: Enis Sayiğ, Esa’ad Mukaddem, Hişam Ebu Zahr, İlyas Mahluf, Mişel Maluli, Edib Başur, Eliya Hariq, Halil Havi ve Sadık Celal El Azm.
Sonuncu ismin, 1967 Arap-İsrail Savaşı sonrası gerileyen ulusalcı fikriyat karşısında yükselmekte olan politik İslamcı akımların eleştirisine ilişkin nitelikli bir kitabını okumuştum 1970’lerin ortalarında. Kitap, İslamcıların zihniyetinin anlaşılabilmesi açısından günümüzde de geçerliliğini korumaktadır.
Filistin’deki Büyük Felaket, Amerikan Üniversitesi ortamındaki fikirsel ve siyasal akımlarda köklü değişiklikleri yol açtı.
Filistinli, Suriyeli, Ürdünlü, Iraklı ve Lübnanlı akademisyenler ile öğrenciler bu değişim ve dönüşümden derinden etkilendiler.
Böylece eskiden sadece Filistin halkına özgü sanılan dava, Arap dünyasının ortak milli meselesi haline geliverdi.
Filistin meselesi Arap milli davasının ekseni haline gelirken, işgal edilmiş Filistin topraklarına yerleştirilen Yahudilerin iskân sömürgeciliği Arap Milli Hareketi’nin ana odağını oluşturdu.
Amerikan Üniversitesi bünyesindeki öğrenciler, Büyük Felaket öncesine denk düşen Arap önderlerinin siyaset ve çabalarının yerel tüketime yönelik boş ve kandırıcı olduğuna karar verip, “devrimci şiddet, silahlı mücadele” fikrini benimsediler.
Urvat’ul Vuska derneğinin etkinlikleri sonucu ortaya çıkan Arap Fikir Kulübü, Yemen ve Cezayir bağımsızlık mücadelelerinin yanı sıra, Filistin kurtuluşunun önemini de üniversite öğrencilerine kabul ettirdi.
O tarihte siyaset sahnesinde boy gösteren Ulusal Çağrı Partisi ile Arap Fikir Kulübü, Arap aydın ve fikir adamlarının serbest kürsüsü/platformu haline geliverdiler.
Bu kürsüde en çok konuşma yapıp fikirlerini sergileyenler ise Suriyeli Konstantin Zureyk (1909-2000) ile Nebih Emin Faris (1906-1968) isimli iki aydın idi.
İlerleyen süreçte Arap Fikir Kulübü, üniversite öğrenci hareketine dönüştü. Hem kampüslerde hem de kamuya açık alanlarda bildiriler ve yayınlar dağıtıldı; yürüyüş ve mitingler düzenlendi.
Lübnan iç savaşından bir sene önce, 1974’te AUB yönetimi üniversite haçlarının artırılmasına karar verince sosyalist ve Arap ulusalcı öğrenciler kampüslerde oturma eylemleri başlattılar.
Davet üzerine Lübnan kolluk kuvvetleri olaya müdahale edince büyük bir arbede yaşandı.
Öğrenciler, üniversitenin bazı büro ve hassas mekânlarını işgal ettiler.
Bu işgal, AUB bünyesindeki siyasal faaliyette bilinç sıçramasına yol açtı.
Filistin ve Arap öğrenci hareketleri o tarihten sonra “devrimci şiddet” sloganına sarılıp gereğini yapmaya çalıştılar.
O tarihteki Filistin davasına destek veren ve bunu silahlı mücadeleye dönüştüren Filistinli hareketler, okuldaki öğrenci hareketlerini de düzenlemekteydi.
1975 yılında faşist Hıristiyan militanlarının bir otobüs dolusu Filistinli topluluğu katletmesi vesilesiyle başlayan iç savaşta, özellikle 1975-1976 yılları arasında öğrenci hareketleri çatısı altındaki farklı gruplar aktif olarak Lübnan’daki iç savaşa katılmış oldular.
Açıklayıcı iki önemli not:
Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için bir iki noktanın ayrıntılarını sizlerle paylaşmam gerekiyor:
Bir: Arap Milliyetçi Hareketi (AMH): ( حركة القوميين العرب Hareket ul-Qawmiyyin el-Arab) -Arap Milliyetçileri Hareketi ve Harakiyyin olarak da bilinir- Arap dünyasının çoğunda, özellikle Filistin hareketi içinde etkili olan pan-Arap milliyetçi bir örgüttü. 1952 yılında Corc Habaş tarafından kurulmuştu.
AMH’nin kökenleri, 1940’ların sonlarında ortaya çıkan Beyrut Amerikan Üniversitesinde Corc Habaş liderliğindeki bir öğrenci grubuna dayanmaktaydı.
1950’lerin ortalarında Habaş ve takipçileri, fikir adamı Konstantin Zureyk liderliğindeki daha büyük bir öğrenci grubuna katıldılar. Grubun ideolojisi, Zureyk’in düşüncesine çok şey borçluydu: Devrimci ve pan-Arabist idi.
Parti, Arap bilincinin devriminde öncü bir rol oynayacak, Arap birliğine ve sosyal ilerlemeye yol açacak ulusal bilinçli bir entelektüel seçkinlerin oluşumuna vurgu yapacaktı. İdeolojik olarak Marksizm’e değil, sosyalizme ve laikliğe bağlıydı.
Arap milliyetçisi yaklaşımı, genel olarak Batı emperyalizmine ve özelde İsrail’e karşı uzlaşmaz bir düşmanlık anlamına geliyordu, çünkü hareket anti-Siyonist doktrinin oluşumuna öncülük ediyordu.
Grup, çeşitli Arap devletlerinde şubeler kurdu ve 1958’de Arap Milliyetçi Hareketi (AMH) adını aldı.
Giderek hareket içinde bazı siyasi ayrılıklar ortaya çıktı. Birçoğu, özellikle Suriye ve Irak’ta, yerel Nasırcı hareketlere yakınlaştı ve gerçekten de Levant’ın (Doğu Akdeniz sahilindeki Arap ülkelerinin) bazı bölgelerinde Nasırcılığın ana direği haline geldi.
Filistin kökenli Corc Habaş ve Nayif Havatme de dâhil olmak üzere başka bir kesim ise Marksizm’e yöneldi.
Bu da onları Mısır lideri Cemal Abdülnasır ile çatışmaya soktu ve giderek onları pan-Arap milliyetçiliğinden ziyade sosyalizme daha fazla vurgu yapmaya yöneltti.
Arap ülkelerindeki farklı hükümet sistemleri, AMH şube örgütlerini yerel koşullara uyum sağlamaya zorlayınca ortak bir zemin bulmak giderek zorlaştı.
İki: Amerikan Üniversitesi (American University of Beirut-AUB) mezunu bazı ünlü şahsiyetler hakkında özet bilgiler sunmak, bu eğitim kurumunun Lübnan-Filistin-Suriye ve Arap dünyasında yarattığı siyasal-kültürel etkinin derecesini anlamamıza yardımcı olacaktır.
Arap ulusal devrimcileri, sosyalistleri ve Filistinli fedailerin siyasi/ideolojik eğitim ocağı sayılan Beyrut Amerikan Üniversitesi’nin ünlü mezunları arasında şu isimlere rastlamak mümkün:
Necip Azmi Mikati: 2005 ve 2011-2014 yılları arasında Lübnan Başbakanı.
Fuad Sinyora: Lübnan’ın eski geçici devlet başkanı ve eski başbakanı.
Selim El Hoss: Lübnanlı politikacı ve eski başbakanı.
Samir Ca’ca: Hıristiyan Lübnan Kuvvetleri hareketi/partisi kurucu lideri.
Velid Canbolat: Lübnan’daki İlerici Sosyalist Partisi’nin Genel Başkanı ve Dürzi topluluğun lideri.
Yusuf El Halil: Lübnanlı Maliye Bakanı.
Zeki Nassif: Lübnanlı besteci ve şarkıcı.
Makram Rabah: Lübnanlı Tarih profesörü.
İmad Muğniye: Lübnan İslami Cihat ve Hizbullah örgütlerinin kurucu üyesiydi. 12 Şubat 2008’de İsrail tarafından katledildi.
Nasır Yasin: Planlama ve Siyaset uzmanı profesör.
Konstantin Zureyk: 1909 yılında, Şam’da Rum Ortodoks bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. İlk ve orta eğitimini Ortodoks okulunda gördü. Daha sonra Beyrut Amerikan Üniversitesine devam etti.
1930 yılında ABD’de Princeton Üniversitesinde tarih doktorasını aldı. 1949’da Şam Üniversitesi rektörü oldu. 1952 yılında Beyrut Amerikan Üniversitesine rektör yardımcısı tayin edildi. Bu üniversitede 1954’ten 1958 yılına kadar geçici rektörlük yaptı.
Arap entelektüel, düşünür ve modern Arap ulusçuluğunun en önemli teorisyenlerinden biriydi. Politik düşüncelerini “Arapların misyonu” ve “milli felsefe” gibi Arap ulusçuluğunun temel kavramlarının yer aldığı kitapları yayımlandı.
Faris el-Huri: Suriyeli eski bakan, başbakan, Halk Meclisi eski başkanı ve modern Suriye siyasetinin kurucu babası.
Hani El Hindi: Suriyeli bir siyasetçi ve aktivist. George (Corc) Habaş ile birlikte Arap Milliyetçi Hareketinin kurucusu. 1963 yılında Selahaddin el Bitar kabinesinde görev aldı.
Antun Sadi: Suriye Sosyal Milliyetçi Partisi’ni kurucusu Lübnanlı politikacı, filozof ve yazar.
Abdulfettah John Jandali (Candali): Suriyeli bir toprak ağasının oğlu. ABD’ye giderek çeşitli yüksekokullarda öğretim üyeliği yaptı ve izleyen yıllarda işadamı oldu.
Zalmay Mamozy Halilzad: Afganistan kökenli Amerikalı diplomat ve dış politika uzmanı.
Muhammed Eşref Gani Ahmedzay: Eylül 2014-Ağustos 2021 tarihleri arasında Afganistan’ın 5. Cumhurbaşkanı.
Malcolm Hooper Kerr: Orta Doğu ve Arap dünyası konusunda uzmanlaşmış bir ABD vatandaşı Profesör.
Erdinç Karasapan: Eski Türk büyükelçi.
Bülend Özaydınlı: Türk iş insanı. OYAK ve Koç Holding’de çalıştı.
Turgay Avcı: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde eski Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı, Özgürlük ve Reform Partisi kurucu genel başkanı.
Ayşe Semiha Baban: Irak Kürdistanı Süleymaniye şehrinin ünlü aristokrat hanedanlarından Baban sülalesi mensubu Kültür Eski Bakanlarından Cihat Baban’ın yeğeni. 1968-1970 yılları arasında Beyrut Amerikan Üniversitesi’nde eğitim gördü.
Zaha Haddad: Irak asıllı İngiliz vatandaşı, dekonstrüktivist mimar.
Talal Ebu Gazale: Dünya genelindeki 80 ofisiyle küresel ölçekte lider, profesyonel ve eğitim amaçlı hizmetler sunan Filistin kökenli işadamı.
Dr. George Habaş: Rum Ortodoks kökenli tüccar bir ailenin çocuğu olarak Filistin’in Lidda (Lûd) şehrinde doğdu. Tıp okudu. Ebu Hekim kod adıyla önce Arap Milli Hareketi’nin kurucusu oldu. 1967’den itibaren Filistin’in Kurtuluşu için Halk Cephesi’nin (Marksist radikal örgüt) önderliğini yaptı.
Dr. Vedii Haddad: 1948 yılında tehcir edilen Filistinli bir Arap Ortodoks ailenin evladı. Beyrut Amerikan Üniversitesinde tıp eğitimi aldı. Burada, George Habaş ve Suriyeli Konstantin Zureyk ile tanıştı. Birlikte Filistin’in özgürlüğü ve Arap Birliği için ulusalcı, sosyalist politik hareket olan Arap Milli Hareketi’ni kurdu.
Eğitimini bitirdikten sonra George Habaş ile birlikte Amman’da bir klinik kurdu. 1956 yılında, Birleşmiş Milletler doktorlarıyla birlikte çalıştı.
1957 yılında politik etkinliğinden dolayı Ürdün polisi tarafından tutuklandı. 1961 yılında hapisten kaçarak Suriye’ye iltica etti. 1963’te AMH akımını silahlı bir güce dönüştürdü.
1967’deki Arap-İsrail Savaşı sonrası, AMH’nin Filistinli kanadı radikal Marksist bir hareket olarak Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’ne (FHKC) dönüştü.
Habaş bu örgütün lideri olurken, Haddad ise İsrail hedeflerine yönelik birçok saldırının planlanamasını üstlendi.
Aralarında Leyla Halid’in de bulunduğu FHKC militanları, İsrail’in El-Al havayolu uçağını kaçırmasını desteklediler.
Filistin Kurtuluş Örgütü içerisinde, FHKC’nin uçak kaçırma eylemleri sebebiyle eleştirilmesine rağmen, bu stratejiyi savunmaya devam ettiler. Belli bir süreden sonra uçak kaçırma eylemlerine son verdiler.
Habaş ile Haddad arasındaki ayrışmanın nedenlerinden biri de ikincisinin uçak kaçırma ve benzeri eylemlerin sürmesinde ısrar etmesiydi. 28 Mart 1978’de Doğu Berlin’de hayatını kaybetti. Kesinleşmemiş bir rivayete göre; Mossad tarafından zehirlenerek öldürülmüştür.
Leyla Halid: Filistin Halk Kurtuluş Örgütü’nün bir üyesi. 1970’lerde başında İsrail ile mücadelede uçak kaçırma eylemleriyle dünya kamuoyunda ünlendi.
Ali Hasan Salame: Yasadışı Filistin Kara Eylül’ün operasyon şefi ve Force 17’nin (Kuvvet 17) kurucusu olan Filistinli fedai. Ocak 1979’da Mossad’ın suikast kampanyasının bir parçası olarak öldürüldü.
Hannan Davud Aşravi: Filistinli siyasetçi, düşünür ve aktivist. Birinci İntifada döneminin önde gelenlerinden. Birçok kez Filistin Yasama Meclisi üyeliğinde bulundu.
Vasfi el Tel: Arap Lejyonu’nda görev yaptıktan sonra ordudan ayrıldı (1949). Diplomasiye girmeden önce çeşitli sivil işlerde çalıştı. 1961’de diplomat olarak görev yaptı.
1962 ile 1971 yılları arasında bakanlık ve başbakanlık makamlarını üstlendi. Kasım 1971’de yaklaşık 30 bin sivil-asker Filistinlinin katliamı emrini vermesinden ötürü Kara Eylül isimli illegal Filistin örgütü tarafından öldürüldü.
George Saliba: Amerikalı tarihçi. 1979’dan beri New York Columbia Üniversitesi Orta Doğu, Güney Asya ve Afrika Çalışmaları Bölümü’nde Arap ve İslam Bilimleri profesörü.
Abdullah El Nefisi: Kuveytli siyasetçi ve akademisyen.
Ğadat’ul Samman: 1942’de Şam’da tanınmış muhafazakâr bir ailenin çocuğu olarak doğan Suriyeli yazar ve gazeteci.
Rym (Rim) Momtaz: Siyaset bilimci, gazeteci-araştırmacı ve ünlü Politico gazetesinin Fransa’daki muhabiri.
Japon gazeteci Mei (May) Shigenbobu: Japon Kızıl Ordu lideri Fusako Shigenobu’nun ve Filistin’in Kurtuluşu için Halk Cephesi üyesi olduğu bildirilen kimliği belirsiz bir Filistinlinin kızıdır.
Beyrut Amerikan Üniversitesi ile Ankara’daki Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) arasında benzerlik vardır. Her ikisi de ABD’nin bölgedeki çıkarlarına hizmet etmek amacıyla kurulmuştur.
Türkiyeli 68 Kuşağı’nın meşhur deyimiyle her iki kurum da “geri tepmeli top” gibi, kurucularının aleyhine faaliyet göstermiştir. Bulundukları ülkelerdeki işlevleri, Amerikan menfaatleri ve siyasetlerine her konuda ters düşmüştür.
Kaynakça:
1. https://www.majalla.com/node/291186/, Muhammed Ebi Samra, 12 Mayıs 2023.
2. https://www.majalla.com/node/291301/, Faruk Eytani, 14 Mayıs 2023.
3. Arab Nationalism in the Twentieth Century: From Triumph to Despair. New Edition with a new chapter on the twenty-first-century Arab world. Princeton University Press. 16 Şubat 2016.
4. Vikipedi (Türkçe) ve Wikipedia (İngilizce-Arapça) ansiklopedisi, yukarıda adı geçen şahsiyetlerin isimleri hakkında ayrıntılar bilgiler vermektedir.