Polisler halka gaz mermisi yağdıracak, insanları coplayacak, yerlerde sürükleyip kafasını tekmelerle ezecek… Bu suç olamayacak!
Ama bunu görüntüleyenler suçlu olacak!
Örneğin Rize İkizdere köyünde doğa talanına direnen kadınların jandarmalarca yerlerde sürüklenişini telefona çekmek suç. Ama o kadınlara zehirli gaz sıkmak ve şiddet uygulamak suç değil!
Üç gün önce açıklanan polis genelgesiyle yapılan işte budur!
Bunun adı faşizmdir, faşizme karşı verilecek sivil mücadele de bellidir.
Şu gerçeği artık dürüstçe kabul edelim:
AKP bu kadar pervasız ve bu kadar saldırgansa, bunun nedeni bizim sinikliğimiz ve yetersizliğimizdir.
Kimse çıkıp bir kahramanlık edasıyla, “Biz şunu yapıyoruz, bunu yapıyoruz,” demesin.
Her şey göz önündedir; dediğiniz gibi bir şeyler yapsaydınız/ yapsaydık AKP/ MHP faşist bloğu bu kadar şirretleşemezdi.
Canlarını dişlerine takarak mücadele edenler elbette vardır. Onların hakkını teslim etmek vicdani bir borçtur. Onların sayısı da ne yazık ki azdır.
Kobani Davası adlı şu kepazeliğe bakar mısınız? Provokatörlerin ateşlediği kanlı saldırılardan HDP’li siyasetçiler sorumlu tutuluyor!
Bu tam bir keyfiliktir, zorbalıktır.
BU GENELGEYİ GERİ ALDIRAMAZSAK YAZIKLAR OLSUN BİZE
Aslında ne ekmişsek onu biçiyoruz. 2011’deki Roboski katliamında, 2014 sokağa çıkma yasakları ve arkasından belediyelere kayyum atamalarında tarihi rolümüzü oynamadık.
O günden tüm halk kesimlerini kapsayan canlı, atak, hesap soran ve iktidarı silkeleyen bir muhalefet hattı oluşturabilseydik, şimdi AKP/MHP ittifakının yerinde yeller esecekti.
Kınama demeçleri yayınlamakla görevimizi yerine getirdiğimizi sanıyoruz ki, mücadele bu değildir.
Ha, bir de takvim devrimciliği yaparak, Newroz, 1 Mayıs ve 1 Eylül Dünya Barış Günü gibi özel günlerde şaşaalı mitingler tertipliyoruz.
Oysa AKP’ye geri adım attıracak pek çok sivil projeyi gündeme getirebiliriz.
Ne var ki, zamanı ve imkânları yakınma ve şikâyet demeçleriyle tüketiyoruz.
AKP devletinin istediği siyaset tarzı tam da budur. Çünkü bu tarz siyaset hem AKP’yi zorlamıyor, hem de demokrasi varmış gibi bir görüntü yaratıyor.
Vicdan sahiplerini rahatsız eden bu gidişat açıktır ki çürümeye götürür.
Geçenlerde, BİR ÖZGÜRLÜK KONFERANSI TOPLANSIN VE BİR SİVİL İTAATSİZLİKLER HARİTASI OLUŞTURULSUN, diye bir çağrı yaptık.
Ama kimseden ses çıkmadı.
Umarız suratımıza bir tokat gibi inen bu polis genelgesi bizi uyandırır ve sesimizi duyan olur.
EMEKÇİLERİN DEVRİM HAREKETİ –EDH Sözcüsü
Mahmut Alınak