Korkut Akın
Seçimler yaklaşınca vaatler birbiri ardına sıralanıyor. İster yerel isterse genel iktidar olsun göz boyama yarışına giriyor. Çevre duyarlılığı arttıkça, saptanamayacağını da bildikleri için, “biz şu kadar ağaç diktik” diye açıklamalar yapıyorlar. Kestikleri ağaçları, yok ettikleri yeşillikleri söylediğimizde en kolay yolu seçiyorlar: ”Durun şu seçimler bir geçsin!”
Yasaları hiçe sayan uygulamalardan biri de, İstanbul’da, Acıbadem’de yaşanıyor. Ankara Harem yolunun (E-5) üzerinde, Avrasya Tünelinin girişine de denk gelen yerde, üstüne üstlük metro hattının üzerinde şev alanını yok ederek dokuz katlı bir otopark inşa ediliyor.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın Medipol Hastanelerine bir yenisi, tam da bu belirtilen yerde, yürürlükteki hiçbir kurala uymaksızın yükseldi. Altı kat olarak projelendirilen hastane, helikopter pisti de dâhil on iki kata çıktı. Bu arada, altında yer alması zorunlu otopark, proje değişiklikleriyle farklı amaçlarla (mesela ameliyathane) kullanılacak. O kadar büyük, hatta VIP olacağı söylenen hastaneye bir otopark gerekir, değil mi?
İmamoğlu da katılıyor bu yasa dışılığa…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, kendisine Karayollarınca hiçbir yapılanmaya izin vermeden devredilen şev alanına (tabii, metro hattının üzerine ve çevredeki yapıların riske atılmasına yol açacak şekilde) dokuz katlı bir otopark izni verdi; olası deprem senaryolarını hiçe sayarak. Ne için, Sayın Bakan’ın daha çok kazanması için. Trafik akışı engellenecekmiş, ne gam! Çevredeki binalar yıkılabilirmiş, önemli değil, “hayat pahalı can ucuz” zaten. Metro hattına zarar verilirmiş, yeraltında, kimse göremez ki o zararı, değil mi?
Bir düğmeyi yanlış ilikleyince…
Bal tutan parmağını yalıyor ya, herkes kendi parmağına bal bulaşsın diye iktidar olmaya çalışıyor. Yerel ve genel yönetimler halkın daha rahat, daha huzurlu ve sürdürülebilir mutluluğu için değil, kendi çıkarları için çalışıyor. Öyle ya, bir dönemin Cumhurbaşkanı, “Anayasa bir kere delinmeyle bir şey olmaz” demişti, aradan iki elin parmakları kadar zaman ancak geçti, Anayasa da kalmadı, hukuk hiçe sayılıyor.
Birincisi, Medipol Hastanesinin oraya (tam metro durağı çıkışına) inşa edilmesi izni verilmesi yanlıştı. E-5’ten Acıbadem’e giren, şehrin içine, Kadıköy’ün merkezine ulaşan tek yolun tıkanması, akışın sekteye uğraması demekti. Hazır Bakan olmuşken, bir de araya Vakıf katarak orası çok gelir getiren bir kazanç kapısı olurdu ve Fahrettin Koca (tabii, kurumunun ileri gelenleri ve ortakları da) bu fırsatı kaçırmadı.
İtirazlar kabul edilmedi. Yasalar, kurallar hiçe sayıldı. Yönetmelikler, kurullar değiştirildi ve altı katlı yapılması planlanan hastane binası on iki kata ulaştı.
Kâr, daha çok kâr için daha çok sömürü anlayışıyla, hastane projeleri yenilendi, tadil edildi ve yer altındaki altı kat sosyal donatı, yemekhane ve ameliyathane olarak düzenlendi. Peki, zorunlu olan otopark ne oldu?
Ne olacak? Bir telefon, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na, sorun çözüldü. Şev alanı inşaata açıldı ve oraya dokuz katlı bir otopark izni verildi.
İki rakip birlikte, vatandaşa karşı!
Biri AKP’li ve siyasi iktidar, diğeri CHP’li ve yerel iktidar ama iş çıkara gelince ne rakiplik kalıyor ortada ne de güvenlik.
Yapılması için ağaçların kesildiği şev alanında iş makinelerinin önüne Acıbademliler çıktı. Kendi haklarından önce kamu yararını ileri sürerek ağaçların kesilmesini engelleyemeseler de inşaatı (şimdilik) durdurmayı başardılar. Tabii, iki rakibin önünde seçim sandığı var ve oy peşinde olduklarından, “bir oy, bir oydur” diyerek sakin duruyorlar.
Bakın, halkın talepleri neler? “Neler oluyor” başlığı altında yapılan usulsüzlükleri sıraladıktan sonra;
Mahalle halkı olarak bizlerin talep ve ihtiyaçlarının İBB tarafından dikkate alınmasını ve inşaat çalışmalarının hemen durdurulmasını istiyoruz.
Alanın geri alınamayacak şekilde mahalle halkının yeşil alan olarak kullanımına bırakılmasını talep ediyoruz.
E-5 yanında bulunan, aynı statüye sahip tüm alanların benzer şekilde korunmasını istiyoruz.
Boğaz köprülerinin yanı sıra iki yakayı birbirine bağlayan Avrasya Tüneli de var, biliyorsunuz. Bu yapılmak istenen otoparkın girişi ve çıkışı E-5 üzerinde olacak. Günün her saati yoğun trafiğin yaşandığı bu ana artere bir de otopark giriş çıkışıyla yeni bir aksaklık katılacak. Otoparktan çıkan, ama tünele girmeyecek araçlar yolu keserek sola geçmeye çalışacak, çıkabilecek karmaşada kazalar da kaçınılmaz olacak.
Öte yandan hastane için gelen araçlarla Acıbadem üzerinden Kadıköy merkezine girmek isteyen araçlar nedeniyle zaten dar olan giriş (tek yönlü yol, sırf hastane için iki yönlü yapıldı, kenara park eden araçlara bir de hastaneye gelenlerin araçları eklenecek) iyice tıkanacak.
Acıbademliler ne istiyor?
Bu haksız ve hukuksuz, usulsüz olarak yapılmaya çalışılan otopark, yaşamı engelleyecek. Medipol hastanesi (bu arada, kocaman harflerle yazılan Acıbadem Medipol tabelası söküldü nedense) yeni bir proje tadilatıyla otoparkı kendi binasının içine yapsın. Zorunlu olarak ayrılmış şev alanı bırakın yeşil olarak kalsın.
Acıbademliler, yaşam savunucuları olarak, inşaat durana kadar, şev alanını korumaya kararlı. Haklarını alıncaya kadar da nöbet tutmaya devam edecek.
Basın açıklaması…
Yaşam Savunucuları, Acıbadem Direnişi adıyla yapılan basın açıklamasına, beklendiği gibi iki iktidar partisi (AKP ve CHP) dışındaki partilerin temsilcileri katıldı. DEM İBB Eş Başkan adayı Murat Çepni ile Kadıköy Belediye Başkan adayları; TİP Doğan Ergün, TKP F. Mehmet Maçoğlu, DEM eş adayları Nimet Çelebi Erdoğan – Veysi Eski, Zafer Partisi Tuğrul Kihtir ile EMEP Meclis Üye adayı Osman Zeki Erdoğan birer konuşma yaptı. Peki, AKP ve CHP adayları neden katılmadı? Gerçekten haksız ve hukuksuz bir işe imza attıklarını onlar da biliyor besbelli.













