Cuma, Kasım 7, 2025
Son Haber
  • Yazarlar
  • Manşetler
  • Son Haber Tv
  • Künye
No Result
View All Result
  • Yazarlar
  • Manşetler
  • Son Haber Tv
  • Künye
No Result
View All Result
Son Haber
No Result
View All Result
Home Manşet Haberler

İmge Siyaseti, Siyasetin Eleştirisi Ve Eleştirinin Sorumlulukları!

Mert Yıldırım by Mert Yıldırım
08/10/2025
in Manşet Haberler, Yazarlar
A A
0
İmge Siyaseti, Siyasetin Eleştirisi Ve Eleştirinin Sorumlulukları!
0
SHARES
421
VIEWS
Share on FacebookShare on TwitterShare on Whatsapp Send Mail

Meclis açılışı ve resepsiyonlarda ortaya çıkan fotoğraf kareleri üzerinden yürütülen tartışmalar, siyasal alanda imgelerin ve ideolojik manipülasyonun gücünü bir kez daha açığa çıkardı. Görsel temsillerin, yalnızca estetik unsurlar olmadığı, politik anlam üretiminde aktif rol oynadığı, Gramsci’nin “Sivil toplum”, Althuser’in “Devletin ideolojik aygıtları” tezlerinden biliniyor. Tartışmaya muhtaç bir diğer başlık ise yaşanan tartışmaların, eleştirinin iki yönünün —samimi ve dostane eleştiri ile manipülatif ve düşmanca söylemler arasındaki farkın—altının çizilmesidir.

Tartışmalarda, çok belirgin olarak Türk sosyal şovenizmine ve Kürt ilkel milliyetçiliğine tanık olduk.

Bu arada, her şeyin içe içe geçtiği, ortalığın toz duman olduğu ortamda eleştirinin politik bir araç olarak nasıl işlevsizleşebileceğini de gördük. Ve demokratik siyasetin bu tür manipülasyonlar karşısında dostu ve düşmanı karıştırmadan direnç göstermesinin elzemliğini hissettik.

Siyasal ve kamusal alan, özellikle 21. yüzyılda, dijital kapitalizm çağında artan iletişim döneminde, imgeler üzerinden kurulan bir temsil savaşı olduğunu öğreniyoruz. Her fotoğraf karesi, yalnızca bir anı belgelemekle kalmıyor; aynı zamanda bir siyasal konumun, duyguların ve ideolojik tercihlerin taşıyıcısı hâline geldiğini de gösteriyor. Malum fotoğraflar üzerinde yapılan tartışmalar, bu durumu çarpıcı biçimde yansıtmıştır.

Ancak yaşanan tartışmaları ve eleştirileri ayrıştırmak gerekiyor. Herkesi, her şeyi bir çuvala koymamak hem siyasi hem etik bir sorumluluktur. Çünkü tartışmaların ve eleştirilerin bir tarafı parti tabanından ve dost çevrelerden geliyor. Bu tür dostça eleştiriler, siyasal hareketin kendi iç mekanizmalarını diri tutması bakımından değerlidir. Ancak diğer yönü, manipülatif amaçlarla yürütülen, politik bağlamdan koparılmış, kutuplaştıran ve itibarsızlaştırmayı hedefleyen saldırılar dostça yapılan eleştirileri gölgelemiştir. Bunun için, bu eleştirilerin iki biçimini birbirinden ayırmak, siyasal söylemdeki bu ayrımın altını çizmek büyük önem arz ediyor.

Samimi Eleştirinin Siyasal İşlevi!

Siyasal hareketlerin gelişimi, yalnızca dışsal mücadeleye değil, içsel eleştiri kültürüne de bağlıdır. Bu anlamda yoldaş ve dost çevrelerden gelen sorgulamalar, eleştiriler, bir hareketin kendini yeniden üretme kapasitesini besler. Ancak savunmacı reflekslerle hareket etmek, “ayar vermeye” çalışmak, eleştiri ve özeleştiri prensiplerine taban tabana zıttır.

Dolayısıyla siyasal olgunluk, eleştiriyi bastırmakta değil, onu üretken bir biçimde dönüştürmekte yatar. Bu yönüyle samimi eleştiri, hem etik hem politik bir değere sahiptir.

Sosyal Şovenizmin Yeniden Üretimi!

Türk sosyal şovenizmi, tarihsel olarak solun bir kesiminde süreklilik arz eden bir sorundur. İktidar ufkundan yoksunluk, egemen ulus kompleksi sosyal şovenizm yelkenlerini geçen zaman içinde şişirmiştir. Anti-Erdoğanizm eksenli refleksler, giderek mevcut rejimin kurucu ideolojisine bağlılıkla birleşmekte ve eleştiriler sistem içi bir düzleme hapsolmaktadır.

Her şeyi “Erdoğan karşıtlığı”na indirgenmiş bir siyasal bilinç, ufku iyice daraltmış; böylece solun tarihsel misyonunu, eleştirel düşünceden çok tepkisel pozisyonlarla sınırlanmaktadır. Sonuçta sosyal şovenizm, hem kendi sınıfsal karakterini hem de ulusal soruna dair tarihsel körlüğünü yeniden üretmektedir.

İlkel Milliyetçiğin İflah Olmaz Düşmanlığı!

Kürt hareketine karşı başından beri öfkeli olan ilkel milliyetçi çevreler, politik ve örgütsel iradeden yoksun oldukları ölçüde, eleştiriyi bir tatmin aracına dönüştürmektedir. Bu çevrelerin bir kısmı, doğrudan devletin enformasyon aygıtlarıyla bağlantılı manipülatif odaklardır.

1980 öncesinde belli etkinlikleri olan bu çevreler, direniş örgütü formasyonuna sahip olmadıkları için, 12 Eylül açık faşizmi karşısında tuzla buz olmuştur. Ama bu çevrelerin “Kürtçe bilmiyorlar” dedikleri Özgürlük hareketi ise bir-iki yıllık geri çekilme ve hazırlıktan sonra Botan’ın kırlarını kendisine mesken tutmuştur. Akabinde tüm Bakur’un zirvelerinde geliştirilen öncü gerilla mücadelesi Kürt pasifikasyonunu kırmış, bunun sonucu yüz binler ayağa kalkmış ve serhildanlar ortaya çıkmıştır. Ulusal ve sosyal devrim değil, ama kültürel ve politik devrim gerçekleşmiştir.

Kürt direniş hareketinin artan politik ve askeri hegemonyası Bakur’u aşmış, Rojava başta olmak üzere tüm parçaları ve diasporayı etkilemiştir. Yaşanan örgütsel ve politik meşruiyet, ilkel milliyetçi çevreleri derin bir komplekse ve kıskançlık duygusuna sürüklemiştir. Bu nedenle Kürt direniş hareketinin her dönemi, her pratik adımı ya “provokasyon” ya da “teslimiyet” olarak adlandırılmış; eleştiri, siyasal analizden çok psikolojik bir tepki biçimine dönüşmüştür.

Demokratik Siyasetin Direnç Noktaları!

Eleştirinin toplumsal işlevi, siyasal bilinci keskinleştirmek ve dönüşümü hızlandırmaktır. Ancak manipülatif eleştiri, bu işlevin tersi yönde işler; siyasal alanı daraltır ve toplumsal kutuplaşmayı derinleştirir.

Bu nedenle demokratik siyasetin önündeki temel görev, samimi eleştiriyi korurken manipülasyonu teşhir etmek olmalı. Bunu başarmanın koşullarını kısaca şöyle özetleyebiliriz;

Eleştiriyi bağlamından koparmamak,

İdeolojik sınırları tanımlı tutmak,

Görsel manipülasyonlara karşı politik farkındalık geliştirmek,

Özeleştiriyi kurumsal bir refleks hâline getirmek.

Ancak bu şekilde eleştiri, yeniden bir özgürleştirici pratik olarak değer kazanabilir; aksi takdirde, fotoğraflardan vazife çıkaranların ürettiği sığ ve dağıtıcı siyaset, demokratik potansiyelleri boğmaya devam eder.

Tags: Mert Yıldırım
Previous Post

Ünlü isimlere uyuşturucu soruşturması: Dilan Polat, Hadise, İrem Derici ve çok sayıda sanatçı ifade verdi

Next Post

DEM Parti’den AİHM kararına itiraz eden Adalet Bakanlığı’na tepki: “Hukuksuzlukta ısrar ediliyor”

Next Post
DEM Parti’den AİHM kararına itiraz eden Adalet Bakanlığı’na tepki: “Hukuksuzlukta ısrar ediliyor”

DEM Parti’den AİHM kararına itiraz eden Adalet Bakanlığı’na tepki: “Hukuksuzlukta ısrar ediliyor”

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Güncel Haberler

AKP’li geçmişiyle bilinen Havvanur Yurtsever yeniden HSK üyesi oldu
Manşet Haberler

AKP’li geçmişiyle bilinen Havvanur Yurtsever yeniden HSK üyesi oldu

07/11/2025
Karadeniz’de gerilim: NATO’dan Romanya’ya ‘güçlü destek’ sözü
Dünya

Karadeniz’de gerilim: NATO’dan Romanya’ya ‘güçlü destek’ sözü

07/11/2025
İstanbul Havalimanı’nda “Benim babam Binali Yıldırım!” krizi
Manşet Haberler

İstanbul Havalimanı’nda “Benim babam Binali Yıldırım!” krizi

07/11/2025
Menenjit Meleği ile Cümbüşün Aşkı
Manşet Haberler

Menenjit Meleği ile Cümbüşün Aşkı

07/11/2025
YÖK’ün 44. yılında üniversiteler ayakta: “YÖK, Kayyum, Polis, Faşist Çeteler — Bu Abluka Dağıtılacak!”
Manşet Haberler

YÖK’ün 44. yılında üniversiteler ayakta: “YÖK, Kayyum, Polis, Faşist Çeteler — Bu Abluka Dağıtılacak!”

07/11/2025

Arşivler

  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • Künye
  • Reklam
  • İletişim
  • Söyleşi / Podcast
  • Kitap Önerileri
  • Öykü
  • Manşetler
  • Dosyalar
  • Arşiv

© 2024 Sonhaber / Bağımsız, doğru , gerçek habercilik

No Result
View All Result
  • ANA SAYFA
  • İSVİÇRE
  • TÜRKİYE
  • DÜNYA
    • AVRUPA
    • ORTADOĞU
    • ASYA
    • AMERİKA
    • AFRİKA
  • YAZARLAR
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • SÖYLEŞİ
  • YAŞAM
    • EĞİTİM
    • SAĞLIK
    • KADIN
    • LGBT
    • EMEK DÜNYASI
    • Podcast / Röportaj
  • SANAT
  • BİLİM
  • EKOLOJİ
  • FORUM
  • Languages

© 2024 Sonhaber / Bağımsız, doğru , gerçek habercilik