Genç bir kadın Türkiye Büyük Millet Meclis kürsüsüne yürürken kolları açık, omuzlarını sağa sola döndürerek ilerlerken, at kuyruğu saçları, vücut devinimlerine uygun savruluyordu. Kürsüye çıktı, kendinden emin konuşmaya başladı. Ağzından çıkan her kelime namlusundan çıkmış kurşun gibi hedefini buluyordu. Diksiyonunu bilgisi, cesareti ve yüreği kontrol ediyordu. Böylesine etkili konuşmayı yıllar sonra ilk kez dinledim. Bu at kuyruklu saçlı kadın CHP millet vekili iken Tip’ e geçen Sera Kadıgil`den başkası değildi.
Böyle konuşmaları ’70 li yıllarda Bülent Uluerler anca yapabilirdi.
Bir başka Tip’ li vekil, hepimizin bir cam fausun ardından izlediği, sırma apoletli, bol yıldızlı rütbeli generallerin ellerinde bavul teslim olup, cezaevlerine tıkıldığı günlerde o da göz altına alınıp tutuklandı. Yılmadı, cezaevlerinde de davasını sürdürdü. Salındı, gene tutuklandı. Bizler hâlâ neler olup bittiğini anlamaya çalışırken o, davasını sürdürdü. Tahliye olduktan sonra birçok demokratik kitle hareketlerine, gösterilere ve korsana dönüşen eylemlere katıldı. Hdp den vekil oldu, daha sonra Tip’e geçti. Bu hızlı vekil Ahmet Şık’tı.
Tip, küçük meltemleri karayellere dönüştürüyor, güzel günlere yol alan geminin yelkenlerini dolduruyordu.
Bir başka Tip`li vekil, babası, annesi ’78 kuşak devrimcisinin biricik oğulları, Yedi Tepe Üniversitesi tiyatro bölümünü bitirmiş başarılı, yakışıklı bir oyuncu. Ama genetik olarak devrimcilik kanına bulaşmış olsa gerek o, şanını, şöhretini bir kenara bırakmış, aktif siyasete atılmış. Bu, yakışıklı boş muydu, dolu muydu anlamak için takip etmeye başladım. Onun, teorik, politik düzeyini anlamak, bu filmcinin, ne tür “filmler” çevirdiğini öğrenmek için Babala Tv. de dört saat süren Özkan Uğur’un programına konuk oldum.. Genç kardeşimizin boş olmadığına, özellikle Z kuşağının bize ahiret soruları gibi gelen soruları karşısındaki sakinliği, dopdolu cevapları, bana bu kardeşimizin “sarışın aptal” (öyle ya hep sarışın aptallar, kadın olacak değiller ya?) olmadığını hicap duyarak izledim. Bahsettiğim Barış Atay’dan başkası değildi. Sevgili Barış, ayrıca tüm partili militanlarıyla deprem bölgesi Hatay ‘da insan için çok savaş verdi. Onu artık hepimiz tanıdık. Barış Atay` ı da hepimiz tanıyoruz.
Erkan Baş, Türk siyasetçi ve akademisyendir. 2009 yılı başında Türkiye Komünist Partisi genel başkanlığı yaptı, 2017’de Türkiye İşçi Partisi’ni kurdu, 2018 Türkiye genel seçimlerinde partisinin seçim ittifakı doğrultusunda Halkların Demokratik Partisi sıralarından milletvekili seçildi, daha sonra istifa etti. Pos bıyıklı devrimci. Akıllı, donanımlı, kamera görüntüsü güzel ve sıcak, güzelde konuşuyor. Her ne kadar geçtiğimiz yıllarda bir iftar sofrasında ellerini açıp dua eden görüntüsü olsa da partisine liderlik ediyor.
Bu “dörtlü çete” meclisi salladılar. En az ana muhalefet partisi Chp kadar mecliste etki yarattılar. Emek ve özgürlük isteyen cephelerde çok rüzgâr biriktirdiler.
Şimdi dayanışma, şimdi kol kola girme zamanı!
Derken ülkemiz üzerine çöken ve yıllarca süren dinci faşizmden, zam, zülüm, talan ve zalimlerden kurtulma zamanı geldiğinde neden dümen kırıyorsunuz? Bu bizim solun değişmeyen bir çocukluk hastalığı mı?
Türk Sol’unun davranış kalıplarında sık sık görülen, süreç tamamlanmadan yükselme arzusu vardır. “Ben, partimizin ilçe başkanı olduysam, il, hatta genel başkanı da olabilirim”, daha da ötesi, başbakan da olabilirim. Bu gelişme, ilerleme dinamiğidir ama doğal süreç işlendiği, demir tavrına geldiği zaman olur.
Sevgili Türkiye İşçi Partisi yöneticileri, sizleri sıkı takip eden, yılların devrimcisi ama bir sempatizanın duygu ve düşüncesine kulak verir misiniz? Yıllarca verdiğiniz mücadele kitlelerde sempati, güven ve hatta deste uyandırdı. Küçük küçük muhalefet rüzgarları topladınız. Hepimiz taktir, sempati ile karşıladık. Bizim içimizden devrimci arkadaşlarımızı da alıp götürdünüz, bu da kabul. Ama bu topladığınız rüzgarlar büyük ittifak, emek, özgürlük cephesinin topladığı rüzgarlar karşısında sadece bir meltem. Faşizmi yenmek için fırtına olmak gerek. Buda bu zorlu süreçte ittifak ile olur.
Sadece şu örneği vermek istiyorum sevgili Tip ‘li arkadaşlarım: sen, ben biz, bizim oğlan toplandık on bin, yüz bin, bir milyon… Ne kadar güzel başarı. Bütün bu kitle toplansa, karşımıza geçip konuşsa devrim yapacak zannederim, ajite oluruz. Ama bizim bu yüzbinlerimiz karşısında sadece İstanbul Bağcılar’ da bir milyon oy karşımızda duracak.
Sizlerin devrimci coşkusunu, muhalefetinizi taktire karşılıyorum. Ama topladığınız bu rüzgarlar sizi meclise taşımaz, naçizane…
Memet Sönmez
09 04 2023