Düşünün bir memleket ki; gözyaşı, şiddet ve adaletin a’sını kaybetmiş ve son günlerde gündem gündemin üstüne düşüyor /düşürülüyor.
Meclis mi, bir komedi!
Saray mı, biraz büyücek bir bina!
İktidar mı, çok ortaklı bir şirket!
Medya mı, “yazar kasa” dükkânı gibi olmuş!
Ülker bayiliğinden ülke bayiliğine yükselen tek yüzü(ğü) olan adam.
Her yeri küfür sarmış, her yerde bir “iffet”tir almış başını gidiyor. İffet yani namus, yani ahlak konularına, kurallarına bağlılık demekmiş, kavramın anlamını bakarken hatırladım, yıllar önce bir dernek tabelasında görmüştüm, hala duruyor mudur bilmiyorum İffet Kadın Derneği, Malatya’da böyle bir dernek vardı, tabelasını her gördüğümde gülüp geçerdim!
Çıkmış biri; kadınlıktan kadılığa terfi eden biri, konuşuyor işte, soyadı gibi zengin ve iffetli, etrafına namus dersi vermeyi de hiç mi hiç ihmal etmiyor!
Meclisin tam orta yerinde “evlatlı annelere devletli anne dersleri” veriyor…
Bir de saygı bekliyorlar; anne olduğunu hatırlayan, soyadı gibi zenginler anneler!
Sayın kadı siz hiç duymadınız mı, hani bir gece bir televizyona bağlanıp sırf “çocuklar ölmesin, öldürülmesin” dediği için bebeği ile hapishaneye gönderilen Diyarbakır’daki onurlu öğretmen anneyi…
Siz hiç duymadınız mı kırk yıldır her cumartesi İstanbul’un göbeğinde bir lise duvarının dibinde hazin bir gölge olup evlatlarının kemiklerini soran, haykıran, arayan anneleri…
Ahh soyadı zengin kadın(lar)! Duymadınız mı?
Taciz mi, çıplak arama mı, “fetöcü Gergerlioğlu” ahh seni! Zaten KHK ile mesleğinden de ihraç edilmiştin, değil mi?
Yirmi yıl önceki sizin yalanlarınıza kanan bu halkın dualarına mazhar oldunuz ama şimdi de yaptıklarınızla bu halkın beddualarına mazhar oluyorsunuz, gidiyorsunuz galiba!
Ne Dobrovski dediğiniz Roboski’de olanlar, ne de Gara dediğiniz Gare’de olanlar size hiçbir fayda sağlamadı, sağlamıyor.
Olan ölenlere oldu, katır sırtlarında ölenlere, mağara derinliklerinde ölenlere oldu!
Olan ölenlerin annelerine oldu, ölenlerin kardeşlerine, çocuklarına, ailelerine oldu.
Gerçi Gare’deki başarısızlığın sebebi sanırım içimizdeki bazı hainler!
Oysa o içimizdeki bazı hainler hep birlikte “pkk terör örgütüdür” “ypg terör örgütüdür” deselerdi, içten söyleselerdi bunu, bağıra bağıra haykırsalardı sorun çözülecekti ve on altı çocuğumuz öldürülmeyecekti!
İtikat meselesi bütün sorun aslında, yoksa terörle mücadelemiz tüm hızıyla sürüyor, sürecek…
Anlatılan Gare Operasyonu ile ilgili anlatılanları duydukça, aklım yıllar öce TRT’mizde yayımlanan Anadolu’dan Görünüm programına gitti. O yılları bilenler hatırlarlar, “Gazeteci” Güntaç Aktan diye biri sunuyordu, haftalık sortiler yapan biriydi, bugünkü A Haberdeki haberi yapana çok benziyordu, onunla bir yakınlığı var mıdır bilmiyorum!
O yıllarda lise son sınıf talebesiydim, TRT’de yayımlanan o Anadolu’dan Görünüm Programı, okulda eksik kalmış propagandanın tamamlayıcı unsuru gibiydi, adeta ücretsiz havacılık dersi alıyorduk…
Yeniden itikate dönecek olursak;
Uşak’ta çıplak arama yoktu dersek, bu iş fetöcü işidir dersek ve Sayın Zengin’e tam destek verirsek ekonomi düzelecek mi, yoksulluk gidecek mi, demokrasi gelecek mi? Hep birlikte haykıralım o vakit!
PKK terör örgütüdür, HDP de kapatılmalıdır, hatta tüm vekilleri cezaevlerine konulmalıdır dersek Kürt Sorunu çözülecek mi? Çözülecekse hep birlikte haykıralım!
Dediğinizi kabul edelim, hatta Karayılan’ı da getirip keselim, parça parça edelim, kabul. Peki ya altı milyon seçmeni ve ailesini ne yapacağız, yüzbinlerce KHK’lıyı ve ailelerini ne yapacağız, binlerce Boğaziçili öğrenci var onları ve ideolojik ailelerini ne yapacağız…
Bütün bunları geçtik, geçtik de şu Amerika’yı ne yapacağız?
Mazlum Çetinkaya