Korkut AKIN
“Bir Uyumsuz”un Hatıra Defteri
“Yaşadım diyebilmek için” kendi yolunu çizmesi gerekiyor insanın. Zorluklar, kısıtlar, engeller vız gelip geçmesi gerekiyor. Peki, kolay mı bunu başarabilmek? Çok insan aklından geçirse de zorluklardan yıldığı için istese de sürdüremiyor bu kavgayı. Bir avuç insan, yaşamı pahasına sürdürüyor da yılmadan.
İşte, onlardan biri: Mesut Kara. Her ne kadar “Bir Uyumsuz” diye tanımlasa da alabildiğine nazik, alabildiğine verici, alabildiğine çalışkan ve cesur biri kendisi. Yok, tanımanız gerekmiyor, yazdıklarını okuyun yeter. Ayrıntılara dalmadan ama onları asla ıskalamadan akıcı üslubuyla okutturuyor kendini. Asıl önemlisi, kimsenin dikkatini çekmeyen ama yazıldığında da okutturan önemli konular, insanlar ve tabii ki sinema üzerine yazıyor.
11 kitabı var yazdığı… katkıda bulundukları ve ortak kitapları dışında. Belgeselleri de saymalı. Meşakkatli bir iş ya belgesel, ülkemizde, Mesut Kara, bunu da başaranlardan…
Arı çalışkanlığıyla…
Bunca kitabı, filmi dışında bir de, unutulmayacak UÇ dergisi var Kara’nın hayatında. Edebiyatla ilgilenen herkesin aklının bir köşesinde tasarımı, yazıları ve adıyla (kanatsız da uçan ve uçta yaşayan) yaşayan bir dergi. Her güzel şey gibi UÇ da cismiyle değilse de ismiyle hâlâ aramızda. Karmaşadan uç veren bir dönemin ilk örneklerinden diye anılacak gelecekte de…
Bir uyumsuzun hatıra defteri…
Belli bir yaşa gelince, insanlar yaşadıklarının birilerinin kulağına küpe olmasını, aynı hataya düşmemesi, benzer yollardan yürümesi, önlerine çıkacak engebeli ve tozlu yolları aşıp da “güneşli güzel günlere” ulaşmasını istediklerinden olsa gerek, anılarını yazıyor. Okur anlatılanlardan kendine süzecekleriyle yeni bir yol tutturacaktır ve bu da anılarını anlatanlara sadece mutluluk verir. Doğaldır ki, okurun o süzdüklerinin üzerine koyacakları vardır ve o bileşim güzel, güçlü, dirayetli bir yaşamı taşır.
“Uyumsuz” olmayı Tezer Özlü üzerinden Hayalet Oğuz’un yaşamından süzüyor Kara. Tutkulu biri olduğunu, aklına eseni değil de yatanı tercih ettiğini anlatıyor. Önemli, önemliliği de yaşamını o çizgide sürdürmesiyle belirleyici. Keşke hepimiz onun gibi kendi çizdiğimiz yolda kendi çizdiğimiz gibi yaşayabilsek. Kuşkusuz hepimiz o amaç ve erek doğrultusunda mücadele ediyoruz, ama koşullar ve toplumsal yaşam (buna aile, çevre, iş, arkadaşlık gibi vazgeçilmezlikler giriyor) hedeflerde farklılıklar getirebiliyor. Mesut Kara bunu başarabilenlerden. Yaşanması olası tüm zorlukları yaşamış olmasına karşın hemen hepsinden söz etmek yerine yaşam sevinci ve barış süzmeyi beceriyor, hâlâ -ihanetler dışında.
Yukarıdaki “ihanetler dışında”, yazı ve emeğe karşı işlenen ihanetlerdir, onu vurgulamam gerekiyor. Mesut Kara’nın yaşamı, bir anlamda da hepimizin yaşadıklarıdır. Ben onca yoksunluğa, onca yorgunluğa, onca mücadeleye dayanamazdım. Sorsak, Mesut Kara da bir başkasının yaşadıklarını katlanamaz bulur (cümlenin gelişinden kendimi sıyırabilmek zor olsa da…)
Filmler hepimizi etkiledi, etkiliyor da… Yeşilçam ise bir başka belirledi yaşamımızı. Hepimizin aklında, gönlünde, hevesinde o vardı hep. Mesut Kara, o sektör olamamış alanın göz ardı edilmişlerini bulup öne çıkardı. Bu, sadece bu bile, onun adını altın harflerle sinema tarihine yazmamızı gerektirir. Sadece o mu, sahne gerisinde emek verenleri de tanıttı bizlere.
Bir varmış, bir yokmuş…
Can Yücel’in dizeleriyle bitirdiği anılarında Mesut Kara’nın, yakın dönem Türkiye tarihi yer alıyor. Ben Türkiye tarihi dedim, ama gelin biz buna sivil tarih diyelim. Sivil olsun ki herkesi sarıp sarmalasın. Dahası, herkes bir şeyler eklesin yanına yöresine… Böylece kurtulalım bu resmi tarihten.
Çok güzel şeyler yaşamış Mesut Kara, imrendim.
Tam da bu!
“Rahatsız olmak” gerekir diye tanımlardım eskiden bir şeyleri yaratmanın gerekçesi olarak. Bir şeyler dürter sizi, bozukluğuyla, yaşattıklarıyla, engelleriyle, baskı ve cezasıyla… Mesut Kara, buna “uyumsuz” diyor. Geri çekiyorum, kendi sözümü, uyumsuz olmak yaşama uyum için ilk adımdır diye destekliyorum Mesut Kara’yı.
Beklentiniz yoksa yaşamdan, maddi bir beklentiden söz ediyorum, ömür dediğiniz o süreci iyi, mutlu ve özgün geçirmek istiyorsanız zaten uyumlu olamıyorsunuz.
Arka kapak yazısında, Engin Turgut, dürüst ve kalben yazılmış diyor “Bir Uyumsuzun Hatıra Defteri” için ve ekliyor: “Belki de bizim için yazılmıştır.” Kendimce süzdüklerim ve süzeceklerim var daha, bu anılar demetinden. Sizlerin de Kara’nın “yazdığı ve yaşadığı” anılar eşliğinde dünden bu güne düşsel bir yolculuğa çıkacağınıza eminim. Onun yanında kimse yoktu, ama sizin yanınızda Mesut Kara olacak hem de hiç ayrılmamacasına…
Bir Uyumsuzun Hatıra Defteri
Mesut Kara
Yaşamla iç içe
Klaros Yayınları Ekim 2022, 188 s.
İçimizden geçenleri hepimize sunmaktan dolayı tebrik ederim. Yaşamı anlamak gibi bir dal