Korkut Akın
Bugün unutMADIMAKlımda.
Bugün devletin, bütün kademeleriyle yobazlara, insanları yakma izni verdiği gün.
Bugün katliamı göz ardı edip Aziz Nesin’in tahrik edici diye gösterilip suçlandığı gün.
Bugünü unutmamak gerekir. Sıvas’ı unutma!
unutMADIMAKlımda
Yaşamının büyük bölümünü yurtdışında, vatandaşlığı da kaybederek sürgünde yaşamak zorunda bırakılan gazeteci Doğan Özgüden,
12 Mart döneminde zorunlu çıktıkları sürgünde, 12 Eylül sonrasında vatandaşlığı da kaybettikleri halde barış ve demokrasi mücadelesini sürdüren Doğan Özgüden, -bugün 87 yaşında- yaşam ve mücadele arkadaşı İnci Tuğsavul ile birlikte, tehditlere, kaza süsü verilmek istenen şantajlara, baskılara direniyor. Her ne kadar kendisi, “sürgünde 50 yıllık bir yaşam mücadelesi” dese de mücadelelerinin an eksenini barış ve demokrasi oluşturuyor. Bıkmadan, yılmadan, usanmadan yazan Özgüden, her hafta hem gündemdeki konuları işliyor hem de -çok daha önemlisi- geçmişin bilgi birikimi ve arşivlerin ışığında rehberlik ediyor hepimize.
Ders niyetine…
Gazetecilikte, kavramdan uzaklaşmamak belirleyicidir; aslına bakarsanız kuraldır bile diyebiliriz. Ele aldığınız konu ve kavramdan uzaklaştığınızda okurun da ilgisini dağıtır, anlatmak istediklerinizi de yeterince vurgulayamayabilirsiniz. Hiç sevmesem de, bazı klişeler yerlerine “cuk” diye öylesine oturuyor ki, aklınıza başka terim gelmiyor. Evet, Doğan Özgüden’in yazıları, iletişim fakültelerinde ders olarak okutulmalı. Hiç umudum yok böyle bir şeyin olmasına, ama işini seven ve yetiştirdiği öğrencilerin bir yerlere gelmesini isteyen bir öğretim görevlisi salık verebilir… Bir öğrenci, bile isteye seçmişse gazetecilik okumayı ve yapmak istiyorsa, mihmandarı olabilir bu yazılar.
Birincisi, öncesini de anlatıyor: Neyi, niye, neden ve nasılı ile. Bunca hareketli, bunca yoğun gündemin içinde taşların yerine oturması, bellekte canlanması, anımsanması için çok gerekli; tabii, bunun yeterli ve kapsamlı olması da… Bunun için gazete kesikleri biriktiriyor, haberleri takip ediyor, çeşitli kaynaklarla görüşüyor (veya okuyor), okuru da düşünerek uzatmadan (yani okurun zamanının değerinin de farkında olarak) yazıyor.
İkincisi, kitaplar gazeteler gibi değildir, kalıcıdır; her zaman başvurulabilir; buna da bağlı olarak kaynaktır bir başka çalışmaya veya aktarıma… Doğan Özgüden’in bir yazısını okuduğunuzda gerçekten donanırsınız; kitabının sayfalarını çok sonraları bile karıştırdığınızda göz atıp geçemez muhakkak okursunuz yeniden. O her okuyuşunuzda belleğiniz tazelenir, yeni ipuçları yakalar, daha bir farklı bakarsınız…
Gazetecilik yaşanır…
Yaşamının tümünü bir işe adayan veya sadece o işle ilgilenen insan sayısı çok azdır. Doğan Özgüden, gazeteciliği de gerçekten çok iyi yaptığı için hâlâ dolu dolu yazıyor, yazdıklarını okutturuyor (örgütlenme ve sosyalizm mücadelesi yaşamsaldır, ayrılamaz birbirinden).
Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesi öngörülerini yazdığı yazılar, sonuçlar görüldükten sonra Özgüden’in ne denli titiz bir takipçi ve en ince ayrıntıyı bile kaçırmadığı için ne denli iyi öngörüye sahip olduğunu da gösteriyor. Egemen erke karşı dünyanın dört bir yanında yükselen muhalif eylemler yeni bir ’68 beklentisi yaratmış olsa da, AP seçimleri bu sonucu göstermiyor. Belli ki, liberal kapitalizm daha da baskıcı olacak, daha da sömürgen.
Yazılarının arasına serpiştirdiği anılar ve/veya gözlemler okurun da kendi yaşamı arasında bağ kurmasını sağlıyor. Belki de benim özel ilgi alanım olduğundandır; özellikle kültür ve sanat alanındaki anılarıyla buluşturduğu yazıları Türkiye (Avrupa ve dünya) gündemini sergilemekte çok yarar sağlıyor. Kişilerle doğrudan bir sorunu yok onun; yaşananlarla ve yapılanlara odaklanıyor. Bir küçük ayrıntıya değinmek zorundayım: yazılarının hepsi barış, demokrasi yolunda okuru aydınlatma yükümlülüğü üstlenmiş; dilerseniz okuyun, kararı siz verin.
Doğan Özgüden her hafta “Artı Gerçek”te yazıyor; geçmiş yazılarını oradan da okuyabilir ve olaylara ve yaşananlara yaklaşımının ne denli gerçekçi olduğunu görürsünüz.
Son Haber okurlarının ne denli titiz ve dikkatli olduğunu biliyorum… Kitapla ilgili bir değerlendirme yapmadığım eleştirisi gelecektir; önceden yanıtlayayım: “Sürgün Yazıları VII” bir başvuru kitabı ve muhakkak el altında tutulmalı. Okuyunca sizler de göreceksiniz; her bir yazı ayrı ayrı yorumlanabilir. Doğan Özgüden’in yazılarını değil, kitabı değerlendirme yazısı bu…
Sürgün Yazıları VII
Doğan Özgüden
2023-2024 gündemdekiler
Info-Türk, 2024, 339 s.
Her nerede olursak olalım, Ülkemizin layık olduğu, demokrasi ve insan haklarını ön planda tutarak, bu olumlu olmayan gidişatı değiştirmek için mücadeleye devam etmeliyiz.