Korkut Akın
Seçimin bir kandırmacanın başlangıcı olduğunu söylesem birileri kızacaktır, ama birçoğumuz vaatleri ve yapılanları göz önüne alarak haklılık payı verecektir yazacaklarıma… Demokrasi oyununun (oyun dediğime kızmayın; demokrasi de -kimin için, hangi anlama geliyor, neye yarıyor- çeşitlilik gösteriyor) bir adımı da seçimler. Son yıllarda, neredeyse her yıl sandık başına gidiyoruz, her seçim için “bir milat” tanımı yapılıyor. O “milat” hiçbir şeyi değiştirmediği gibi ekonomik, sosyal, siyasal, ekolojik yaşamımız daha da kötüye gidiyor.
Eskiden, çok eskiden, hani dünya tozpembeyken daha, daha bir dikkatliydi seçime katılanlar; en azından hatalarını gizlemek için de olsa seçim öncesi aldıkları kararları uygulamazlardı. Şimdi, seçim -hem de kıran kırana sürerken, “bir oy, bir oydur” diye çalışmalar hızlandırılırken- yönetimlerin önünü kesmiyor. İşte, Acıbadem’de yapılanlar: Ankara-Harem yolunun şev alanını da içine alan Medipol Hastanesi ve ona yararı olsun diye hemen yanı başındaki ve yolun karşısındaki alanı yok etmek. İBB bir pano asmış: 2023 tarihli bir yazıyla alanı birilerine vermiş, otopark yaptıracakmış. Herkes birbirinin üstüne atıyor. Kadıköy Belediyesi, İstanbul Büyükşehir’e, İBB Karayolları’na, Karayolları UKOME’ye veya tersi… olan bizim yeşil alanımıza oluyor. Hastane yapıldı, 6 katlı proje, nasıl olduysa 12 kata hatta helikopter pistinin eklenmesine kadar değişti. Bu kadar değişiklik (onlar “tadilat” diyor) yetmemiş olsa gerek ki, otopark olarak ayrılan yeraltı katlar ameliyathane, yemekhane vb. olarak düzenlenmiş. Açılınca göreceğiz. Hani otopark yapmak zorunluydu?
İstanbul’u Bul Bana
Hulki Aktunç’un, “Konstantıniyye Haberleri” gazetesindeki köşesinin adı “İstanbul’u Bul Bana”daki yazıları toplu olarak Yapı Kredi Yayınları arasından (Ocak 2024) çıktı. Aktunç doğanın kucağına yatıya gideli on yılı aştı, yazıların yazıldığı tarihin üzerinden ise deyim yerindeyse ‘milenyum’ geçti. Ama İstanbul’un sorunları bitmedi, kentleşmesi hâlâ sıkıntılı, bırakın güzelleşmeyi, kıyıda köşede kalmış hoşlukları da yok edildi. Hulki Aktunç, belediye eliyle yaşanan sorunların nasıl ve niye çözümsüz kaldığını, açık açık anlatıyor. Biz okuyoruz, ama belediye başkanları, adayları, meclis üyeleri okuyor mu? Hiç sanmıyorum.
Kaldırımlarımızı çalıyorlar!
“Adam inşaat yapıyor. Döküyor kumu çakılı sokağa. Kapıyor sokağı. Koyuyor betonarme demirlerini. Kapıyor sokağı. Ses eden yok. Yayalar korkuyla geçiyor, sakına sakına.” diyor bir yazısında Hulki Aktunç. Değişim dediğimiz bu olsa gerek, trafik çok yoğun olduğundan kesmeyi göze alamadıkları için uzun süreli kapatamıyorlar yolu. Ama bizim ülkemizde “hayat pahalı can ucuz” olduğu için yayaların kaldırımları sadece kapatılmıyor (ç)alınıyor da…
Üsküdar Belediyesi (@uskudarbld), yeşil alanı inşaat alanından çok daha büyük Gülistan Sitesini zabıta zoruyla yıktırıp yerine Acıbadem Konutları adlı beton yığınının dikilmesine izin verdi. O alandaki ağaçlar artık yok. Dört katlı binalar artık -yolun üzerine devrilecek sanki- 7-8 katlı. Üstüne üstlük kaldırımlar da (ç)alındı.
Kimsenin umursamadığı Kaldırım Kanununu belediyelere hatırlatmak gerekir. Gerçi hatırlatsanız ne olacak! “Adamın kendi mülkü” deyip geçiyorlar. Üsküdar Belediyesi, en tam da o nedenle bir şey yapamayacağını belirten bir yazı ile cevap verdi itirazlara.
Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen (@hilmiturkmen34), yeniden aday. Peki, biz nereden tanıyoruz Hilmi Türkmen’i? Validebağ Korusuna döktüğü molozlardan. Şehrin ortasındaki tek yeşil alan (yalan olmasın, mezarlıklar da var). Oraya “çökmek” için yapmadığını bırakmadı. Moloz döktü, moloz. Ne kadar yeşil alan varsa hepsine yapı izni verip beton grisine döndürdü yeşil Üsküdar’ı. Şimdi, yeniden oy isterken ve irili ufaklı depremler yaşanırken “bir kat” izni vereceğini ilan edebiliyor.
Acıbadem Derya Sokak’taki inşaat bitmek üzere… Aylar önce başvurdum, buraya yapılan binalarda 340 hane, yani yaklaşık 1000 kişi yaşayacak. Sokağın trafiği alabildiğine yoğun (caddeyle yarışacak kadar hem de), park eden araçlar nedeniyle bir kez daha sıkıntı doğuyor; kaldırımları ona göre genişletin… Bırakın genişletmeyi, daraltıyorlar, bir diğer deyişle çalıyorlar. Hilmi Türkmen, orada yaşamayacak olan müteahhidi savunurken kendisine oy veren/verme potansiyeli taşıyan mahalleliyi hiç umursamıyor.
Tarihi Yarımadadaki eski sokaklarda da kaldırım yok, çünkü yapılaşma almış başını gitmiş; yol açabilmek mümkün değil. Ancak sözünü ettiğimiz yer zaten ağaçlıklı yeşil alanı olan bir yerdi. Müteahhit kazansın diye kaldırımların (ç)alınmasına izin veren Hilmi Türkmen’e oy verecek misiniz, orada yaşayanlar, oradan geçenler?
Üsküdar yapar da Kadıköy durur mu?
Yine Acıbadem’de, Güzel Sanatlar Fakültesinin yan sokağında zaten yetersiz olan kaldırımın üstüne bir temel atıldı. Besbelli görevdeki Başkan giderayak yerine devredeceği kişi/partiye küçük bir sorun yumağı devrediyor diye düşündük. Kimdir bu kaldırımlarımızı (ç)alan diye sorduk kuşkusuz, nedenini de… Kadıköy Belediyesi (@kadikoybelediye) kendi sorumluluklarında olmadığını İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığını belirtti. Tabii, hemen, “kendi sorumluluk alanınıza giren bu alandaki haksız, hukuksuz bu kaldırım hırsızlığına karşı çıkın” diye yanıtladık. Cevap yok. İBB (@istanbulbld, @istanbulbuyuksehirbld) hiç kale almadı zaten.
Bütün belediyelerin haklı gerekçeleri var: Seçim. Ey Üsküdarlılar, ey Kadıköylüler, ey İstanbullular, şu seçimler bitsin, kaldırımlarınızı kaldıracak(!), yollarınızı kapatacak(!), yeşil alanlarınızı griye boğacak ve yaşamınızı yok edeceğiz diyorlar.
İhbar ediyorum…
Kaldırımlarımızı çalıyorlar, ama yaşamımızı çalmalarına izin vermeyelim. Biz sessiz kaldıkça bizim daha huzurlu, daha mutlu, daha rahat yaşamamız için görev yapması gereken yerel yönetimler çok daha arsız, çok daha rantçı, çok daha kötü(!) olacaktır. Gerek Üsküdar Derya Sokak’ta gerekse Kadıköy Betül Sokak’ta yaşanacak her türlü olumsuzlukta İBB (@istanbulbuyuksehirbld), Üsküdar Belediyesi (@hilmiturkmen34, @uskudarbld), Kadıköy Belediyesi (@kadikoybelediye) sorunun temelindedir ve bu bir ihbardır, dikkate alınmalıdır.
P.S: Hulki Ağabey (çiçek koksun toprağı) hoş görsün, o güzelim denemelerinin tadını sizlere aktaramadım, ama inanın ki, o da huzur duyacaktır, eğer tüm bu haksızlıklar, hukuksuzluklar giderildiğinde…