Başlığı, “Performansta Metropol” olarak da yazmak mümkün, tiyatronun, performans tiyatrosunun ulaştığı doruk “Geçen Gün” oyunu. Kerem Kurdoğlu ile Naz Erayda’nın 30 yılı aşkın birlikteliğinin bir ürünü… Kurdoğlu, belki klasik oyun anlayışına aykırı gelebilecek metinler yazıyor. Sahnelemek için gerçekten iyi bir plan yapmak, iyi tasarlamak ve iyi yönetmek gerekiyor. Kurdoğlu ve Erayda, yılların bilgi birikimi ve deneyimiyle üstesinden kolaylıkla geliyor.
“Geçen Gün”, bir metropolün ama aslında İstanbul’un kendine özgü karmaşıklığını, gürültüsünü, dağınıklığı, insan ilişkilerini, kimi zaman dışarıdan bakarak, kimi zaman içinden geçerek, kimi zaman çarpışarak veya kıl payı kurtularak, kimi zaman ezmeden ezilmeden, ama belki de en çok ezerek ve kuşkusuz ezilerek sergiliyor. Gerçekten yaşamın içinden açılan bir kapıdan dans, tiyatro, dinleti, performansın içine giriyorsunuz. Değil mi ki, performanslar oyuncu ile izleyici arasında doğrudan etkin bir etkileşim doğurur; en tam da öyle oluyor. Bizans eskisi kentin “endişe dolu sevgi hikâyesi”ni tüm sesleriyle ilginç ve estetik bir şekilde aktaran Tophane Noise Band’a, oyuncular Esme Madra ve Ozan Çelik başarıyla eşlik ediyor. Burada durup, kendime sormalıyım: Oyuncular mı yoksa müzik mi eşlikçi? Galiba ikisini birbirinden ayırmak pek mümkün değil.
…yüzümde bir gülümseme belirdi
Esme Madra ile Ozan Çelik ayrı olmakla birlikte çok sayıda karakter; birbirlerini tanı(mı)yorlar, günün içinde birçok yerde birçok kez karşılaşıyor, kimi zaman geçişiyor, kimi zaman “merhaba” ile yetiniyor, kimi zaman birbirlerini dövecek kadar saldırganlaşıyorlar, hepimiz gibi. Bu kentin sosyal, siyasal, estetik, kültürel, ekonomik, ekolojik sorunlarına kişisel sorunlar eklenince nasıl dingin olabilir ki bir insan?
31. Tiyatro Eleştirmenleri Birliği’nin “Geçen Gün” ile Yılın Yönetmenleri olarak seçtiği Kerem Kurdoğlu ile Naz Erayda’nın birlikte yönettikleri oyunun sahne tasarımına Serkan Aka katılmış, hareket tasarımında ise Maral Ceranoğlu, Mihran Tomasyan imzası var. Ses tasarımını Serkan Aka, Mihran Tomasyan, Selim Cizdan, Ufuk Fakıoğlu’dan oluşan Tophane Noise Band yapmış, uygulayanlar da onlar ve çok başarılılar; sesler müzikten gürültüye kadar değişerek izleyicinin en büyük eşlikçisi oluyor.
Alışageldiğimiz bir sahne yok oyunda (Arter’de izledik ve salon doluydu, dahası gerçekten iyi bir salon Karbon Sahne). Yazar/Yönetmen kelimeleri tek tek paylaştırmış oyunculara. Başta anlaşılmaz gibi gelse de ayrı karakterler olup aynı duyguları, aynı sıkıntıları, aynı karmaşıklığı yaşayan insanlar olduklarını görünce, seyirci de katılıyor onlara, çünkü anlatılan hepimizin hikâyesi. Oyun yukarıda değil, hemen gözünüzün önünde oynanıyor ve oyuncuların performanslarına, soluk soluğa olup terlediklerine birebir tanık oluyorsunuz. Siz, izleyici olarak oyuncuların gözlerinin içine, oyuncular da sizlerin gözlerinizin içine bakıyor. Bu canlı etkileşim, tiyatronun gücü; başka hiçbir sanat dalında bunca iç içeliği, duygu paylaşımını yakalayamayabilirsiniz. Bu paylaşım doğal olarak oyuna da yansıyor. Performanslarda çoğunlukla olumlu yansır, burada gerçekten de muhteşem oluyor. Sanmıyorum ki hiçbir izleyici etkilenmemiş olsun.
…elinizi uzatın!
“Alternatif tiyatro”nun, eğlence arayan bir izleyicisi yok; buna da bağlı olarak hemen her sahnede, her salonda, her kentte sergilenmesi de güç. Sanat odaklı izleyicinin “alternatif tiyatro”ları desteklemesi hem geliş(tiril)mesi hem de güçlen(diril)mesi için desteklemesi şart.
Kundura Sahne’nin bu güçlü ve güzel yapımını izlemek gerek.
“Geçen Gün”
Kerem Kurdoğlu, Naz Erayda
Konser, Dans, Oyun, Performans (hepsi birden) tek perde
Takip edin ve sakın kaçırmayın ki, üzülmeyin.
Fotoğraflar: Canberk Ulusan