31. Uluslararası Altın Koza Film Festivali’nin sloganı “sinema sevgidir, sinema dayanışmadır, sinema umuttur.” Tanıtım filminde “umudun ışığında” sözü geçiyor. Sanat, burada sinema kuşkusuz umuttur. Umuttur, çünkü umut, Yılmaz Güney’in efsane filmi “Umut”u da gelecek güzel günleri de çağrıştırıyor.
Festivalde filmlerin ücretsiz olması seyircinin ilgisini çektiğinden hemen her salon, her gösterim tıklım tıklım. Tabii ki sadece ücretsiz bilet değil seyirciyi sinemaya çeken; bugün Çukurova Kalkınma Ajansı, Çukurova İletişim Fakültesi ve Altın Koza işbirliği ile düzenlenen çalıştaydı.
Sinemanın Adana için ne denli önemli olduğu vurgulandı. Alabildiğim notlar çerçevesinde, 1960’larda Adana merkezde 35’i salon, 85’i açıkhava toplam 120 sinema var çalışan. 1973’te Güney Film Postası gazetesine göre 22 milyon bilet satışı gerçekleşmiş ve 4,5 milyon vergi toplanmış. Belediye denetimi arttırınca iki yıl sonra bu iki katına çıkmış. Kadınların sinemaya hatada iki kez gittiği belirlenmiş. bu bilgilerin ışığında Türkiye’de 2013’ten bu güne 2500 perde, 280 bin koltuk kapasitesi olduğunu söylersek sinemanın Adana için “umut” olduğunu bir kez daha vurgulamış oluruz.
Edebiyatla sinema iç içe…
Adana’da iki sinema müzesi olduğunu biliyor muydunuz? Biri Belediye’nin Sinema Müzesi. Önemli bir birikimin yansıması daha ilk adımda belli oluyor. İçeride geçmişten bugüne bütün Adanalı sinemacıların kısa yaşam öyküleri, fotoğrafları ile filmlerin afiş, afişet ve lobileri sergileniyor. Balmumu heykeller içerisinde Abidin Dino, Orhan Kemal ve Yaşar Kemal ile Umut’taki arabacı Cabbar (yamalı giysileriyle) de var. Şiirler, şarkılar, film müzikleri de…
Sabri Şenevi, dünyanın bir başka ülkelerinde “Sinema Evi” kursaydı; el sütünde tutulur, tüm tanıtımlarda yer alırdı. Sinema sevdası ona projeksiyon makinesi, 16mm gösterici, yüzlerce pozitif film ve sayısız film afişi biriktirtmiş. Hem mahalleliye film gösteriyor hem de filmlerin nasıl çekildiğini anlatıyor. Bu uğurda sağlığını yitirmiş. Kalp ameliyatı geçirmiş, bir trafik kazasında yaralanmış, ama hala ayakta. Biz gittiğimizde “Sinema Evi”ni düzenliyorlardı genç arkadaşlarla.
Aydınlık Hayallerimiz
2024 yapımı bir Hint filmi… Yaşamanın içinden bir pencere açmış yönetmen. İzliyorsunuz ya da dışarıdan hızla akan hayatlara bakıyorsunuz. Çok ilginç, çok güzel ve anlamlı.
Birazdan (fırsat yaratarak bir köşeye çekildim bu yazıyı yazıyorum) belgesel yarışmasından “Ağaçtan Umutlar”ın moderasyonunu yapacağım. Dünyanın en kötü silahlarından, mayın patlaması nedeniyle ampüte kalmış insanlara kütükleri oyarak ahşap protez yapan insanları tanıyacağız. Savaş kötüdür ve barış kazandırır, hepimiz sanatla yaşamı güzelleştirmek için umudu üzmeyelim.